SEVGİLİ GÜNLÜKLER

61 24 166
                                    

Gözlerimi açtığımda sabah olduğunu fark ettim. Eda ve ben o kadar yorulmuştuk ki balkonda uyuya kalmıştık. Hareket etmeye çalışmıştım ama her yerim tutulmuştu. Biraz fazla kıpırdanmış olacağım ki. Eda huzursuz bir şekilde söylenerek yattığı yerden doğruldu. Uzanıp az ötedeki telefonu aldım. Saat 12'yi gösteriyordu ve daha şimdiden annemle babam beni 17 kez aramışlardı...

- Biraz geç uyanmışız sanki.

Eda'ya baktım. Gülüyordu. Buruk bir tebessüm ile kafamı yana yatırdım. Eda'nın gülüşü soldu. Derin bir nefes aldı.

- Ne zaman gidiyoruz ?

+ Daha bir hafta var. Kalmak istiyorsan sizin evde kalabiliriz.  Yani sana bağlı.

Eda hiç bir şey söylemedi ve bir anda ayağa kalktı. Koridora yöneldi. Bende kalkıp hemen arkasına geçtim.

Eda'nın ailesi zengin olmasa da durumları gayet iyiydi. Evleri çok büyüktü ve bir çok oda vardı. Eda'nın nereye gittiğini bilmiyordum çünkü sorduğum hiç bir soruya cevap vermiyordu. Yüzüme bile bakmıyordu. Merdivenlerden yukarı çıkarken oluşan sessizlik beni germiş olacak ki sesimin tonu oldukça yükselmişti.

+ Eda seni kıracak bir şey söylemedim. Yüzüme bakmamanı gerektirecek bir cümle kurmadım. Ne bu tavır şimdi ?

Eda bir anda durdu. Yüzünden ne kadar sinirli olduğu belliydi. 

- Sakin olacak mısın sen ? Biraz sessiz olamaz mısın Lidya ?

Susmuştum. Odalardan birine girip bir tablo getirdi ve merdivenlerden aşağı inmeye başladı. Arkasından gitmekte çok karasızdım ki arkasını dönüp yanıma geldi.

- Lidya, sen artık çocuk değilsin. Birisi seni azarladığında havlu atamazsın. İyi miyiz ?

+ Ne zaman kötü olduk ?

Elini omzuma attı ve merdivenlerden gülüşerek inmeye başladık.

*

+ Baban öldüğünde neden hiç tepki vermedin Eda ?

- Babam ölmedi ki. Nerden çıktı şimdi ?

+ Eda dalga mı geçiyorsun ? Dün teyzen arayıp vefat haberini verdi demiştin.

Eda'dan bir cevap beklediğimi belli etmek için öne doğru eğildim çünkü benimle göz teması bile kurmuyordu. Yüzüme bakmıyor, sürekli yutkunuyordu. Kafasını kaldırdı. Kaşlarımı çattım.

+Eda hadisene ne bekliyorsun ?

- Benim için öldü.

+ Nerede ?

-Kaçtı. En iyi yaptığı şey bu zaten. 

Babasıyla arasının iyi olmadığını bildiğim halde bu durum garibime gitmişti.

+ Bir şey daha soracağım.

- Hayır sormayacaksın canım. Çünkü onca sorunumun içinde babamla ilgili hiç bir soruya cevapta vermeyeceğim. Anladın mı ?

Kafamı karamsar bir şekilde sağa sola salladım ve  elimi Eda'ya uzattım. Oda elini uzattığında bu konuyu tamamen kapatmak üzere sonlandırmıştık.

Eda ayağa kalkıp ellerini havaya kaldırıp çocuk gıbı öne arkaya sallanmaya başladı.

Çok heyecanlı gibi görünüyordu. En yakın arkadaşımın mutlu olmasına üzülecek değildim aklımda çok fazla soru vardı. Gerçekten neden gitmek istiyordu ? Annesi nasıl ölmüştü ? Nasıl bu kadar umursamaz davranabiliyordu. Ya da niye bu kadar umursamaz davranıyordu? Gibi onlarca soru vardı. Ama bir tanesini bile sorsam gerçekten canı çok yanacaktı. Ve asla Eda'nın canını yakacak bir soru sormayacaktım. Umarım...

KUSURSUZ YAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin