Çalan saati 4. kez erteledikten sonra tekrar uykuya dalmaya çalışıyordu. Ama ne kadar çabalarsa çabalasın gördüğü rüyayı tekrar göremeyeceğini biliyordu. Halbuki uzun zaman sonra ilk defa annesini güler yüzle görmüştü rüyasında. Gün boyunca yatağından çıkmak gelmemişti. Ama evren onu rahat bırakmak istemiyor gibiydi. Telefonu çalmaya başlamıştı. Kim aradığını bakmadan meşgule atacakken arayanın büyükannesi olduğunu gördü. Bu hayatta herkesi görmezden gelirdi ama büyük annesini asla. Yaşlı kadın annesinin aynısıydı. Beyaz teni, koyu renkli saçları, burnundaki benine kadar aynıydı. New bazen ailesindeki kadınların mitoz bölündüğünü düşünüyordu. Kendi erkek olmasına rağmen annesine çok benzerdi.
Büyükannesinin aramasını açtı. " Efendim prenses hazretleri" dedi oyuncu sesiyle. "Deli oğlan sabah sabah başlama yine. Ne prensesi" dedi yaşlı kadın telefonun ucundan. " Tabi haklısın ne prensesi. Kraliçem demeliydim. Benim hatam" dedi. Yaşlı kadın, yaramaz torunuyla laf yarıştıramayacağını bildiği için sadece güldü onun bu haline. Lafı uzatmamak için konuşmaya başladı. "New, amcan tekrar aradı beni. Telefonlarını açmıyormuşsun." dedi
"Duymamışım."dedi New aniden değişen soğuk sesi ile. Kadın bunu bir bahane olduğunu biliyordu. "10 gün boyunca mı? Oğlum yapma böyle adam hasta yatağında son bir kez olsun görmek istiyor seni. Yazık değil mi?" dedi kadın. İstediği şeyin New için çok büyük bir şey olduğunu biliyordu ama yapmazsa daha sonra pişman olmasını da istemiyordu. New daha fazla bu konuyu konuşmak istemediği için " Sultanım kapı çalıyor ben seni sonra ararım" dedi ve hızlıca telefonu kapattı.
Kendisini kötü bir insan olmadığını biliyordu. Yani en azından etrafındaki insanların ona söylediklerine göre iyi bir arkadaş, iyi bir öğrenci ve iyi bir vatandaştı. Bir çok etrafındaki insanlardan iyi bir insan olduğunu da duymuştu ama hasta yatağında onu görmek isteyen amcasından bilerek isteyerek kaçması onu kötü bir insan haline getiriyor muydu? İşte bu konuda emin değildi. Kolay affeden bir yapısı olması onun herkesi affedebileceği anlamına gelmiyordu ama içindeki bu kin ve öfke en çok kendisine zarar veriyordu.
Kafasını dağıtmak için her zaman yaptığı gibi kendini tez yazmaya verdi ama evde bulunduğu her an sanki duvarlar üstüne geliyormuş gibi hissediyordu. Geceyi evde tek geçirmek istemediğine karar verdiği için sevgilisine akşam buluşalım temalı bir mesaj yazdı.
Aynı saatlerde Tay güzelim uykusundan Off yüzünden uyandırılmış bar'ın tadilatına yardım etmeye zorlanmıştı. 5 gün önce taşınmasında yardım ettiği için itiraz da edemiyordu ve çok sevgili arkadaşı onu köle gibi çalıştırmaktan da asla çekinmemişti. Güneş batmış olmasına rağmen hala çalışmaya devam ediyorlardı.
"P'Off neden bizde yardım etmek zorundayız ya. Hem sen sadece P'Tay'a yardım ettin. Bizim ne suçumuz var." diye isyan etti Krist. "Sizi ben çağırmadım o çok sevgili grubunuzun beyinsiz solisti çağırdı" dedi boya yaparken. "Cidden bana hakaret etmek için zaman kolluyorsun Peng!" dedi bıkmış bir sesle. "Neyse çok söylenmeyin akşam yemekler benden" dedi Off. "Hem New'i de çağırırız" deyip Tay'a göz kırptı. New'in adını duyan diğerleri "oooooo" dedi hep bir ağızdan. "Saçmalamayın be. Adamın sevgilisi var" dedi elindeki bardağı silerken. "Hadi ya hetero mu?" dedi Krist. Off kaşlarını kaldırıp "Biseksüel" dedi. Toptap bir elini Krist'e diğer elini Gunsmile uzatıp " Alayım paraları" dedi. "Yuh artık bu konuda da mı iddiaya girdiniz amaçsızlar" dedi Tay. "Neyse çok konuşma da New'e yaz akşam için" dedi Off. "Eee adamın sevgilisi varsa P'Tay'a ayarlayamayız. O zaman hala niye çağrıyoruz ki?" dedi Krist anlamadığını belirten bir ses tonuyla. Off Krist'in kafasına vurup " Çünkü adam arkadaşımız salak herif ve Tay'a o kadar yardım etti.Bir de bu taraflarda çok fazla arkadaşı yokmuş. En azından biraz bizimle takılır. Dur ben yazayım ona"
Off bir insanı arkadaşı olarak kabul etmesi çok kolay bir durum değildi. Genelde herkese samimi davranan bir yapısı olsa da birini arkadaşı olarak ilan etmesi hatırı sayılı bir zamanın geçmesi gerekirdi. Ama New'deki şeytan tüyü sayesinde kendini Off'a da hızlıca sevdirmişti. Tanışmalarının üstüne çok uzun süre geçmemesine rağmen Off New ile samimiyet kurabilmişti. İnsan sarrafı olduğunu düşünmese de en azında insan karakterlerini anlama kousunda kendine güveniyordu.
Off New ile mesajlaşırken diğerleride barın son düzenlemelerini yapıyordu. Tay önemsemiyormuş gibi yapsa da bir yandan Off ve New'in neler konuştuğunu merak ediyordu. Sevgilisi olan birinden hoşlanmak istemiyordu. Sonu kötü biteceği ortada bir durumdu ve son 1 haftada New'le olduğu zamanlarda gerçekten çok eğlenmişti. Bu hisler yüzünden iyi bir arkadaşı kaybetmek istemiyordu. Zaten New karşı hissettikleri de bir arkadaştan çokta öte değildi. Sevgilisi olmasa belki şansını denerdi ama kısmet değilmiş. Bu yüzden bu arkadaştan çokta öte olamayan hisleri bitirmeyi kafasına koymuştu. Sonuçta basit bir beğenmeydi değil mi? İstese bitirebilirdi.
Off mesajlaşmayı bitirip telefonu cebine koyunca Tay dayanamayıp sordu. "Ne dedi? geliyor mu?" Off başını iki yana sallayıp "Sevgilisi ile planları varmış." dedi. Bu 4 kelime Tay'ın moralini bozmaya yetmişti. Belli etmemek için aptal gülümsemesini yüzüne yerleştirip işine geri döndü. Off Tay'ın yanına gelip bir kolonu omzuna attı diğeri ile de saçını karıştırdı. Konuşmaya ihtiyaçları yoktu birbirlerini anlamak için. Arkadaşının varlığı için bir kez daha teşekkür etti ama anlaşılan bu hisler düşündüğü kadar basit değildi.
^^^
New ve sevgilisi ile her zaman geldikleri restauranta gelmişlerdi. Ortam her zamanki gibi şıktı. İnsanların bir çoğu iş yemeğindeydi. Bir kısmı da yıldönümlerini kutluyordu. New bu gergin mekana katlanmasının tek nedeni muazzam manzarasıydı ama gökyüzündeki hilal gözünün önündeyken hiçbir şeye odaklanamıyordu. Gerginliğini atmak için geldiği mekan onu daha da germeye başlamıştı. Normalde sevgilisi ile konuştukları konular onu bugün boğuyordu. Yüzünde her an yer bulan gülümsemesi yerini gergin bir çift dudağa bırakmıştı. Evde tek kalmak istemediği için aldığı bu karardan pişmanlık duymaya başlamıştı.
Sevgilisi çalıştığı projeyi anlatırken New telefonuna gelen mesajla irkildi. Telefonuna baktığında Off'tan gelmiş olduğu gördü. Normalde biriyle konuşurken telefonu ile uğraşmazdı ama arkadaşının ne yazdığını merak etti.Mesajı açtığında onu akşam yemeğe davet ettiğini gördü. Bir an için bu mesajın 1 saat önce gelmiş olmasını dilediğini fark etti. Bu fikre kafasını sallayıp, sevgilisiyle planı olduğunu yazdı ve kibarca teşekkür etti. Off eğer fikir değiştirip gelmek isterse diye gidecekleri yerin adresini yazmıştı. Israr etmeden ısrar ediyordu sanki. Gelmesini gerçekten istediğini küçük bir jestle anlatmıştı. Hayatını ayrıntılarda yaşayan New'in yüzüne küçük bir tebessüm kondurdu.
Off'un mesajının biraz moralini düzeltse de hala kendini yorgun ve huzursuz hissediyordu. Karşısında heyecanla konuşan sevgilisin heyecanına ortak olmak istemişti ama bir türlü gözlerini gökyüzündeki hilalden alamıyordu. Kötü olmasına rağmen iyi rolü oynamak içindeki son kalan enerjiyi de sömürmüştü sanki. Başı ağrımaya başladığını hissedince "kalkalım mı artık" dedi. " Başım ağrımaya başladı" Genç adam New'in iyi olmadığını yemeğin başında anlamıştı ama sıkıştırmak istememişti. New'in isteğine başını sallayıp hesabı istedi.
Restorandan çıkıp New'in arabasına bindiler. Sessiz bir araba yolculuğundan sonra New sevgilisinin öne geldikten sonra genç adam uzanıp New'in dudağına iyi geceler öpücüğü kondurdu. sevgilisinin elini tuttu ve "Canını sıkan bir şeyler olduğunun farkındayım. Konuşmak istediğin anda beni ara olur mu." dedi
New'in saçlarını okşadı arabadan inmeden önce. New saate bakmak için telefonuna baktığın Off'un son attığı mesajı gördü. Attığı mesajın üstünden yaklaşık 30 dakika geçmişti. Şuan eve gitmek istemediğini biliyordu. Her ne kadar az önce boğulduğunu hissetsede eve gidince çokta farklı bir ruh halinde olmayacaktı. "Aradığım huzuru belki orada bulurum" diye düşündü. Eğer şanslıysa hala orada olurlardı. İkinci bir kez daha düşünmeyip gaza bastı.
Off'un gönderdiği adrese gelince ahşap tek katlı bir mekan onu karşıladı. Ne tür bir mekan olduğundan emin olmasa da içeri girdi. İçerisi aynı dış yapısı gibi ahşaptı. Çok büyük bir yer olmamasına rağmen içerisi kalabalıktı. Etrafta tanıdık birilerini ararken gözlerine koyu kahveler değdi. Kendisini görünce yüzündeki gülümsemesi genişleyen esmer elini kaldırıp buradayız dermişçesine salladı. Karşısındaki adamın tebessümü bulaşıcı olmalıydı ki gün boyu yukarı kıvrılmayan dudakları kendiliğinden gülümsemişti.
YOU ARE READING
Love Someone
BeletrieBirini sevdiğin zaman Kalbini açarsın Birini sevdiğin zaman Yer açarsın Eğer birini seversen Onu kaybetmekten korkmazsın Birini sevebilmek ve sevildiğini kabul edebilmek...