Okumadan önce oy vermeyi, okurken yorum yapmayı lütfen unutmayın.Sizi sandığınızdan çok seven yazarınız.
I: Byzloey
M : The Score • Legend
♾️
Yıllar, sadece bir adım ötemde.
Sen Deniz Aras, sen benim yüz yıllar sonramsın.
Her başlangıcın bir sonu vardır, bazı sonlar başlamadan bellidir. Bu kitap ve bu yaşam da sonun başlangıcı.
Aynı bir kader gibi, bir yazgı ve yaşam çizgisi gibi. Alnımıza yazılmasa da bedenimizde izi olmasa da bizim olan hayatın bize ait çizgisi duruyor önümüzde. Onu şimdilik göremeyebilirsiniz, çünkü yüz yıllar sonrasına henüz gelmediniz.
''Profesör.'' Arkamdan gelen sesler aklımın uğultularından sıyrıldı. Üniversitenin boş koridorunda yankılanan ayak ve gençlerin sohbet seslerinin arasından öğrencimin bana seslenişini işittim. Gözlerim kendi yarattığım sonsuzluktan zihnim hapsolduğu kara delikten çıktı ve bedenimle arkamı dönebildim. Gevşek tuttuğum kitapların ucu dakikalardır tenime derin bir nokta izi bırakıyordu, farkında değildim. Bu fark edemeyeceğim kadar alıştığım bir durumdu. Hepsi aklımda yazarken kitabın dışının tenime batması ne kadar alışılmadık bir şey olabilirdi ki?
''Evet.'' Dedim gömleğimin yakasını düzeltirken. ''Konuşmanız çok güzeldi, bana ilham verdiğinizi söylemek istedim.'' Nazik tatlı esmer genç kadın karşımda elinde bir yığın dolusu muhtemelen yarısını bile aklında tutamayacağı kitaplarla dikiliyordu. Boyu benden beş santim kadar kısaydı ama bunu ayağımdaki topukluya bağlıyordum. Onun ayağındaki spor ayakkabılar benim ayağımdaki ucu sivri lacivert topuklularla aynı boyda değildi. Kara gözleri büyük bir ışıkla bana baktı, belki de yanan ışık üniversitenin koridorlarında hava karardığı için yanan ışıklandırmaydı.
''Bilim ilhamla gelişen ve yola çıkılan bir şey değildir. Bilim merak ve cesaretle başlar deneylerle devam eder. İlham gibi sonu olan ya da sık uğrayan bir kelime değildir.''
Sesimdeki keskinlik kızı ürkütmüş olacak ki gergince dudaklarını ısırdı beni dinlerken. ''Haklısınız, içeride bahsettiğiniz gibi bilim sonsuzluktur.'' Kafamı salladım belli belirsiz. Bu sırada elimde tuttuğum telefonun titreşimi ikimizin arasına girmiş perde gibi tüm ilgiyi üstüne çekmişti. Arayana baktım ve sessize alarak öğrenciye döndüm.
''Profesör, sizce... kendi bedenini gelişmiş tıpla dondurmayı başaran biri ne kadar yıl uykuda kalabilir?''
''Küpün içindeki sıvıya, bedenin durumuna ve dondurma sırasında yapılan tüm işlemlere göre bu cevap değişir. Kriyojenik Beden dondurma işlemi sık dokuma isteyen bir şeydir. Sadece yaptığın işin ya da kullandığın malzemelerin değil zamanın bile önemi vardır ve işin kötü yanı teknoloji yüz yıllar sonrasına gelmediyse zaman konusunda bir şey yapamayız. O yüzden yüz yıllar sonra yaşamayı göze almak isteyen biri ölümü de göze almalıdır. Ne kadar uykuda kalabilir ne zaman uyanabilir bunlar derin bir araştırmadan geçmeden cevap verilebilecek sorular değildir.''
''Bir gün ben de sizin gibi olabilir miyim sizce...?''
Belli belirsiz gülümserken gözlüğümü çıkardım. Sertçe yutkunuşumla gözleri vücuduma indi, vücut dilim bile ona birazdan söyleyeceğim cümleye hazırlamak ister gibiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONUN BAŞLANGICI
Science-FictionKül olmuş bir şehir, gözünü karartmış bir bilim insanı tarafından anlaşmayla tamamen kendisine ait olur. Kül olmuş şehri alan bilim adamı Deniz Aras şehri yüz yıllar sonrasına götürerek teknolojik bir şehre dönüştürür. Tasarladığı bu teknoloji şehr...