"Pekala, B, bana bak."
İtaatkar bir şekilde, Bruce koltukta geriye yaslandı ve zorlukla kafasını yukarı doğru kaldırdı, böylece Jason küçük bir feneri gözlerine tutabildi. Tepkisini yakından izledi ama göz bebekleri hala normal olmayan bir şekilde büyüktü.
Yine de, henüz endişelenmek için bir sebep yoktu. Bruce yeterince bilinçli görünüyordu ve Jason'ın anladığı kadarıyla Ivy'nin poleni sadece dengesini ve koordinasyonunu bozmuştu. Jason panzehiri çoktan vermişti, her an etkisini göstermeye başlayabilirdi.
İçini çekip feneri söndürdü ve dönüp mütevazı apartman dairesine baktı. Ivy'nin minyatür bitkileri yıldırım şeklinde zehir saçmaya başladığında hemen kaçmak zorunda kalmışlardı. Bu güvenli evi hatırlamış olması iyiydi. Polene maruz kaldığı için omzuna tutunmak zorunda kalan bir Batman ile, bozuk telsizleri eşliğinde Mağara'ya kadar gitmeye çalışmak, o an pek iyi bir fikir gibi görünmemişti.
Evet, Bruce'u buraya getirmek bu şartlar altında Jason'ın yapabileceği en iyi şeydi.
"Tamamdır." Jason boğazını temizledi, feneri cebine indirdi. "Bir kaç dakika içinde kendine gelirsin. Sana biraz su getireyim, olur mu?" Duraksadı, Bruce'un sabit bakışları yüzünden neredeyse kızaracaktı. Ne kadar gizemli olursa olsun, bakışları yoğunluğundan bir şey kaybetmiyordu. Jason tekrar yutkundu, gergin olduğu için kendine küfür etti ve, "Merak etme, Alf'e burada olduğunu söyleyeceğim. Sanırım Ivy fiyaskosu pek hoşuna gitmeyecek," dedi.
Gitmek üzere arkasını dönecekti, -kaçmaya çalışmadığını, o tuhaf bakışlardan ve sessizlikten uzaklaşmaya çalışmadığını kendine söyleyip duruyordu- ama Bruce'un parmakları bileğine dolandı ve adım atamadan durmasını sağladı.
Gevşek bir tutuştu, istediği an elini silkeleyip kurtulabilirdi. Ama Bruce'un sert, eldivenli ellerinin tenine temas etmesi Jason'ın gerçekten kızarmasına ve nefesinin göğsünde tıkanmasına yetiyordu.
Benim neyim var böyle, diye düşündü kendi kendine.
Bruce ile tekrar çalışmaya başlamaya henüz alışmamıştı. Her şey ikisi için de yeniydi, hala birbirlerine karşı tedbirli davranıyorlardı ama olanları göz önünde bulundurunca araları gayet normaldi, en azından konuşuyorlardı. Ve genelde yumrukların yüze çarpması dışında birbirlerine hiç dokunmadıkları için Bruce'un yakınlığının çok güçlü bir etkisi olmuyordu.
Ama şimdi, Jason olduğu yere sabitlenmişti, şaşkın gözlerle Bruce'a bakıyordu. Utangaç bir okul çocuğu gibi gergindi ve yanakları yanıyordu. Ne kadar da zavallıydı.
Bir şeyler söylemeliydi, bu şey her ne ise onu durdurmalıydı.
Ama Jason bir karar veremeden Bruce hareket etmeye başladı. Yaklaştı, hareketleri tuhaf bir şekilde durgundu. Jason'ın bileğini çekiştirince öne doğru yalpaladı. Dizleri koltuğun kenarına dayandı ve istemeden de olsa Bruce'un iki yana açılmış bacakları arasında dikilmeye başladı.
Ardından, Bruce diğer kolunu kaldırıp Jason'ın beline doladı ve ve kafasını eğip başını karnına gömdü.
"Teşekkür ederim," dedi ve kalın, ritmik sesi, Jason'ın omurgasından aşağı bir ürpertinin yayılmasına sebep oldu. "Yanımda olduğun için."
Fanilasının ince kumaşı yeterince iyi bir bariyer olmadığı için Bruce'un ağız hareketlerinin yoğunluğunu ve sesinin karnına doğru titreşim göndermesini hissedebiliyordu. Aklından hızlı bir düşünce geçip gitti- vücut zırhını çıkarma konusunda bu kadar aceleci davranmamalıydı.
Şaşkınlıkla kafasını eğip düzgün kesilmiş siyah saça ve Bruce'un boynunun arkasında duran, çıkardığı başlığına baktı.
Sarılan bir Batman.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
one shots | brujay +18
Fanfictionbruce wayne x jason todd, one shots, +18 fikre ilham veren; @gothamtrilogy !!