1. Yıldız🌟(Tanışma)

67 4 20
                                    

~Ankara 2010~

"Dalya, Dalya kızım nerdesin?!" Yüzbaşı yorulduğu için hafif eğilerek ellerini dizlerinin üzerine koydu. Kızı yine ortalıktan kaybolmuştu. Ne zaman göreve gitse yada askeriyede sabahlasa aynısı oluyordu. Hava kararmaya başlıyor ve kızı ortadan kayboluyordu!

Kızı çok zeki ama yaramaz bir kızdı. Yüzbaşını küçükken zorlamıştı.
Yüzbaşı doğumdan sonra bebek bakma sorumluluğunu göze almayıp kaçan annesinin yokluğunu minik kızına hissetirmemek için elinden geleni yapıyordu.

Çok zor dönemler geçirmişti yüzbaşı. Kendi annesi ilk zamanlarda bebeğine nasıl bakacağını öğretmişti. Sonra annesi memlekete dönmüş, yüzbaşı minik bebeğiyle başbaşa kalmışlardı. O zamanlar üstlere durumu izah edip askeriyede kalmıştı. Dosyalar ve yeni erlerle ilgilenmişti.

Kızı 3 aylık olduktan sonra kıznı askeriye getirmeye başlamıştı. Genelikle yeni erleri seçerek, yanında kızına bakmalarını emrediyordu.

Kızı 1 yaşını geçip yürümeye başladığında içtimalarda erlerle yürümeye çalışıyor ve genelikle içtima bitesiye kadar yüzbaşının kucağından inmiyordu.

Yaşadığı zorluklar gözü önünden geçen yüzbaşının suratında minik bir tebessüm oluştu. Kızı için herşeyi yapabilirdi. Onun tek bir gülümsemesini görmek için neler yapmıştı yüzbaşı.

Düşüncelerden yanına gelen er yüzünden ayrıldı.

"Yüzbaşım, kızınız bu sefer lojmanın içinde değil."

Yüzbaşının içine bir korku salındı. Erlere bağırmaya başladı.
" Derhal kızımı bulun! Kızımı bulmadığınız her dakika size fazladan bir gün nöbet yazacağım! İctimalarda etlerinizi kemiklerinden ayırmamı istemiyorsanız kızımı bana bulun! Bulamayan canını seviyorsa dönmesin!"

Erler en gür sesleriyle bağırdılar.
"EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!"

Yüzbaşı erlere nefes aldıramazken minik kızı gizli yerine yavaşça yürüyordu. Kısık sesle çalmaya çalıştığı ıslık ve elindeki minik kırmızı sepetiyle çok tatlı görünüyordu. Üzerindeki siyah, etekleri tüllü ve yıldız desenli elbise tamda onu anlatıyordu.

Lojmanın hemen yan tarafında minik bir orman bulunuyordu. 15-20 dk yürüdüğünüzde bir uçurumla karşılaşıyordunuz. Burası küçük kızın gizli yeriydi. Burayı sadece amcası biliyordu çünkü burada küçük kızın yıldızları izlemek için geceleri kaldığını öğrendiğinde onun için minik bir kulübe yapmıştı. Kulübenin içinde battaniyeler, yastıklar ve aburcuburlar bulunuyordu.

Küçük kız gizli yerine vardığında kulübenin hemen yanındaki ağaca sırtını yaslayıp oturan, kendisinden büyük tahminen 13-14 yaşlarındaki çocuğu görünce kaşları çatıldı. Gizli yeri artık gizli değildi çünkü!

Sinirli ama tatlı bir ses tonuyla çocuğa seslendi.
" Hey benim gizli yerimde ne yapıyorsun?!"

Çocuk ilk başta kızdan dolayı ürkmüştü. Yavaşça kafasını çevirdiğinde ona kızgınca bakan kıza diyecek bişeyi yoktu. Babamdan kaçıyorum diyemezdi ya?

Kafasını çevirmesiyle çocuğun yüzüne ay ışığı çarptı. Yüzündeki morlukları gören kız kötü birşeyden dolayı buraya saklandığını anlamıştı.

Kulübeye hızlıca girdi. Minik masasının üzerine sepetini bıraktı. Ahşaptan olan dolabının gizli bölmesini açtı ve birkaç krem çıkartı. İçlerinden hangisinin iyi geleceğine karar verip diğerlerini kaldırdı. Kremi, yarabandını ve şişedeki suyunu alıp dışarıya çıktı.

Zincirli Yıldızlar🔗⭐Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin