Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
☆
"delirmiş olmalısın sen."
ardından sağ yanağımda hissettiğim bir ağrı.
"bu ilişki biz bitti dediğimiz az bitecek."
sol yanağımda, bir öncekinden de kötü bir acı.
"kafana göre işler çevirebileceğini mi düşünüyorsun gerçekten?"
tüm bu vurmalara ve kötü sözlere alıştığımdan olsa gerek gözlerimden ne bir gözyaşı döküldü ne de ona karşı gelmeye çalıştım.
çünkü hiçbir işe yaramayacağının farkındaydım.
sonucunda yalnızca daha da sinirlenecek, sinirini de yine benden çıkaracaktı.
yalnızca beklemediğim bir şey yaşandı aniden ortaya atıldığım toplantıda.
menajerimden, herkesin ortasında dayak yiyip kötü sözlerini dinlerken bakışlarım yalnızca, 14 yaşımdan beri -yani şirkete ilk adım attığımdan beri- baba edasıyla baktığım adama kaydı.
bang pd.
şirketteki diğer menajerlerle yaptığı önemli toplantıya daldığımda ve taehyung ile oynadığımız bu oyunu bitirmek istediğimi söylediğim anda beni anlayacağını düşünmüştüm, bana bir yelken açacağını ve her şeyin iyi olacağını.
bunu yapmasa bile en azından beni menajerime karşı savunur diye düşünmüştüm.
hiçbir şey yapmadı.
yalnızca uzaktan izledi.
bazen bu koca sektörde o kadar önemli biri olmadığımı düşünmeye başlamıştım.
hayranlarım için önemliydim tabii, şirketime yüzlerce milyon dolar getirmiş, ülkemi onurlandırmış ve birçok ödül kazanmıştım.
her kazandığım ödülle kendimi daha da değerli hissederken, aslında şirketimin ve menajerlerimin gözünde daha da para ve gelir kaynağına dönüştüğümü anlamıştım.
beni insan olarak görmüyorlardı.
ne 24 yaşındaki, birçok başarıya imza atmış jeon jeongguk'u insan olarak görüyorlardıc ne de 14 yaşındaki, busan'dan gelmiş ve ne seoul gibi büyük bir şehirde ne yapacağını bilememiş jeongguk'u.
"hey jeongguk, iyi misin?"
toplantı odasından kızarmış bir yüz ve dolu gözlerle çıktığımda aniden hyunglarımla karşılaşmayı beklemediğimden duraksayıp hepsinin yüzüne bakmıştım. jin hyung ve hoseok hyung askerlik izinlerinde oldukları için onlar da gelmişlerdi.
