hyung will take care of it

2.9K 279 33
                                    





"kendini iyi hissetmiyorsan arka çıkıştan da çıkabiliriz, az insan oluyor orada normalde."

başımı biraz kaldırarak pasaport işleriyle ilgilenirken bana seslenen taehyung'a bakarken başımı iki yana salladım. sonsuza kadar hayranlarımdan ve kameralardan saklanamayacağımın farkındaydım ve istemesem de küçük küçük adımlar atmak zorundaydım.

havaalanında bizi bekleyen izdihamla karşı karşıya çıkmak ne kadar küçük bir adımdı bilemiyordum gerçi.

taehyung ile kısa ama eğlenceli tatilimiz maalesef bir son bulmuştu çünkü sette acil işleri çıkmıştı. menajerine yüzlerce kez gelmeyeceğini söylese de adam onu rahat bırakmamış, bunun için İspanya'ya uçmuştu.

o gece uyuyamadığımı söyleyip taehyung'un odasında onunla birlikte uyumuştum, anlayacağınız üzere menajerinin sabahın altısında kapıyı çalması güzel uykumuzu bölmüştü.

taehyung burada, onun evinde kalabileceğimi ve işlerini hallettikten sonra yanıma geri geleceğini söylese de kabul etmemiştim bunu. yabancı bir ülkede onsuz kalmak istemiyordum.

gerçi yabancı bir ülkede olmasa bile, onsuz kalmak istemiyordum artık.

üstelik sahnede bayılmamdan sonra albüm çalışmalarım durmuştu ve bu yıl bitmeden bu albümü bitirip hayranlarıma sunmalıydım. seven dönemimi hiç promosyon yapamadan bitirdiğim için şu anda bu albüm için fazlasıyla çalışmalıydım ve hayranlarıma en güzelini sunmalıydım.

bunun için bir sürü uykusuz gece geçirecek ve menajerimden biri sürü azar işitecek olsam da yapmalıydım.

taehyung cevabımdan sonra şapkasının altından bana küçük bir gülümseme göndererek pasaport kontrolünden geçmişti, bende onu takip edip yanına ilerlediğimde işittiğim gürültüyle dona kaldım.

dışarıdaki insanlarla aramızda yalnızca bir kapı vardı ve şu anda bizi görememelerine rağmen bile sesler o kadar yüksekti ki, sanırım hiç bu kadar gürültülü bir kalabalık işitmemiştim burada.

o kameramanları, röportajcıları ve bana yaklaşmak için kendi can güvenliklerini tehlikeye atan hayranlarımı göz önüne getirmek bile kalbime bir şey inmesine sebep olmuş, beni biraz korkutmuştu.

dışarıdan bunu ne kadar yansıtıyordum bilmiyordum lakin yanımdaki taehyung durumu hemen anlamış, bana biraz yaklaşarak elimi tutmuştu.

"merak etme, biri seni rahatsız etmeye çalışırsa ben ilgileneceğim o kişiyle, sen sadece yanımda yürü ve elimi tut. hyungun ilgilenecek bununla."

işte şimdi kalbime yalnızca bir şey inmemişti.

kocaman bir taş inmişti ve ben şu anda altında eziliyordum, konuşmak istesem de sesim çıkmıyordu.

taehyung ile içinde bulunduğumuz durum fazlasıyla garipti. benden hoşlandığına emindim, o da benim ondan hoşlandığımdan emindi ama benimle konuşurken kendisine hâlâ "hyung" diye hitap ediyordu.

ve bundan ne kadar nefret etmek istesem de edemiyordum.

hoşuma gidiyordu.

gözlerini kapatan şapkasının ardından bile bana bakarken parlayan kahverengi gözleri benimkileriyle buluştuğunda gülümsemeden edemedim. dışarıdaki kalabalığa rağmen kendimi şu anda o kadar güvende hissediyorum ki.

"aşkınızı başka yerlerde yaşayabilirsiniz. taehyung'un yetişmesi gereken bir set var."

taehyung'un menajerinin yanımıza gelmesiyle gözlerimi hemen ondan çektim. utançtan mıydı yoksa başka bir şey miydi bilmiyordum lakin menajerin gelmesinden saniyeler sonra açılan kapıyla ve hayranların çığlıklarını işitmemle iyi ki çekmişim diyordum.

big reputation ☆ tkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin