8. bölüm

33 12 28
                                    


Ertesi gün...

Yelda'yı bugün hastaneden taburcu edeceklerdi. Babası ise kızına baktı ve " Ben, çıkış işlemlerini halledeyim. Sonra da eve gideriz. " Diyerek odadan çıktı.

Yelda ve annesi ise odada baş başa kaldılar. Yelda kaç gündür Samet'i merak ediyordu.

Acaba durumu nasıldı. Tam bir şey diyordu ki odanın kapısı çaldığında susup kimin geldiğini görmek için kapıya doğru " Girin." Diye seslendi.

Kapı açıldığında içeriye en yakın arkadaşı Eda arkasında ise Leyla ve kampta bulunan kızlarla birlikte içeriye  girdi.

Yelda kapıda ona merakla bakan gençlerin neden burada olduğunu anlayamadı.

Bu gençlerin odasında ne işi vardı ve onu nereden tanıyorlardı.

Eda o anda  Yelda'yı yatakta otururken görünce dolu gözlerle " Canım, " diyerek ona doğru koştu ve boynuna sımsıkı sarıldı.

Odada bir an sessizlik oldu. Herkes bu an karşısında duygulanmıştı.

Eda kendini geri çektiğinde arkadaşını baştan aşağı süzerken " İyi misin? Kaç gündür hemşireye senin nasıl olduğunu soruyordum. İnan  uyandığını  hemşire haber verdiğinde öyle sevindim ki. Ağrın filan var mı?" Diye sordu.

Yelda da başını iki yana sallayarak " Yok, iyiyim ben. Doktor bugün taburcu olacağımı söyledi. Peki siz kimsiniz?" Diye sordu.

Yelda'nın bu tepkisi karşısında kızlar o an şok olmuş bir halde birbirine baktı.

Yelda'nın neden birden bire böyle davrandığını anlamıyorlardı.

Eda Yelda'nın annesine baktığında ise kadın bir an acıyla yutkundu.

Yelda da o an ayağa kalktı ve Yelda'nın duymasından korkarak Yelda'nın annesine baktı ve " Nermin teyze, neler oluyor? Yelda neden öyle davrandı?" Diye sordu.

Yelda'nın annesi de kızların hepsine tek tek bakarak " Siz, Yelda'nın kamptan arkadaşınız değil mi?" Diye sorduğunda diğer üç kız da başını evet anlamında salladı.

Ardından da Yelda'nın annesi de derin bir nefes aldı ve Eda'ya bakarak " Yelda, kazadan sonra geçici hafıza kaybı geçirdi. O yüzden sizi tanımaması normal. Doktor zamanla düzelecek dedi." Dediğinde Eda da şok olmuş bir halde elini ağzına götürdü.

Duyduklarına inanamıyordu. Gözlerini kırpıştırarak  Yelda'nın annesine " Nermin teyze, sen ne diyorsun? Bu nasıl olur? Peki ya şimdi ne olacak?" Dediğinde Yelda'nın annesi de omuz silkerek
" Bilmiyorum, kızım. Hepimiz bu süreçte elimizden geleni yapacağız. Bizi zor bir süreç bekliyor. Tek dileğim güzel kızımın bir an önce eski sağlığına kavuşması. " Dedi.

Eda da yatakta hala oturan onlara merakla kaşlarını çatarak bakan arkadaşına baktı ve derin bir iç çekerek dolu gözlerle
" Ah! Benim güzel arkadaşım. Şu başına gelenlere bak. Oysa ki o kadar heyecanlıydı ki. Benim yüzümden. Ben bizi oraya götürmesi için ısrar ettim. Eğer ısrar etmeseydim Yelda da bu durumda olmayacaktı. " Dedi.

Eda  Yelda'nın bu halde olmasına sebep olduğu için içten içe kendini suçluyordu.

Eda aklına gelen fikirle o an göz yaşını sildi ve gülümseyerek Yelda'nın yanına oturdu.

Yelda'ya bakarak " O zaman biz de tanışırız. Ben Eda, senin çocukluk arkadaşın. Her günümüz birlikte geçti. Öyle ki aynı üniversitede okumaya başladık. Hatta." derken arkadaşlarını işaret ederek "Hatırlıyor musun hani ben senin zaman makinesini görmeyi çok istiyordum. Sana çok ısrar ettim. En sonunda sen de benim bu ısrarıma daha fazla dayanamayıp teklifi kabul ettin. Birlikte zaman makinesine bindik ve Uludağ'a gittik.  Sonra o malum kaza oldu. " Dedi.

Çöpten Hayaller Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin