episode 6

1 0 0
                                    

Sahilin kenarındaki bir restoranda yemeğimizi yemiştik ve şimdi içecek içiyorduk, güneş yeni yeni batmaya başlamıştı, hafifçe esen rüzgar tenimi okşuyordu. Havuzdan çıktıktan sonraki yorgunluğun üzerine yemek yiyince uyku çökmüştü şimdiden. Ama Mai bir mekan bulmuştu ve eğer Mai bir şey düzenlediyse o yapılacaktı. Akari derin bir iç çekip telefonundan başını kaldırdı.

" Hadi hesabı ödeyinde gidelim. "

Mai kaşlarını çatıp sertçe yanıt verdi.

" Şuna bak, utanmadan 'ödeyinde kalkalım' diyor, bi kerede sen ödesen ölür müsün? "

" Ne?! "

Remi dirseğiyle Akari'yi dürtüp uyardı

" sessiz olsana be. "

Mai göz devirdi ve cüzdanını çıkardı.

" böyle güzel bir zamanda seninle kavga edemeyeceğim. "

Elini kaldırıp hesap istedi. Garson masamıza geldiğinde güler bir yüzle Mai'ye döndü.

" Afiyet olsun efendim, nakit mi kredi kartı mı? "

" Kredi kar- tı... "

Mai kafasını kaldırıp genç kıza baktığında nefesinin kesildiğini fark etmiştim, büyülendiği belliydi. Kız kredi kartını alıp okuturken Mai hala onu izliyordu, girdiği transın farkında değildi, kendine gelmesi için yanında oturan Ren kolunu dürtüp yalandan öksürdü, durumu o da anlamıştı. Mai kaşlarını kaldırdı, daldığını yeni farketmişti. Kız perçemini kulağının arkasına atıp tekrar kocaman bir gülümsemeyle Mai'ye döndü, elindeki fişi kredi kartıyla beraber uzattı.

" Buyrun efendim, iyi akşamlar. "

Mai kız gidene kadar onu izledi, iç çekti.

" vay be... "

Akari alaycı bir gülümsemeyle ona doğru eğildi.

" Mai hanım~ kızın ağzının içine giriyordun neredeyse. Korkuttun onu."

" Kapa çeneni! "

" Şuna bak nasılda kızardı! Domates! "

" Şuradan çıkalım seni öldüreceğim. "

***

Gece 12:00 olmuştu. Arabadan indiğimizde yüksek sesli müziği buradan bile duyabiliyordum. Böyle yerler beni fazlasıyla gererken Ren gayet sakindi, gerçi o hep sakin ve ciddi.
Ren'in kolunu sımsıkı tuttum ve beraber içeri girdik. Ren kulağıma doğru eğildi.

" Yarım saat takılıp otele geçeriz, bu ortamları sevmediğini biliyorum. Yanımdan ayrılma olur mu? "

" hıhım"

Gülümsedi, ona böyle yanıt vermemi seviyordu, bende gülümsedim.
Ortam çok kalabalıktı ve şekerli parfüm kokuyordu, yüzümü buruşturdum. Gözümüz bizimkilerin olduğu masayı arıyordu, köşedeki masada oturuyorlardı, yanlarına adımladık. Remi telefonundan Mai'ye bir şeyler gösteriyordu, Mai'nin yüzü kıpkırmızı olmuştu ve dudaklarını sıkıyordu.

" Bunun o olduğuna emin misin? "

Remi telefonu kapatıp gülerek yanıtladı.

" Eminim eminim, bundan sonrası sende. Hazır buradayken kızı bir yerlere çıkart. "

Yanlarına oturdum, ne döndüğünü merak etmiştim.

" Şu restoranttaki kız mı? "

" hoşgeldiniz, evet o. "

Ren hiç burayla ilgileniyor gibi görünmüyordu, telefonuna göz gezdiriyordu. Sevgilisi olduğunu düşünmeye başlamıştım, zaten oldukça yakışıklı ve iyi bir vicudu da var, havada kaparlar. Ben bu düşünceler içindeyken Ren onu izlediğimi farketmiş olacak ki bana baktı.

" Bir sorun mu var? "

Yanaklarımda hissettiğim sıcaklıkla kafamı çevirdim

" Hayır! "

Gülümseyip yeniden telefonunu kurcalamaya başladı, Akarı Mai'nin kolundan tutup zorla kaldırmaya çalışıyordu.

" Şunlara bak, karadaki balıklar gibi kıvranıyorlar, onlara nasıl dans edildiğini gösterelim gel hadi! "

" Dans mı? Remi çok enerjik gözüküyor, onunla et. "

Hepimiz dönüp Remi'ye baktık fakat
Remi Mai'nin söylediğinin aksine kokteyliyle masanın kenarında neredeyse sızmış bir şekilde telefonuna bakıyordu. İsminin geçtiğini fark ettiğinde kafasını kaldırıp baygın gözlerle bize baktı.

" Bişey mi oldu? "

Akari Remi'nin koluna uzanıp bu seferde onu çekiştirmeye başladı.

" Hadi dans edelim Remi! "

" Yok dans mans otur şuraya. "

Akari tüm gücüyle Remi'yi kendine çektiğinde ikiside yere kapaklanmıştı. Ren hemen ayaklanıp yanlarına adımladı, gülmemek için bir elimle ağzımı kapatıp eğildim ve Akari'ye kalkması için destek verdim. Ren hem yüksek sesli müzikten dolayı, hemde öfkesinden bağırarak konuşmaya başladı.

" İki saniye yerinizde duramıyorsunuz değil mi!? "

Remi Ren'in yardımıyla doğrulduktan sonra Akari'nin omzuna sert bir yumruk vurdu.

" hepsi bu aptalın yüzünden! "

Akari bu seferde bana yönelip omzumu tuttu.

" Eğer benimle dans etmezsen tek başıma etmek zorunda kalacağım Mizu"

" A-ama ben utanırım- "

" Şhhh, benimle gel. "

İşaret parmağını ağzıma götürüp beni susturduktan sonra kolumu tutup sürüklemeye başladı, çaresizce Ren'e döndüm.

" Ren?! "

Sadece elini salladı, çaresizce kendimi Akari'ye teslim ettim. Kalabalığın içine girdiğimizde kollarımdan tutup sallamaya başladı.

" Hey Akari, çok sarsıyorsun "

Akari umursamadan kahkaha atarak eğleniyordu, bense ona ayak uydurmaya çalışıyordum. Onu mutlu görmek beni hep sevindirmişti, 4 yıl önce ailesini bir trafik kazasında kaybettiğinden beri yalnız hissediyordu, böyle hissettiğini biliyorum çünkü biz tüm gün birlikte olsakta günün sonunda evlerimize dağıldığımızda içinde bir boşluk hissi oluşuyor olmalıydı.
Bu yüzden, her zaman gün içinde ne kadar gülüp mutlu olduğunu görsem ve yanımdan mutlu ayrıldığını bilsem rahatlıyorum.

Kahkahalarla dans ederken gözlerim Ren'e kaydı, içkisini yudumlarken beni izliyordu, farkettiğimde yanaklarım ısınmıştı. Gülümseyip kafamı başka bir yöne çevirdim, utanmıştım. Fakat biri daha bizi izliyormuş hissine kapıldım, bu rahatsız ediciydi. Ren kadar güvenilir ve yumuşak bakmadığına eminim.

this house is too cold without you Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin