Yada seni sikeyim?

179 16 87
                                    

(pazartesi)

Tae, ben ve Hyunjin buluşup okula giderken aynı otobüse binmek zorunda kalmıştık.

Ya hadi tamam benim arabam yok ama siz iki hıyar ne halt yiyorsunuz?

Bindiğimiz otobüste sadece iki kişilik yer vardı. Buda demek oluyor ki üçümüzden biri ayakta kalacaktı. Yada...

Otobüsteyken, Tae beni dizine yaslamak için kolumdan çektiğinde, Hyunjinde diğer kolumdan tutmuştu.

Şuan karşılıklı bakışıp beni çekiştiriyorlardı

Otobüs çalıştığında Tae beni hızla çekerek dizine otutturmuştu. Eteğim sayesinde pek rahat oturamasamda oturuyordum işte.

Tae'nin yanında oturan amca, bacaklarıma bakmaya başladığı zaman eteğimi düzlemek için ayağa kalkmışktım. Hyunjin bu durumu fırsat bilerek beni kucağına çekmişti.

Oturduğum gibi belimde hissettiğim el, gözlerimin iicne bakan insanlar beni elbette biraz huzursuz ediyordu.

Okula vardığımizda otobüsten direk atlamıştım. Geç kaldığımız için hızla sınıfa koşarken ilk dersin tarih olduğunu ve tarihcinin çok yavaş geldiguni düşününce rahatlamıştım.

Koridorda nefeslenmeye çalışırken Hyunjin ve Tae yanımda bitmişti. Hafifçe dikelip onların boynuna gelmeye çalışmıştım ama. Nafile.

Hyunjin'in duyabileceği bir sesle Taeye seslenmistim

-Tae
-hm?
-Diyorum ki.. üçlümü yapsak!

Hyunjin yudumladığı suyu koridorun ortasına fışkırtırken Tae onun bu haline gülmüştü.

-Ne!? Daha şu hıyarın sevgilin olması şokunu kaldıramamışken bide üçlümü yapacaksınız? Yuh!

Gülerek ona döndüğümde kaşları çatık bir haldeydi. Ne ara bu kadar değişmişti anlamıyorum. Onun için bir oyuncakken neden bu kadar önemli olmuştum?

-Üçlü derken, arada sende varsın. Yani bu durumda biraz ben aranızda kalırım gibi geliyor..

İkisininde yüzüne tek tek bakınca yataktaki pozisyonu hayal etmemek elde değildi. Ama ya ikisi öpüşürse? Aman be Ji! Düşünme şunları!

Sınıfa girip sıralara yerleştigimizde, hoca gelene kadar resim yapmayı planlıyordum. Genelde resim yaptığım not defterimi çıkararak yarım kalmış resmi devam ettirdim.

Kalbi kırılmış biriydi bu resimdeki kişi, tüm suç kendindeydi. Zaten onun için üzgündü ya?

Tarih hocasının gelmesiyle sıkıcı bir tarih dersini işlemiştik. Ardından biraz daha sıkıcı dersler derken öğle arası gelmişti. Zil çaldığında Hyunjin, not defterimi alıp koridora kaçmıştı. Hayır yaaa.

Arkasından koşarak t-shirtunden tutmuştum. Oda bana dönerek elindeki not defterini havaya kaldırmıştı. Sen kim köpke!

-Ver la şunu hıyar! Lan ben kime diyorum!

Elindeki not defterine uzanmaya çalışırken o ise bir yandan gülüyordu. Diğer eliyle boyumu işaret etmişti

-Yani şu kadar boyun var, senden iki kat büyük adama horozlanıyorsun Ji

Kollarımı önümde çaprazlayarak gözlerimi kısmıştım

-sen? şimdi benim boyumla? Dalgamı geçiyorsun?! he!

Saçından tutarak yere doğru indirdiğimde, not defterini vermemek için direniyor gibiydi. Biraz daha sürükleyip yere attığımda, elinden not defterini alıp sınıfa kaçmıştım.

Yıldızların AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin