Bölüm 20 - Sırlar

601 30 41
                                    

"Tamam Cemile'm. Tamam - dükkanı gapadım, çıkıyom şimdi. Var mı istediğin bir şey, alayım gelirken?"

"Valla sen geliver o yeter cankuşum." Cemile bir sır verir gibi alçalttı sesini. "Bak aramızda kalsın ama gızımız seni çok özlemiş biliyon mu? Babam nerde diyor başka da bir şey demiyor."

Anahtarı cebine koyarken tatlı tatlı güldü Veysel. "Kurban olurum ben ona. Geliyom merak etme, 10 dakikaya yanınızdayım."

"E haydi, bekliyoz."

"Hadi görüşürüz."

Telefonu cebine koyan Veysel huzurla iç geçirdi. İnsanın gün sonunda dönebileceği sıcak bir yuvasının olması, belki de bu dünyadaki en büyük huzur sebebiydi. Ellerini cebine sokarak, akşam karanlığında soğumuş Gedelli sokaklarında ilerlemeye başladı.

Usul adımları eve giden yola dönmek üzereydi ki, karşı yoldan yaklaşan birinin bağırmasıyla duraksadı:

"Veysel oğlum, bi dursana!"

Kaşlarını çatarak sesin geldiği yöne döndü Veysel. "Aybüke teyze?" dedi merakla. "Hayırdır sen n'apıyon gecenin bu vakti burada?"

"Bizim adam biraz huzursuzlandı da, komşudan ilaç neyim almaya gittim."

"Hee, geçmiş olsun, var mı ciddi bir şey?"

"Yok yok, sağol. Hem ben başka bir şey diyecem sana."

"Buyur?"

Aybüke teyze önce kimse var mı diye etrafına baktı, ardından hızla önüne dönüp Veysel'e yaklaştı.

"Bu senin abin var ya?"

"Hee?" dedi Veysel merakla. "N'olmuş abime?"

"Bugün nikah dairesinde görmüşler onu, Elif'le beraber."

Veysel'in kaşları çatıldı duyduğu cümleyle. Birkaç saniye bir şey diyemedi, ardından öne bir adım attı. "Ne diyon teyzem Allah aşkına ya? Abimin ne işi var nikah salonunda? Elif'le hem de?"

"Artık ne yapmaya girdiler onu sen düşün. Yıldırım nikahı neyim kıydılar zaar."

Veysel yutkundu, kadına bakarken çatık kaşları gevşedi. Yıldırım nikahı...

"Yok... Yok teyzem ya, başkasıyla karıştırmışınızdır. Valla. Elif gidiyordu zaten, abim niye-" Bir an duraksadı, sonra hızla toparlandı. "Hem öyle bir şey olsa," dedi, daha rahattı şimdi. "Bana söylerdi ki. İlk bana söylerdi hatta. Siz yanlış görmüşsünüzdür."

"Kendisine sorarsın artık." dedi Aybüke, keyifli bir sesle. "Ama girerken bayağı mutlu görünüyorlarmış. Hadi iyi akşamlar sana."

Ardından yavaş adımlarla evine doğru ilerledi. Veysel durdu, başını çevirip giden teyzenin arkasından baktı. Yüzündeki rahat ifade kaybolmuş, yerini bir tereddüt almıştı.

Kenan ailesinden gizli böyle bir şey yapacak biri değildi.

Hele Veysel'den gizli? Asla. Kaç kere konuşmuşlardı bunu, Veysel üstüne basa basa söylemişti "Nikah şahidin benim." diye. Hatta Taner'le Ramazan salça olmaya kalksalar da Kenan "Şahitliği güççük gardeşimden başkasına vereceğimi düşünmediniz herhalde." deyip ikisini de bir güzel bozarak kapatmıştı konuyu.

"Yok ya, yapmaz." diye mırıldandı Veysel. İçine düşen şüphe kırıntısı yüzünden kendinden nefret etmek üzereydi. Bir an durdu, sonra dayanamadı ve eve giden sokağın köşesinden dönerek başka yola saptı.

Hızlı adımlarla Muammer'in evine giderken, ileriden beyaz bir jipin geçtiğini gördüğü anda durdu. Bu Kenan'ın arabasıydı. İlerledi, sokağın köşesine sindi ve biraz ileride, Elif'in evinin önünde duran arabayı gizlice gözetledi. İçinden önce Kenan, sonra Elif indiğinde yutkundu.

One Shots • VeyKen (Gönül Dağı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin