Artık herşey çok farklıydı ikimiz içinde ikimizin içinde artık ihanetin tohumları atılmıştı bizim için artık zaman kaçamaklardan ibaretti aftalar aylar geçiyordu birbirimize doyamıyorduk birbirimizi anlatacağımız çok şey vardı durmadan İlk fırsatta buluşuyorduk artık ikimiz de evlerimizden sormuş çocuklarımızdan soğumuş sadece birbirimizi görüyorduk başka hiç kimseyi istemiyorduk böyle de gidiyordu günler ama benim için hiç rahat değildi canım çocuğum sürekli bir anne olarak bunu ona yapamazdım eşime de bunu yapamazdım bir gün hastalandım yataktaydım eşimin ilgili halleri çocuğumun etrafında oynamaları beni derinden etkilemişti ben ne yapıyordum ben Kendi aileme ihanet ediyordum bu ızdırabın içinde kıvranıp duruyordum söylesem nasıl söyleyeyim söylemezsem nasıl saklardım vicdanım hiç rahat değildi eşime ihanet ediyordum hiçbir şekilde bunu kendime yakıştırmıyordum evet ihanet ediyordum 4-5 ay olmuştu sürekli recep'le buluşuyorduk ama bu hastalık bana büyük bir ders verdi hastalığımda yanımda Recep yoktu yanımda ailem vardı eşim vardı çocuğum vardı ben ne yapıyordum ikisine de ihanet ediyordum artık vicdanım hiçbir şekilde rahat değildi ne yapacağımı bilmiyordum bu keder ve ızdırabın içinde derin derin acılar çekiyordum evet iyileşmiştim ayaktaydım ama ruhum yoktu ruhum yerler altındaydı aynadaki yüzüme bakamıyordum çocuğumun yüzüne eşimin yüzüne bakamıyordum Recep'le de görüşmek istemiyordum artık bizim olan pastaneye gitmiyordum orası artık bizim değildi orası ihanetin mekanıydı eşime çocuklarıma yaptım ihanetin mekanıydı artık yaraların gittikçe ağırlaşıyordu kilo kaybı yaşıyordum yemiyordum içmiyordum bu ızdırabın içinde ne yapacağımı bilemiyordum çocuğuma dokunamıyordum bu ellerle bu gözlerle onlara bakamıyordum ben ikisine de ihanet etmiştim kurtulmalıydım bir şeyler yapacaktım ne yapacağımı bilmiyordum sadece içimden ölmek geliyordu ama çocuğumu nasıl bırakacaktım bu soru aklıma geldiğimde yine kendi kendime şunu söyledim recep'le buluşmaya gittiğinde çocuk senin umurunda mıydı ki şimdi ölmekten korkuyorsun evet ben ölmeliydim ben yaşamayı hak etmiyordum ben yaşamak istemiyordum ölmek evet ölmek çok güzel geliyordu kulağıma o akşam çok güzel bir şekilde giyindim sofrayı kurdum çocuğumu giydirdim onlarla son kez bir veda yemeği yiyecektik ölmek istiyordum ben her şey çok güzeldi o akşam hiçbir şey olmamış gibiydi her şeyi bir kenara bırakıp bir aile olmanın gururuyla hazırladım her şeyi eşime ve çocuğuma her şey çok güzeldi yemeğimizi yedik çocuğumu uyuttum eşim yorgundu yattı ve ben de banyoya gittim önceden banyoya sakladım ilaçları çıkardım ve oturdum bir mektup yazdım her şeyi yazdım recep'le buluşmalarımıza Recebim daha önce bana söylediği kelimeleri benim neden Recep dediğinde mahmut'la evlendiğimi her şeyi bir bir anlattım ve recep'e de bir tane mektup bıraktım pastanenin adresini de yazdım benden sonra o mektubu recep'e götüreceklerdi evet ben olmayacaktım ben onların yüzüne bakamıyordum bu vicdan azabıyla zaten her gün ölüyordum bu şekilde öleceğime gerçekten ölmek benim için kurtuluş olacaktı evet herkes uykuya daldıktan sonra bütün ilaçları içtim ve orada uzandım derin bir uykuya gözlerimi kapatmıştım uykuya gözlerimi kapatmadan önce düşündüğüm tek şey evladım ve eşim olmuştu bunları size yaptığım için çok özür dilerim sizi canımdan çok seviyorum siz benim en kıymetlilerimsiniz size bu ihaneti yaptığım için kendimden utanıyorum aslında size değil kendime bu ihaneti yaptım bir kadının bir kadına yapmaması gereken bir şeyi yaptım recep'in eşine de ihanet yapmış oldum evet o da bir kadındı aldatılmayı hiçbir şekilde hak etmiyordu evet her şeyi ben başlattım recep'i reddedebilirdim kovabilirdim şikayet edebilirdim kendimden uzaklaştırabilirdin ama ben ne yaptım sevgime yenik düştüm ve bu sevgi bu ihanet beni ailemden uzaklaştırdıktan sonra vicdan azabı ile yaşayamazdım en iyisi ölmekti size hakkınızı helal etmenizi beklemiyorum benim bir hakkım varsa helali hoş olsun birbirinize sahip çıkın ikinizi de canımdan çok seviyorum özür dilerim
Mahmut sabah kalktı yatağında esma'yı göremeyince ekmek almaya çıktığını düşündü Mahmut hemen üstünü giyindi ve elini yüzünü yıkamak için banyoya gittiğinde de görsün Esma yerde yatıyordu hemen esma'nın başını kaldırıp Esma Esma diye seslendi ama esma'nın buz gibi vücudu elleri iyice morarmış ve çok soğuktu eski sıcaklığı yoktu Mahmut çok üzülmüştü ağlıyordu ne yapacağını bilemeden hemen ambulansı aradı ve hastaneye gitti o sırada gözüne çarpan mektupları da aldı onunla birlikte hastaneye gitti Esma için çok geçti çünkü Esma çoktan ölmüştü Mahmut hastanedeyken tuttu kağıtları okumaya başladı okurken beyninden şimşekler çakıyordu Esma ona ihanet etmişti ve bu ihanete kaldıramadığı için kendini öldürmüştü evet Esma kendini öldürmüştü ve ona ihanet etmişti derin öfkeler sonucunda Mahmut sinirlendi ve diğer mektubu da okudu diğer mektubu recep'e yazmıştı mektubun üstünde buluştukları saat hastanenin adı yazıyordu Recep hemen hastaneden çıktı ve pastaneye doğru yola çıktı pastaneye gitti ve zaten saatte buluşma saatlerine geliyordu Mahmut çok sinirliydi pastaneden içeri girdi Recep hanginiz diye sordu Recep arkasını döndü benim bir şey mi oldu deyince Mahmut ona sinirli sinirli yaklaştı ve bir tane kafa attı aradakiler onu tutmaya çalıştılar ama Mahmut sakinleşmiyordu sonra hiçbir şey yapmayacağını söyledi Recep ne olduğunu anlayamamıştı siz kimsiniz ne hakla bana saldırıyorsunuz deyince ben esma'nın eşiyim dedi Mahmut Recep çok şaşırmıştı ne istiyorsun benden senin karınla Bir ilişkin olduğunu biliyorum Esma kendini öldürmüş bu mektubu da sana bırakmış dedi Recep şaşkınlığını gizleyemedi ne Esma ölmüş mü dedi evet hem de senin yüzünden dedi uzun zamandır eşimde bir değişiklikler olduğunu biliyordum ama beni aldatacağını hiç düşünmemiştim çabuk aç mektubu ve oku dedi
Mektup
Sevgili Recep satırlarıma başlamadan önce bu yaptığımız şeyin doğru olmadığını ikimiz de biliyoruz seni çok sevdiğimi de biliyorsun ama bu vicdan azabı ile daha fazla yaşayamazdım ne çocuğumun yüzüne bakabiliyorum ne de eşimin yüzüne bakabiliyorum �lk başta senin reddetmem gerekiyordu ama reddemedim sevgime yenik düştüm.
gün seninle bitti. Neydi Ne değildi, neden başladı ve neden bitti gibi sorular sormayacağım. Sadece çok güzeldi her şey bunu bilesin. Belki hüzün yumağı sözler süsleyebilirdi satırlarımı, belki sana duyduğum özlemi ve sana duyduğum hasreti anlatabilirdim ama bunlara gerek görmedim. Çünkü sen zaten seni kadar özlediğimi ve seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun.Bu yüzden sana sadece güzel günler dilemek istiyorum.
Bir çok güzelliği yaşadık seninle. Mesela ilk beyaz gülleri sana aldım ve yol ortasında ilk kez seninle kavga ettim.
Kaçamak buluşmalarımız vardı bizim kimselerin görmediği ve ürkek öpüşlerimiz.
Seviyorduk bir birimizi.
Ve şiir tadındaydı yaşadıklarımız. Bazen çocuk gibi kavga ediyorduk ama her kavganın sonunda ilk seni seviyorum diyen kazanıyordu.Kaybedeni yoktu bu aşkın.
Şimdi son bulmuş bir birlikteliğin iki tarafıyız.
ben gidiyorum. Belki şehir bir daha böyle bir aşk görmez diyeceğim ama aşk bu sevgili bilemezsin, belki bizim gibi sevenlerde çıkar değil mi.
Evet çıkar dediğini duyuyor gibiyim. Ama sanmam sevgili.
O yüzden ben sormamış olayım sende cevaplamamış ol... Anlaştık değilmi.
Neyse hadi susalım.
Ben zaten susuyorum der gibisin. Ama bu satırları okuduğunda susmayacağını biliyorum.
O yüzden gel bu gece gözlerini kapat ve bir Ekim akşamı gittiğin gibi geri döndüğünü düşün...
Seni seviyorum... ailenle mus multu olman dileğiyle
Bana olan sevgini eşine göster çocuğuna iyi bir baba eşine iyi bir eş ol benimle yaşamak istediğin herşeyi onunla yaşa. Recep göz yaşları içerinde mektubu okumayı bitirdi Mahmut duydukları karşısında şaşırmış sinirlenmiş ve üzülmüş Mahmut çıkıp gitti Recep sanki Esma karşısında oturuyormuş gibi masasına oturdu ve ağlıyordu mektubu defalarca okudu evet Esma artık yoktu esma'dan geriye kalan ona sadece bir yaprak bir sayfa kalmıştı ve bu mektup kalmıştı defalarca okudu kafasına kazdı katladı öptü ve cebine koydu ve evinin yolunu tuttu sahte bir gülüşle evinden içeri girecekti esma'nın son sözünü yerine getirecekti artık çok mutlu olacaktı eşiyle çocuklarıyla öyle bir hayat yaşayacaktı ki sanki Esma ile evliymiş gibi artık Recep için yeni bir oyun başlamıştı mutluluk oyunu.