2

116 14 67
                                    

tuvalette yaşanan saçma olaydan sonra pek bir şey olmamış okulun ilk gününü tamamlamışlardı.

Ve de benim size söylemeyi unuttuğum bir şey var. Seungmin'in adı aslında Seungmin değildi. Seungmin sadece takma adıydı onun. Eskiden Minho küçüğe hep Seungmin derdi bu yüzden Seungmin kendisine Seungmin ismiyle hitap edilmesini istiyordu.

Hyunjin çıkışta abisinin onu almaya geleceğini söylemiş erkenden Seungmin'in yanından ayrılmıştı.

Seungmin ise evine doğru yürümeye başlamıştı.

Yolda gördüğü kedileri köpekleri seviyor çocuklara kantinden aldığı çikolataları veriyordu.

Hatta bir kaplumbağa bile görmüştü.

Seungmin kaplumbağaları ve köpekleri çok severdi. Bugün Hyunjin Seungmin'e köpüşe benzediğini söylemişti.

İkisi iyi anlaşıyordu. Hyunjin Seungmin'in bir rahatsızlığı olduğunu anlamıştı. Çocuksu hareketleri ve derslerde asla anlamayıp beyzbol ile alakalı resimler çizmesi onu ele veriyordu.

Seungmin en sonunda vardığı ev ile derin bir nefes alıp kaybetmemek için boynuna astığı anahtarını gömleğinin içinden çıkarttı.

Anahtarı yavaşça sokup çevirdi ve kapıyı kendine çekip ittirdi.

Böylece kapıyı açmış oldu ve anahtarı çekip çıkardı. Ayakkabılarını çıkarıp çantasını kapının kenarına bıraktı.

Fakat rüzgar bugün Seungmin'e hiç yardımcı olmuyordu.

Dışarıda esen rüzgar evde bir pencerenin açık olmasıyla ceyran yapmış kapıyı hızlıca kapatmıştı.

Malesef ki kapı hızlıca kapanınca büyük bir ses çıkmıştı.

Seungmin gözlerini büyüttü ve iki eliyle ağzını kapattı.

Ama çok geçti...

Yaşlı adam sesli bir şekilde kalkmış odasının kapısını açıp dış kapının yanında küçülmüş Seungmin'e sinirli bakışlarını sunuyordu.

"Bir uyutmadınız lan adamı! Anan bir sen iki!"

"Özür dilerim ceyran yüzünden oldu." Kafasını beton yere eğip dudaklarını ısırmıştı küçük Seungmin.

"Bir de konuşuyor! Öğretemedim lan size! Bir sessiz olmayı öğretemedim!"

Yaşlı adam koltuğun üstünde bıraktığı pantolonundan kemerini aldı ve elinde sıktı.

Seungmin ise korkudan dilini yutmuş gibiydi.

Sadece kafasını sağa sola sallıyor dolmuş gözlerini akıtmamak için uğraş veriyordu.

Seungmin olacakları biliyordu. Defalarca daha doğrusu senelerce yaşadığı bir şeydi bu.

Detay vermem hoş olmayacak malesef.

Seungmin ağlamaktan harap olmuş gelen kemer darbeleri yüzünden yırtılan gömleği için üzülüyordu.

Yarın ne giyecekti şimdi? Gerçi yarın okula gidebilecek miydi? Sanırım gidemeyecekti.

Burnunu çekip önünde sinirli sinirli evden çıkan üvey babasını izleyip ayağa kalktı.

Ayağa kalkması biraz zor olmuştu tabi.

Only Eight /2MinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin