[ Değişmeyen Kader ]

16 1 0
                                    

Medya : Arin Hee

20.11.2014 :

Arin :
Çocukken hep büyümek isteriz ama arkamızda bıraktığımız her bir seneyle orantılı olarak çocukluğumuza karşı duyduğumuz o derin özlemimiz artmaya devam eder.

Ben bile çok harika geçmememisine rağmen özlüyorum çocukluğumu. Annem belki normal anneler gibi benimle pek ilgilenmemiş ve sevgisini gösterememiş olabilir fakat ben hep ona inanıyor ve hissediyordum.

Beni seviyordu. Sadece çok fazla gösteremiyordu çünkü çok ağır bir bunalımdan geçiyordu. Her şeye rağmen seviyordum ben annemi. En azından sarhoşken bile olsa saçlarımı okşadı ve bana güzel sözler söyledi. İnsanlar sarhoşken gerçekleri söylermiş. Öyle derdi Hee Ran Teyze.

Ah evet Hee Ran Teyze. Onun gibi harika birine denk getirmişti kader beni. İkinci annemdi o. Onunla oynadığımız vakitleri seviyordum. Şimdi geriye dönüp bakınca pekte kötü bir çocukluğum yoktu. Annemin ölümüne kadar yani...

Bazen düşünüyorum halen hayatta olsaydı şu an nasıl bir durumda olurdum? Jaejoong oppa'yı çok seviyorum benimle güzel bir şekilde ilgileniyor ama ister istemez annemi özlüyorum bazen. Kimi zaman ağlıyorum annemi özlediğim için. Ergenliğe girdim diye sanırım, ruh hallerim bayağı bir dalgalı.

Aklıma Lucas geliyor aniden. Tek arkadaşım. Jaejoong oppa sağ olsun onu bulmama yardımcı oldu. Onun hakkını asla ödeyemem. Uzun sürdü belki Lucas'a kavuşmam ama sonunda kavuşmuştuk.

Bizim yetimhanemiz benim sebep olduğum o olay yüzünden polislerin dikkatini çekmişti. Kısa bir sürede yapılan denetimler sayetsinde kapatılmıştı hemen. Tabi yetimhane müdürü boş durur mu? Hemen kefaret ile kendini serbest bıraktırarak yeni bir yetimhane açmış. Çocukların kimliklerini değiştirip yeni açtığı yere aldırmış onları. Kimlikler ve isimler değiştiği için Lucas'ı zor bulmuştuk.

Lucas çok gururlu bir çocuktu. O yüzden Jaejoong oppanın teklifi ve benim ısrarlarıma rağmen bizimle yaşamayı kabul etmemişti. Yatılı olarakta okunulabilen pansiyona sahip bir okul kazanmış orada yeni bir düzen kurmuştu kendisine. Çok sevdiğim bir dostum olduğu için elbette onu yalnız bırakmamıştım ve bende onun olduğu okulda okuyordum.

Tüm bu rastgele daldan dala atlayan zihnimdeki düşüncelerle uğraşırken çoktan öğle teneffüsü vaktiydi ve kasım ayının soğukluğu ile peteğe yaslanmış ısınmaya çalışırken pencereden yağmuru izliyordum.

Omzunu dürten el ile irkilip arkamı dönmüştüm. Karşımda gördüğüm Lucas'a

"Ödümü kopardın. Neden öyle ani ve sessiz bir şekilde yaklaşıyorsun ki?" dedim göz devirip peteğe iyice sokularak.

"Bu kadar ödlek olman benim suçum değil." dedi dil çıkarıp.

"Ya şu hareketlere bak. Kazık kadar adam oldun hala büyüyemedin."

"Sende senden büyük olmama rağmen saygısız ve huysuzun tekisin hala?"

"Alt tarafı bir yaş büyüksün Lucas abartma."

İkimizde en son dayanamayıp gülmüştük bu hallerimize.

"Gülmek sana çok yakışıyor." demişti birden Lucas.

"Teşekkür ederim." dedim utanarak.

"Yanakların kızardı yine." deyip kahkaha attı Lucas.

"Çok mu komik be?" diye çemkirip koluna vurdum hafifçe. Lucas yanağımdan öpüp kaçmıştı.

"Sana kaç defa şöyle şeyler yapma diyeceğim kalın kafa." diye arkasından bağırırken o gözden kaybolmuştu bile.

Yüksek çıkan sesimden dolayı tüm bakışları üzerime çekince utanarak yerime geçmiştim. Aptal Lucas.
Ona kaç defa beni aniden öpmemesini söylemiştim ama laftan anlamıyor bir türlü.

QUEEN OF K-POP || JUNG JAEHYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin