Henüz 9 yaşındaydım. Amcam ve 23 yaşındaki kızı bilim ile ilgili bir alanda deneyler yapıyorlardı. Onlarda bir kaç gün kalmak her zaman eğlenceli olmuştur o yüzden o günde onlarda kalıyordum. Kış mevsimindeydik, sokaklarda içler ürpertici bir rüzgar dolanıyordu. Amcam bir deney için mezarlığa gitmeleri gerektiğini söyledi. Ne deneyi diye sordum ama beni geçiştirdi. Üstelemedim ve evde tek kalmaya korktuğum için mecbur onlarla yola koyuldum. Hemen bir mezarlık bulduk. Gecenin ilerleyen saatlerinde olduğumuz için her yer boştu. Amcam önümüze gelen ilk mezarı kazmaya başladı ve uzun uğraşlar sonucu mezarı komple açtı. İçerideki kemiklerin büyük bir kısmını aldı ve arabaya yerleştirdi. Mezarı olduğu gibi kapattı, açıldığı belli bile olmuyordu. Eve döndük. Olanlardan etkilenmiştim. Bir ölünün kemikleri üzerinde deney yapmak ne kadar doğruydu ? Bu yaptıkları hem yasal olarak hem de dini olarak doğru değildi fakat amcama karşı çıkamazdım. Saat geç olduğundan çek yatı hazırladım ve uzandım. Misafir olduğum için salonda yatıyordum. Yatağım koridoru görüyordu. Çok uykum olmasına rağmen uzun süre uyuyamadım. Bir süre sonra tam kendimden geçmişken bir sesle irkildim. Daha önce hiç duymadığım bir sesti, anlık bir ses. Ne hışıltı, ne tıkırtı gibi. Ama benzer bir şeydi. Aniden fırladım. Kalkar kalkmaz ilk gördüğüm yer koridordu ve koridordan beyaz bir şey geçtiğini gördüm. Uzun boylu, zayıf bir şeydi. Bembeyazdı. Hızlıca geçti koridordan. Üzerine çok kafa yormadım uyku ve uyanıklık arasında olduğum için hayal gördüğümü düşündüm ve su içmek için mutfağa gittim. Mutfak salondan çıkınca koridorun sonunda soldaydı ve ışık açma düğmesi mutfağın yanındaydı. Az önce olanlardan sonra her ne kadar gerçek olduğunu düşünmesemde tırsmıştım. Sonunda mutfağa gitmeye karar verdim. Koridoru geçip ışığı açtım ve mutfağa girdim. Hiç bir şeyin yerini bilmediğimden su aramaya başladım. Eğilip aşağıdaki dolaba baktım. Orada su bulamayınca kalktım arkamı döndüm ve amcamla göz göze geldik. Aramızda 10cm mesafe yoktu ve oldukça sinirli gözüküyordu. Sert bir ses tonuyla 'ne istiyorsun' dedi. Amcamı daha önce hiç bu kadar sinirli bir yüz ifadesiyle görmemiştim ve açıkçası korktum. Su alacaktım diyebildim. Dahada sinirlenmiş gibi duruyordu ve 'su yok !' dedi yüksek bir sesle. İyi geceler diyebildim ve salona geçtim. Tekrar yatağıma uzandım. Ne olduğunu düşünüyordum fakat bir şeylerin ters gittiğinden emindim çünkü amcamla yan yana olmamıza rağmen benim gölgem duvara düşüyordu fakat onun gölgesini görmemiştim. Bu korkuma korku katmıştı fakat zaten çok sinirli gözüküyor olduğu için bir şey söyleyemedim. Sonunda uykuya dalmıştım. 9 saatlik bir uykunun ardından saat 8 civarlarında uyandım. Amcam ve kızı Selin kahvaltıyı hazırlıyorlardı. Selin'e günaydın dedim ardından amcama da günaydın demek için yanına gittim. Çekinerek günaydın dedim ve her zaman ki neşeli tavrıyla 'günaydın küçük bey, çok erkencisiniz' dedi. Şaşırmıştım, dünkü sinir küpü adamdan eser yoktu, böyle olması hoşuma da gitmişti. Sinirli halina hiç sevmemiştim bu yüzden olayın üstelemedim. Gülümseyip elimi yüzümü yıkamak için tuvalete gittim. Yaklaşık 20 dakika sonra kahvaltı hazırdı. Hep birlikte masaya oturduk. Masada su olmadığını fark ettim ve çok susamıştım ama dün yaşananlardan sonra su istemeye çekiniyordum. Tuhaflıklar başlamıştı.
-Amcam: Selin sürahi boş. Şunu doldurup gel kızım.
-Ben: Amca dün gece bana evde su olmadığını söyledin ?
-Amcam: Ben dün gece evde değildim ki !?
Şok oldum. İzin isteyip bir açıklama yapmadan sofradan kalktım. Bana baka kaldılar. Amcama en az 10 kere sordum, dün gece gerçekten evde değilmiydin ? Aldığı kemikleri gömmeye gitmiş ve ben uyanmadan 10 dakika önce eve geri gelmiş. Artık bir şeylerin ters gittiğinden emindim..O gün erkenden uyudum. Kimseyle tek bir kelime konuşmadım. Sabah gene evde bir sessizlik vardı. Kahvaltıdan sonra amcam işe, Selin de arkadaşına gitti. Evde tek kalmaktan korksamda deli yerine konmamak için kimseye bir şey anlatmadım. Televizyon izleyerek vakit geçiriyordum. Anahtar sesi duydum, önce kimseyi göremedim sonra Selin'i kapıda arkadaşıyla gördüm. Hoşgeldiniz deyip salonu onlara bırakarak odama geçtim. Bir şey dikkatimi çekmişti; Selin de arkadaşı da eve geldiklerinden beri ne benimle ne de birbirleriyle konuşmadılar. Salondan çıt çıkmıyordu. Merakıma yenik düşerek salon kapısını araladım ve aslında sanki bunun olacağını biliyormuş gibi neredeyse hiç tepki vermedim. Işıkları kapatıp mumlar yakmışlar, mumları ortaya koymuşlar. Tuhaf sözler söyleyerek ellerini mumun etrafında hareket ettiriyorlardı. Küçücük mumlardan bir anda kocaman alev çıktı, o korkuyla ayağım dolandı ve yere düştüm. Neyseki duymadılar. İzlemeye devam ediyordum; o büyük alevden çıkan duman toplanıyor ve bir şekil oluşturuyordu. Çok belirgin hatlı olmasa da bir vücut şekli aldı, sanırım kedi veya köpek vücuduydu. Sonra insan şeklini aldı odayı duman kapladı bir şey göremiyordum bu yüzden odama geçip tedirgin bir halde amcamın gelmesini beklemeye başladım. İçeride korkunç şeyler olduğu kesindi ama hiç ses gelmiyordu, birden odamın kapısı açıldı, Selin sinirli bir ifadeyle bana bakıyordu, ne oldu ? Diyerek sessizliği bozdum. Neden bizi gizlice izledin ? Dedi. Verecek mantıklı bir cevap düşünürken gözleri bembeyaz oldu ve üzerime yürümeye başladı. O sırada belkide hayatımın en guzel sesini duydum; zil. Amcam geldi ben bakarım dedim ve kapıya fırladım. Hemen kapıyı açtım amacama olan biteni bir solukta anlattım hemen içeri koştuk ama kimse yoktu, o sırada zil çaldı, kapıdaki Selin'di. Amcam bana dönerek bunun hoş bir şaka olmadığını söyledi ve beni tersledi. Selin'in az önceki haliyle ilgisi dahi yoktu. Aklıma bir din adamıyla görüşmek geldi ve bu iş kafama yattı. Bu isteğimi amcama anlatamazdım çünkü kendisi bu tür konulara biraz karşıdır. Tek başıma bu işi nasıl halledeceğimi düşünürken günün yorgunluğuyla uyuya kalmışım. Akşam yemeği hazır olunca dayım her zamanki şakacı tavrıyla beni uyandırdı. Uyanınca başımın döndüğünü fark ettim. Amcamın sesi yavaş yavaş azaldı ve kapıda anlık bir gölge gördüm. Sanki o saniye her şey dondu, hareket edemedim. Yere düşüp başımı çarpmışım, gozumu