caught

244 13 1
                                    

Kulaklarındaki minik telsizlerden uyarıcı bir bip sesi geliyor; merdivenlere ve koridora yerleştirdikleri alarmların devreye girdiğini haber veriyor.

Bruce ve Jason birbirine bakıyor.

Buradaki işleri çoktan bitti. Tim'in yardımı ve teknolojisi sayesinde bilgisayara girip kanıt niteliğindeki bütün dosyaları kopyalamayı başardılar.

Aslında, çok basit bir iş. Gösterişli bir partiye katıl, herkes dans edip içki içmekle meşgulken çalışma odasına gir, kanıtları topla, ve buradan ayrıl.

Ama görünüşe göre biri, Bruce Wayne'in ve gizemli asistanının bir süre önce balo salonundan kaybolduğunu farketti.

Ve bu kişi doğrudan çalışma odasına geliyor.

Şimdi, şovun ikinci kısmına geçme zamanı.

Jason, Bruce'a bakarak sırıtıyor.

"Buraya gel, Brucie," diyor ve kalçasını yasladığı sağlam tahta masadan doğruluyor. Siyahlardan oluşan takım elbisesiyle oldukça uzun ve heybetli görünen Bruce'a doğru adım atıyor. Adamın dibine gelene kadar da durmuyor.

Çalışma odasının pencereleri devasa. İçeri ay ışığının girmesine olanak sağlıyor. Bu yüzden Jason, Bruce'un gözlerindeki tedbirli bakışları ve kasılmış çenesini görebiliyor.

"Ah, hadi ama," diye kaşlarını çatıyor Jason. "Sanki bu oyunu daha önce hiç oynamadın."

Uzanıp Bruce'un kravatını tutuyor. "Bu konuda profesyonelsin, Brucie." Kumaşı tutup çekiyor, parmakları ipeğin üstünde yumruk oluyor ve Bruce'un dudakları, kendi dudaklarının üzerinde duruyor. "Sakın bana utandığını söyleme."

Sonra kravatı bırakıyor ve Bruce'u göğsünden itiyor. Bruce, geriye doğru tökezliyor ve sırtı sertçe duvara çarparken gözleri şaşkınlıkla açılıyor.

Jason da peşinden gidiyor ve adamı duvar ile arasına alıyor, vücudunu Bruce'un vücuduna yapıştırıyor. Adamın ısısı, gömleğinin kumaşı arasından anında kendisine ulaşıyor. Jason, Bruce'un da bu yakın teması son zerresine kadar hissettiğini biliyor. Ne kadar gergin göründüğünü farkedip ona sırıtıyor. Zarif bir şekilde dokunmuş, pahalı kıyafetleri bile kasılmış kaslarını saklayamıyor.

"Çok şeker." Bruce'un yanağını sıvazlıyor, bunun karşısında öfkeli bakışlar kazanıyor. "Ah, sinirlenme, Bruce-cuk."

Bunu yapıyor olmak, Bruce'a böyle dokunmak, hiç gerçek değilmiş gibi. Jason, adamın kravatını yavaşça çözmeye başlarken, bunun hakaret gibi bir şey olduğunu düşünüyor. Sanki çok değerli bir kahraman heykelini yerinden söküp deviriyormuş gibi.

Bruce hepsine izin verirken sadece izliyor. İfadesi vurdumduymaz.

Jason, bunu devam etmesi için bir işaret olarak alıyor ve gömleğin yakasını katlayarak kenara çekiyor. Tereddütle, Bruce'un sütun gibi boğazına bakıyor. Derisinin altında deli gibi atan nabzını görebiliyor. Sonra Jason, kafasını eğiyor.

Dudakları Bruce'un boğazına değiyor.

"Hadi," diye fısıldıyor. "Gerçekçi görünmemiz lazım. Bana bir şeyler ver, Bruce."

Söylediklerine karşılık yine herhangi bir tepki alamayınca ısırıyor Jason. İz ya da morluk bırakması umrunda değil.

"Sokak çöpü, evet, biliyorum. Senin için yeterince iyi değilim." Sesi şimdi öfkeyle titriyor. Eskiden beri derinlerinde sakladığı o kırgınlık hissinin yüzeye çıktığını hissediyor. "Ama sadece bir kaç dakika için rol yapamaz mısın? Bu sadece bir iş ve-"

one shots | brujay +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin