Bölüm 17 - Yutkunulan Sözler

501 35 18
                                    

Kısa ama yazmadan, paylaşmadan duramadığım bir kesit. Yorumlarınızı bekliyorum 🌸











Gecenin karanlığının çöktüğü hastanede sanki bütün dünya derin bir uykudaymışçasına bir sessizlik vardı. Pek de yanlış sayılmazdı, çünkü hastaların neredeyse tamamı uyuyordu. Kenan'ın ufak adımları koridorun ortalarındaki odaya vardı, bir an duraksadıktan sonra açık olan kapıdan içeri girdi adam. Gördüğü manzarayla usulca gülümserken ellerini cebine sokarak ilerledi.

"Uyuyor mu hala?" dedi kısık sesle.

Yatağın yanında, ayakta duran Cemile'nin gülümseyen bakışları bir an Kenan'a döndü ve başını salladı genç kız. "Uyandı abi, çocukları sordu."

Kenan bu cevaba tebessüm ederek yatağa çevirdi bakışlarını. Kardeşi, Veysel, öyle yorgun görünüyordu ki belki bıraksalar sonsuza dek uyurdu. Ama bu defa komadaki o solgun yüzden, o açılmamaya yemin etmiş gözlerden farklı görünüyordu. Bunun farkındalığıyla derin bir nefes verdi Kenan.

İçinde kaynayıp duran, her yerini yakan o acı duygunun yanında; tek tesellisi kardeşinin komadan çıkmış olmasıydı.

"Cemile..." Bütün duygularını bastırarak, gözlerini Veysel'den yengesine çevirdi. "Hadi sen de eve git, çocuklar merak etmesin."

"Yok, gitmem ben." dedi Cemile hemen. Tekrardan Veysel'ine döndü ve bir eliyle saçlarını okşarken sevgiyle mırıldandı: "Ben Veysel'imi bırakıp hiçbir yere gitmem."

Bütün yorgunluğuna rağmen yüzünde şükür dolu bir ifade vardı genç kadının. Kenan, Veysel için hissettiği o abi şefkatinin aynısını Cemile için de hissederek, endişeyle konuştu:

"Ama bak bağışıklığın çökecek, perişan oldun." Cemile'nin araya girmesine izin vermeden devam etti: "Hem çocuklar da annelerini özlemiştir, bu gecelik onlarla dur en azından."

"Abi..." Cemile'nin bakışlarına ilk defa tereddüt yerleşti; onu şu anda buradan ayırabilecek tek şey çocuklarıydı. Kenan iç geçirerek tebessüm etti.

"Cemile... Bana güveniyorsun değil mi?"

"Güveniyom tabii abi o nasıl söz?" dedi Cemile hemen.

"O zaman gönül rahatlığıyla eve gidebilirsin abicim. Veysel bana emanet, başından ayrılmayacağım. Merak etme tamam mı?"

Birkaç saniye boyunca tereddütle abisine baktı Cemile. En sonunda yenilgiyle bir nefes vererek başını salladı. "İyi madem, sen öyle diyorsan..." Hemen ekledi peşine: "Ama bak en ufak bir şeyde bana haber veriyon tamam mı? Aklım kalır yoksa."

"Tamam tamam." diye güldü Kenan. "Kalmasın aklın."

Cankuşuna son kez bakıp saçlarını okşayan Cemile, kenardan çantasını aldı ve hırkasını iyice üstüne çekerek yatağın etrafından dolaştı. Kapıya yönelmişti ki, Kenan içindeki o dayanılmaz duygunun benliğini esir aldığını hissetti ve kendine engel olamadan çıktı kelime ağzından:

"Cemile?"

"Buyur abi?" diyerek kapının yanındayken arkasına baktı Cemile. Kenan duraksadı, yengesinin günler sonra nihayet parıltısı yerine gelmiş gözlerine bakarken kelimeler düğüm oldu boğazında.

Şimdi söyleyemezdi. Zamanı değildi.

"Boşver, yok bir şey." dedi kısık sesle. "Hayırlı geceler."

Cemile hafifçe kaşlarını çattı, bir şey anlamamıştı. Yine de gülümseyip başını salladı. "Hayırlı geceler abi."

Ardından odadan çıktı ve adım sesleri giderek uzaklaştı. İç geçiren Kenan arkasına döndü, Veysel'in değerlerini kontrol etti monitörden. Her şey yolunda görünüyordu. Şimdi o düzenli kalp atışı insanı çıldırtıcı türden bir düzende değil, rahatlatıcıydı. Veysel'in her bir yaşam belirtisi, komadan çıkışını müjdeliyordu sanki.

One Shots • VeyKen (Gönül Dağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin