5....

104 42 107
                                    

Yelda bu sefer arkadaşlarıyla kafede otururken arkadaşları bir anda ona baktı ve " Yelda, aileni hep bu zaman makinesiyle  gezdiriyorsun ya! Sana çok gönül koyuyoruz insan bir kere bizi de gezdirir." diye sitem etti.

Yelda da arkadaşlarının bu tavrı karşısında mahcup olmuştu. Sonuçta okul başladığı zamandan beri yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi.

Bir kaç saniye düşündü ve en sonunda derin bir nefes alarak birden " Tamam. Hadi kalkın. Gidiyoruz. " Diyerek ayağa kalktı.

Arkadaşları da bu ani hareket karşısında şok olmuş bir halde önce birbirine sonra da Yelda'ya bakarak " Nasıl yani? Hemen mı?" Diye sordu.

Yelda da arkadaşlarının bu haline başını evet anlamında sallayarak " Evet, hemen. Siz istemiyor musunuz? Hem iki saate gider geliriz. " Diyerek önden ilerledi.

Arkadaşları da neşe içinde peşinden gitti. Yelda ve arkadaşları okuldan çıktıktan sonra da taksiye binip evin yolunu tuttu.

Evin önünde durduğunda ise Yelda taksiciye ücreti ödedikten sonra da sırayla taksiden indiler.

Evin demir bahçe kapısının önünde durdukları sırada Yelda ailesine yakalanmamak için arkasını dönüp arkadaşlarına sessiz olmaları için parmağını dudağına götürdü ve sus işareti yaptı.

Ardından da demir bahçe kapısını yavaşça açarak içeriye  önce kendisi girdi. Bir süre etrafta kimse var mı diye kolaçan ettikten sonra da kimsenin olmadığından emin olunca da arkasını dönüp bir köşeye sinmiş öylece kendisini bekleyen arkadaşlarına eliyle hadi gelin işareti yaptı.

Hep birlikte sessiz adımlarla bahçenin içinde bulunan küçük tamirhaneye doğru ilerlediler.

Yelda ses çıkarmamaya özen göstererek tamirhanenin sürgülü kapısını zor da olsa açtı.

Hep birlikte  gündüz olduğu için sadece camlardan içeriye güneş ışığının girdiği tamirhanenin ortasında durmuştu.

Kızlar burayı ilk defa gördükleri için hayranlıkla etrafa bakıyordu. Kızlardan biri " Burası çok güzel. " Dedi.

Yelda da arkadaşına sadece gülümsemekle cevap verdikten sonra da " Sessiz olun, fazla vaktimiz yok. " Diye bir kez daha uyardı.

Arkadaşları da bunun üzerine sadece başlarını salladı.

Arkadaşlarından diğeri ise sessizce " E, hani bize göstereceğin zaman makinesi nerede?" Diye sordu.

Yelda da derin bir nefes aldı ve hemen köşede bulunan beyaz örtüyle kaplı olan kocaman makinenin yanına ilerledi ve makinenin önünde durdu.

Arkadaşlarına bakarak heyecanla " Hazır mısınız?" Diye sordu.

Hepsi aynı ağızdan " Evet, hazırız." Dediler. Yelda da başını salladı ve var gücüyle birden beyaz örtüyü kaldırmasıyla örtünün üzerinde bulunan tozlar havaya uçuştu.

Yelda ve arkadaşları çıkan tozdan boğulacak gibi olmuştu. Def etmek için de bir yandan öksürüyor diğer yandan da elleriyle tozları savuşturuyordu.

Yelda heyecanla arkadaşlarına bakarak " İşte burada." Dediğinde hepsi birden başlarını kaldırıp o yöne baktıkları sırada ise neredeyse şoktan küçük dillerini yutacaktı.

Yelda makinenin düğmesini çalıştırdı ve kendi de şöför koltuğuna bindi. Arkadaşlarının hala gelmediğini görünce de aralık  camdan başını uzatıp "Hadi, gelsenize. " Diye bağırdı.

Heyecanla hep birlikte zaman  makinesine binerek yola koyuldular.

Bu sefer ki rotaları Uludağ'dı. Zaman makinesi kocaman karlarla kaplı olan dağların arasına iniş yaptı.

Çöpten Hayaller Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin