2. Bölüm

88 6 0
                                    

''Hadi herkes arabaya, geç kalıyoruz.''
"Ya baba niye ben de geliyorum ki? Benimle ne işi var sanki!"
"Ben de sana çok meraklıydım ya. Hatta seni alıp kızlara sevgilimi olarak tanıtacaktım. Dur lan, aslında iyi fikir. Deniz nolur gel!"
"Kızım ben senin gibi tipsiz bir kızla neden sevgili olayım?"
"Ben sana o kadar ittifak edeyim, sen gel beni göm abi. Gelme istemiyorum zaten. Sen git bilmem kaçıncı sevgilinle takıl."
"Baba bunun Türkçe 'si niye bu kadar kötü? Daha iltifatı bile düzgün söyleyemiyor. Bence bu sizin çocuğunuz değil, değiştirin bunu."
"İstersen bir de cami avlusuna bıraksınlar, daha inandırıcı olur."
Hayır, neden benim böyle bir kardeşim var ki! Allah sadece tip vermiş o kadar. Dalaşmamızı annem böldü ve bizi sürükleyerek arabaya götürdü. Çakma Yıldız Tilbe yürüyüşümle arabaya giderken bile herkesin dikkatini çekmeyi başarmıştım. Arabaya bindiğimizde annemin ağlayışlarına ve abimin alaylarına aldırmayarak kulaklığımı taktım. Havaalanında gideceğim uçağın yanına geldiğimde Ekin ve Ozan'ı gördüm. Demek bizden sakladıkları şey buydu. Bizi uğurlamaya gelemeyeceklerini söylemişlerdi. Yanları koşup sıkıca sarıldım.
"Hani gelmeyecektiniz. Sakladığınız şey bu muydu?"
Ozan bana anlamamış gibi bakarken Ekin araya girdi.
"Hı evet evet buydu. SÜRPRİZ!"
Hazla hala gelmemişti. Nerde kaldı bu kız? Gelen cırtlak sesle arkama dönmemle yere yapışmam bir oldu.
"Kızım manyak mısın? Ne diye bana doğru koşarsın ki! Kalk üstümden!"
"Ya pardon Arya. Ben şey sandım. Yani şey, geç kaldım sandım da o yüzden şey ettim. Sen de önümde olunca işte şey oldu."
Hayırlı 'şey'ler arkadaşlar!
"Kızlar bizim gitmemiz lazım. İşlerimiz var."
Ekin'in konuşmasıyla etkisinde kaldığım 'şey'den çıkarak yalvaran gözlerle Ekin ve Ozan'a baktım.
"Bizden önemli işleriniz var yani?!"
"Bırak Arya,  yine kız peşindedir bunlar!"
İsyanlarımıza aldırış etmeden ikisi de gülümsedi ve yürümeye başladı.
Onlar gözden kaybolduktan sonra ailemin yanına gidip onlarla vedalaşmaya başladım. Hepsinin sevgili edinmemle yoksa evde kalacağımla ilgili nasihatlarını dinledikten sonra Hazal'la uçağa bindik. Bizden biraz sonra değişik tipli yaşlı bir çift geldi ve yanımıza oturdu. Yaklaşık yarım saat geçmişti. Birinin gözlerini sürekli üzerimde hissediyordum. Gözlerim bana bakanı ararken birden yaşlı amcanın gözleriyle buluştu. Dur bi dakka! Bu adam fazlasıyla Ekin'e benziyor, sanki Ekin'in yaşlanmış hali gibi. Ondan önemlisi bana bakıyor. Neden bana bakıyor ki? Hemen gözlerimi kaçırıp Hazal'ı dürtmeye başladım. Daha yarım saat geçmesine rağmen derin bir uykuya dalmıştı. Gözlerini araladığında yanımızdaki amcanın bize baktığını söyledim. Yerinde doğrulup güya çaktırmadan amcaya baktı. Gülmeye başladığında gözlerimi amcadan Hazal'a çevirdim. Gülmekten yüzü kızarmıştı. En sonunda gülmeyi bırakıp bana yaşlı kadın ve amcanın yüzlerine güldüğünü söyledi. Fazla dikkat etmemiştim sadece değişik tipler olduğunu düşünmüştüm. Dikkatli bakınca gerçekten de komik olduklarını farkettim. Dayanamadım ve ben de gülmeye başladım. Tabi buna gülmek denirse,resmen haykırıyordum. Gözlerim hosteslik kızgın bakışlarıyla karşılaşınca haykırmam ufak bir gülümsemeye dönüştü.
Bir süre daha amcanın kızgın bakışları üzerimizdeydi. Biz ee belki bakmayı keser diye ona bakmaya başlamıştık. Amca gözlerini kaçırmayı bırak resmen bize daha çok gülümsemeye başladı. Oha! Bu da resmen Ekin'in gülüşü. O zamana kadar gazete okuyan yaşlı kadın elindeki çantayla ayağa kalkıp bize doğru geldi. Tam önümüzde durunca başımızı ona doğru çevirdik. Ya bu da resmen Ozan'ın kadın olarak yaşlanmış hali. Noluyo bana ya? Çok çalışmıştım onlara, herkesi onlara benzetiyorum. Yaşlı kadın önümüzde boş boş dikilmesi bırakıp sonunda söze girdi.
"Siz benim sevgilime bakmaya utanmıyor musunuz hiç?"
Biz daha olayın şokunu atlatamadan çantasıyla bize vurmaya başladı.
"Ya teyze niye vuruyorsun şimdi. Git kocama söyle ne söylüyorsan. Sabahtan beri o bize bakıyor."dedim ben de dayanamayarak. Biraz durakladıktan sonra "O benim sevgilim!" diyerek tekrar vurmaya başladı. Nerde bu hostesler ya! Herkesin ilgi odağı biz olduk zaten. O sırada Hazal'a düşündüğü şeyden sıyrılıp konuşmaya başladı.
"Ne yani, siz şimdi evli değil misiniz?"
"Tabi ki de hayır. Evlilik AŞKı öldürüyor."
Teyze siz zaten yakında ölürsünüz daha ne aşkından bahsediyorsun." dedi liseli bir çocuk.
"Sus sen terbiyesiz. Efendi, gör şimdiki gençliği! Ah ah,  biz öyle miydik? Bizim zamanımızda- "Hostesin gelmesiyle teyzenin sesi yarıda kesilmişti.
"Noluyor burada? Bir boş bırakmaya gelmiyor. Ne biçim insanlarsınız siz!"
Ne demişti o! Bize mi demişti onu! Canına mı susadın kızım sen!
Tam ayağa kalkacaktım ki amca konumdan tutup oturttu ve Hostesin üzerine doğru yürümeye başladı. Tam kadına yaklaştığında "Kime dedin sen?" diye bağırdı. Fazlasıyla Ekin'ün sesine benziyordu. Hazal'ın da Ekin'in sesine benzettiğini yüzündeki ifadeden anlayabilmiştim. O sırada amca bize dönüp yüzümüzden birşey anlamaya çalışıyormuş gibi dikkatlice baktı. Sonra hostese döndü. Hostesin korkusu yüzünden okunuyordu. Teyze araya girerek amcayı çektirmeye başladı.
"Sevgilim gel. Uğraşma bu edepsiz kızla. Ah ah bizim zamanımızda öyle miydi?  Bizim zamanımızda h-" yine liseli çocuğun sesiyle teyzenin sözü kesilmişti.
Ya teyze geç otur yerine. Sabahtan beri senin cırlamanı dinliyoruz. Al amca şu sevgilini ya!"
Onlar yerine geçerken saate baktım. Hayallerimizin başlangıç noktasına gelmemize sadece 1 saat kalmıştı. Kulaklığımı takarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.
        §        §        §
Hazal'ın dürtmesiyle gözlerimi araladım. Uçak inişe geçmişti. Herkes hazırlanıyordu. Uçak yere indiğinde çıkmak için diğerlerinin inmesini bekledik. Yaşlı amca da bekliyordu. Tam ineceğim sırada kolumdan tutup çekti.
"Bana ihtiyacın olacak güzel kız. İşte o zaman çantana bakacaksın..."

ŞAŞKINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin