Hyunjin
Bugün okul çıkışı Jeongin'le buluşma sözümüz var. Çok mutluyum bu yüzden, mutluluk saçıyorum her yere. Jeongin, Jisung'a bir şey dememiş daha. Eve beraber gidiyorlar çünkü normalde. Çıkışta öğrenecek yüksek ihtimalle. Amaaan, bir şey derse bile umrumda değil. Kaçırırım Jeongin bebeğimi.
Biz Jeongin'le kantinde otururken (Minho'nun hangi bokun ortasında olduğunu bilmiyorum) bir anda 12. sınıf gibi duran iki çocuk kantine girdi ve bir iki masa ilerimizdeki Jisung ve Seungmin'in masasına hızla yürümeye başladılar. Masaya vardıklarında biri Jisung'un kulağına eğildi ve biz ne olduğunu anlayamadan Jisung'u da alıp gittiler. Seungmin de Jisungların arkasından kalktı masadan. Ama onların yönüne gitmedi. Hayır yani bu çocukları Jisungların yanında hiç görmedim. Jisung'la nereden tanışıyorlar ki? En son Jisung'la üst kata çıktıklarını gördüm. Gerisi Allah Kerim.
Jisung
Biz Seungmin'le kantinde otururken önce tuvaletteki çocukların kantine geldiğini ve sonra da yanımıza yaklaştıklarını gördüm. Bok kokusunu hissediyordum işte o an. Seungmin'e bir şey belli etmemek için şekilden şekle giriyordum. Çocuklar tamamen yanımıza yaklaştıklarında büyük oğlan kulağıma eğildi, "sorgulama ve gel." dedi sadece. Vücudumun tir tir titremesiyle çocuğa karşı tepki veremiyordum. Başkası olsa çoktan yüzüne yumruğu yemişti. Onlara karşı neden bir şey diyemiyordum? Neden savunmasız hissediyordum..?
Seungmin'e "futbol toplarında eksik varmış da gideyim bi bakayım ben." dedim ve masadan kalkıp onlarla birlikte ilerlemeye başladım. Biri sağıma biri soluma geçti ve solumdaki küçük oğlan kolunu omzuma attı, sağdaki de belime sarılmıştı. Etrafımızdaki insanlar içimdeki o korkuyu görebilseydi dışarıdan bu kadar normal samimi bir "arkadaş grubu" gibi gözükmezdik eminim ki. Olduğumuz yere kusasım geliyordu. Hem iğrençlikten hem korkudan hem tedirginlikten... midem bulanmaya başlamıştı.
Üst katın tuvaletine çıktık. Tuvaletin bomboş olmasının sebebi beni direkt buraya getirmelerinden anlaşılıyordu.
Ciddi bir şekilde "ne istiyorsunuz?" diye sordum içimdeki korkuyu onlara karşı gizlemeye çalışarak.
Büyük oğlan anında kolunu arkamdaki duvara yaslayarak "sana gördüklerini söylememen için yaptıklarımız yetmemiş galiba küçük orospu?" dedi.
"Ne diyorsun amk?" diyerek önümdeki oğlana aynı söylediğim ifadeyle bir bakış attım.
Küçük olan ortaya atılıp "bütün sınıfımız biliyor. Ve sınıfımızdan Changbin'le de arkadaşsın? Changbin'e sen söyledin değil mi amını siktiğimin çocuğu?" dedi. Burada dananın kuyruğu kopar bende aga.
"Anneme laf etme sikerim belanı burada."
"Bak seen! Daha geçenlerde tam olarak bu katta bu tuvalette sadece boynunu yalamamla tir tir titreyen playboy mu söylüyor bunu bana?" deyip küçüğünü savundu hemen korumacısı.
"Siktirin gidin amına koyayım. Ben kimseye söylemedim. Banane sizin sikiş sokuşunuzdan ya."
"Biz sana ne demiştik? Eğer söylersen bunun daha fazlası olur dememiş miydik?"
"SÖYLEMEDİM DİYORUM BEYNİNİ SİKTİĞİM!?"
Önümdeki büyük oğlan eliyle ağzımı kapatsa da elini ısırarak geri çekmesini sağladım. Ardından duvara yasladığı kolunu da ısırarak aynı şekilde geri çekmesini sağladım.
"Geçen sefer bir şey yapamamış olabilirim ama bu sefer bana dokunmanıza izin vermeyeceğim! Anladınız mı!!?" deyip kapıya koştum. Tam kapının kolunu tutuyordum ki kapıya uzattığım elimi tutup beni kendine çevirdi küçük olan. Ben de erkekliğini tekmeleyip yere düşmesini sağladım ve diğeri de zaten hemen onun başına üşüştüğü için ikisini de arkamda bırakıp kaçabilmiştim. Ölüm gibiydi ama başarılı çıktım. Orospu çocukları.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üvey Abin. ×Minsung×
Fiksi Penggemar"Jeongin senin abin var mı?" "Hyung, neden sordun ki?" "Abin yoksa artık bir abin var da ondan!" "Estağfurullah hyung ama senin yaşında abim var evet." "Hop hop, o zaman ben üvey abin." Minsung Hyunin