bir gece, iki ödül

2.9K 266 23
                                    



•••

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•••

terden yapış yapış olan sıcak tenim, onun ağır ağır aldığı nefes ve aramızdaki belli belirsiz mesafe.

tamamen arkamda durması ve karnımdaki zincirle oynaması, kasıklarını hissetmem.

şu anda içinde bulunduğumuz durumdaki küçük her bir detay nefesimin kesilmesini sağlıyordu ve bu durum hakkında ne yapabileceğimi bilmiyordum zira kim taehyung beni sınamak istercesine dakikalardır böyle duruyor, zincirimle oynuyordu.

arada sırada parmakları çıplak karnıma değiyordu ve tanrım, bu dokunuşların bedenime ne yaptığını anlatacak kelime bulamıyordum. o dokunduğu noktalar nasıl oluyordu da aynı şekilde hem beni kasıp kavuruyor, hem de buz tutmamı sağlıyordu?

öp artık lanet olası diye düşündüm

oynama benimle böyle ve öp artık

"yalnız şu anda içinde bulunduğumuz durum hiç adil değil." dedim bir süre sonra konuşmaya yetecek kadar nefesimin olduğunu farkettiğimde. taehyung'un karnındaki elleri sonunda oynamayı bırakmıştı ve kaşlarını havalandırıp meraklıca hmlamıştı. "neyden bahsediyorsun jeon."

sanırım ikimiz de bir ödül töreninin ortasında bulunduğumuzu unutmuştuk zira ikimizin de istediği tek şey birbirimizdi. beni şu dakikalarda delilercesine arzuladığını sanki mümkünmüş gibi daha da koyulaşan gözlerinden anlayabiliyordum.

eh, benim için de çok farklı değildi durum.

"ben karşında yarı çıplağım senin gömleğin ise sonuna kadar iliklenmiş kim, sence adil mi?" dedim biraz cilveli bir tonda. bunu yaparken de biraz geriye yaslanıp bedenlerimizin tamamen birleşmesini sağladım. aynı konserde kucağına oturduğum gecedeki gibi kalçamı tamamen hissedebiliyordu.

ve bunun hoşuna gittiğini biliyordum, ona biraz şırnaşmazsam bu gece öpüşeceğimiz yoktu.

dediklerimle başta biraz şaşırsa da ardından dudağının kenarı kıvrılmıştı ve gülercesine bir "hah?" sesi çıkarmıştı. ardından tek bir harekette boynundaki siyah kravattan kurtulurken aynı şekilde tek eliyle gömleğin belki de ilk üç düğmesini açmıştı.

ben onu karşımızda duran boy aynasından dikkatlice izlerken gözlerimi kırpamadan kendisini odadaki beyaz koltuğa atmıştı, bacaklarını biraz aralarken birine bana bakarak hafifçe vurdu.

gel anlamında. gel buraya otur. burası senin yerin

sanırım bu bir erkeğin yapabileceği en çekici hareketti zira yerimde donup kalmış gibi hissediyordum. önümde tamamen soyunmamıştı bile ama yine de bacaklarımın arasında bir sızıntı varmış gibi hissediyordum.

"gel ve devamını açmamda yardım et bana."

kendime geldiğimde dediklerini ikiletmeden yaptım. ödül töreni umrumda olmasa bile çok vaktimiz olmadığını biliyordum çünkü taehyung şunucuydu. şu anda arada olsalar da en geç beş dakikaya kadar arayacakları onu.

big reputation ☆ tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin