4.

24 1 0
                                    

Bir kaç gün sonra tekrar buluşmuştuk.

Evimin arka tarafında ki gölün yanında piknik yapmaya karar vermiştik.

Bazen Harry ile çalışma odamda takılıyorduk, bazen de benim odamda.

""Birini seversen eğer, olmasını istediğin gibi değil, olduğu gibi, her şeyiyle seversin.""

Harry uzandığı yerden, elindeki kitabın cümlesini seslice okuduğunda ona döndüm.

"Sen?"

Aniden uzandığı yerden doğruldu.

"Ben mi?"

"Sen.. en son birini gerçekten ne zaman sevdin? Ya da en son bir seni sevdi mi?"

Soruyla başını eğdi. Bedeni güneşten dolayı parlıyordu. Göle girebiliriz diye tşörtlerimizi çıkarmıştık.

Düşündü ama yüzünün asıldığını anlamamı istemiyorcasına başını yukarı kaldırdı.

"Hayır."

"Sorun nedir peki?"

Dediğimde nefes verdi.

"Annem"

Demesiyle kaşlarımı kaldırdım.

"Ben olduğum gibi biri olduğumu ona söylersem benden nefret eder."

"Neden karşımı?"

Nefes verdi.

"Yolda öyle birilerini görse direk tepki gösteriyor maalesef.."

"Ow.. homofobik."

Yaslandığım ağaçtan uzaklaştım.

"Benimde babam öyle. Kendi elleriyle asardı beni herhalde.."

"Cesaret ve risk benim yapamayacağım şeyler.. sanki sevdiğim kişiyi kaybetsem canım çıkacakmış gibi."

Gülümsedim.

"Eğer bir gün olurda aşık olursan o kişi çok şanslı olacak.. çünkü aşk'ı hissetiğinde, can veriyormuş gibi hissedersin..."

Hafifçe tebessüm etti.

Kalkıp elimi ona uzattım.

"Benimle yürür müsün biraz?"

Kafa sallayıp elimi tuttu. Beraber iskeleye ilerledik.

İskelenin önünde duruyorduk oturup onunda oturmasına yardım ettiğimde gülümsedi.

"Buraya sık gelir misin?"

"Aslında bakarsan pek gelmem.. genelde kimse olmaz ama kitap olumak için gelirdim."

Tebessüm etti ve bir anda kendini suya bıraktı.

onu tutma dürtüme engel olamamıştım ama tabi ki suyun dibini çoktan boylamıştı.

Geri çıkmayınca arkasından atladım.

Suyun altında gözlerini kapatmış duruyordu.

Kollarımı beline sarıp mavi suyun altında dudaklarına sımsıkı yapıştım.

Karışılık vermeye başladığında yavaşça yukarıya çıktık ve öpüşmemiz gitgide şiddetleniyordu.

Yem yeşil ağaçlar ve kuş sesleriyle dolu bir yer.

Oracıkta şortlarımızı çıkarıp isleleye attık.

Arkası bana doğru dönükken ona sıkıca sarıldım ve kendimi ona yaslayıp boynundan öpmeye başladım.

Blue Loves Green (Larry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin