[ Cehennem Ateşleri ]

15 2 0
                                    

28.05.2015

Arin :
Hayat acımasızdı. Bunu bana daha küçücük yaşımda bizzat deneyimleterek öğretmişti.

Sanırım hayat beni pek sevmiyordu ama benimde onu sevdiğim yoktu nasılsa. Hislerimiz karşılıklıydı. Ben alışmıştım ama bu hayatın üvey kızı olmaya, acılar çekmeye.

Alıştım diyordum belkide içten içe hissizleşmiştim? Bu yüzdendi alışmam. Kim bilir? Tüm bu düşüncelerimi derin bir iç çekip nefesimi vererek attım içimden.

Bakışlarım gökyüzü ile buluştu. Hava güneşliydi. Güneşli günleri sevmezdim asla, içimi ısıtmıyordu bana huzur vermiyordu. Aksine bedeni kasıp kavuruyordu. Cehennem sıcaklığını anımsatıyordu bana.

Güneşli günleri sevmezdim ama insanlar seviyordu. Sanırım çoğu bir cehennemde yaşamayı dert etmiyordu ya da sorun bendeydi. Yüreğim bir yangın yeriydi cayır cayır yanıyordu bir cehennem gibi ama ben sorun dışarıda zannediyordum. Cehennemde olan bendim belkide?

Henüz on beş yaşındasın biraz daha büyü o zaman görürsün hayatın zorluğunu diyenler olabilir fakat ben seksen gibi hissediyordum.

Hem çok düşünüyordum hem de dalıp gidiyordum öylece hiçbir şey düşünmeden. İşte tam böyle bir anda göğsümde hissettiğim baskı ve acıyla gözlerimi bir karanlığa kapatmıştım.

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Yüzüme serpilen su damlalarıyla zar zor gözlerimi açabilmiştim. Bulanık gören gözlerim netleşmeye başlayınca  üzerime hafif eğilmiş beni kendime getirmeye çalışan bir çocukla göz göze gelmiştim.

Giydiği üniformadan bizim liseden biri olduğunu anlamıştım. Yaka kartında Jung Jaehyun ismini görünce tanıdık gelen simayı hemen hatırlamıştım. Okulun kızlarının çoğunun aşık olduğu yakışıklı çocuk.

"Sonunda kendine gelebildin. İyi misin? Acıyan bir yerin var mı?"

Kendimi biraz zorlayarak sesimi çıkarabilmiş ve doğrulurken acıyan göğsüm ile "Göğsüm biraz acıyor." demiştim kısık bir sesle.

"Ben, çok özür dilerim. Birden karşıma çıktın dönüş alınca fark edemedim. Cidden üzgünüm."

"Önemli değil. İyiyim biraz göğsüm sancı yapıyor ama geçer dinlenince."

"Emin misin? Doktora götüreyim seni istersen?"

"Çok sağ ol, çok naziksin ama gerek yok."

"Peki, o zaman seni okula bırakayım. Aynı okulda okuyoruz üniformana bakılırsa."

"Ah evet öyle sanırım."

"Ben Jung Jaehyun bu arada. Kendimi tanıtmadım. On ikinci sınıfım." dedi gamzesi ortaya çıkacak şekilde gülümserken.

Gülüşün bile o kadar zarifti ki Jaehyun, sevmezsem yazık olacaktı. O an farkına varamamıştım ama ben çoktan vurulmuştum sana ve emindim mezarım gamzelerin olacaktı.

Hala uzattığın elini fark edince silkelenip kendime geldim. Neden bilinmez bu halime gülmüştün neredeyse benim bile duyamayacağım kadar kısık bir sesle.

"Bende Arin, Shin Arin Hee tam olarak. Dokuzuncu sınıfım."

Tanışma faslımız bitmişti Jaehyun'un ısrarları üzerine bisikletin önüne binmiştim ve düşmeyeyim diye Jaehyun beni tutuyordu.

Kalbim deli gibi çarpıyordu. O kadar hızlı atıyordu ki öleceğim sandım.
Biliyordum, hissetmiştim o anda ölümüm senin elinden olacaktı. Sen benim fırtınamdın, sen bana sorun yaratırdın ama kalp bu işte söz dinlemiyordu. Dört nala koşuyordu bir çıkmaz sokağa doğru.

QUEEN OF K-POP || JUNG JAEHYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin