bes (m)

139 16 27
                                    

"dans ederken-mm gözlerini benden hiç ayırmadın hyune"

hyunjin'in dudakları çıplak bedeninde dolanırken felix güçle konuştu. elinin altındaki saçları okşuyor, hyunjin derisini ısırmak ya da çekiştirmek gibi şeyler yaptığında saç diplerini sıkarak inliyordu.

hyunjin dudakları felix'in göğsünü bulurken ona baktı, göğüs ucunu dişleri arasında ezerken felix derince inledi.

"en yakın arkadaşım sarhoşken başkasıyla sevişmemeliydi, öyle değil mi?"

"en yakın arkadaş mıyız hâlâ?"

felix anında sorduğunda hyunjin dudak büzdü. "bilmem? friends with benefits?" diye mırıldandı dudakları felix'in boynunu bulurken.

"hâlâ friends diyorsun aahh.. şaka gibi.. oluyorsun bazen" diye mırıldandı felix. ama hyunjin bunu onun sarhoşluğuna verdi.

hızlıca felix'in pantolonunu ve iç çamaşırını indirdi. felix'in çoktan ıslanmış deliğine eğildi ve öpücükler bırakmaya başladı.

"ıhh-mm hyunjinn!"

"bu pembeliği kırmızıya boyayacağım" dedi hyunjin, dudaklarını delikten çekerken. felix başını salladı. "lütfen!" diye yanıtladı.

"bu senin ilkin, di mi?" diye sordu. kalçasına sertçe vurdu ve vurduğu yeri öptü. felix cevap veremedi, başını sallamakla yetindi.

"se- senin değil mi?" diye bir mırıltı çıktı dudaklarından. hyunjin garip bir gülümseme sundu ama cevap vermedi.

"hyunjin?" diye mırıldandı felix ama hyunjin onu duymazdan gelerek kendi pantolonunu çıkardı. ikisi de çıplaktı şimdi, önceki akşamki gibi yarı çıplak değillerdi.

"tek ihtiyacım olan seni böyle görmekmiş" diye mırıldandı felix, ilk konusu kafasından uçmuş gitmişti. hyunjin'i birkaç kez baştan aşağı süzdü. hyunjin yüzünde aptal bir gülümsemeyle sarışını izledi. en sonunda gözleri gözlerini bulduğunda felix, elini hyunjin'in ensesine attı ve kendine çekip dudaklarını birleştirdi.

hyunjin sertçe karşılık verdi ona. parmakları felix'in deliğini okşarken felix baştan aşağı titrediğini hissetti. hyunjin'in iki parmağı deliğinden içeri kaydığında dudaklarını çekerek inledi. ama parmaklarının içine girmesi ve çıkması bir olmuştu.

"sikimi içine alacak kadar genişsin değil mi? dün gece epey işe yaramış hm?"

"hmhm.. hadi.." felix sabırsızca konuşup bedenini üstündeki bedene sürttü. iki gündür tek isteği hyunjin'i hissetmekti ve hyunjin her seferinde bunu geciktiriyordu sanki. üstelik kafasını hâlâ kurcalayan bir konu vardı:

neden hyunjin daha once seviştiğinden ona bahsetmemişti? kimle sevişmişti? tanıyor muydu onu? hani hyunjin'le ne bok yerlerse birbirlerine anlatacaklardı?

hyunjin tıslama gibi bir inleme bıraktı. penisini felix'in deliğine konumlandırdı, yavaşça kendini içine itti. ikisi de kesik kesik inlerken hyunjin kendini tamamen itti ve felix büyük bir çığlık bıraktı.

hyunjin hem kendisinin, hem felix'in alışabilmesi için biraz bekledi, bu sırada felix'in saçlarına öpücükler bıraktı.

"hareket etmemi ister misin?" diye sordu, neredeyse fısıltıyla. felix dudaklarını ısırarak başını olumlu anlamda salladı. hyunjin bir anda sert ve hızlı hareketlerle gel git yapmaya başladı. felix çığlık atarcasına inliyor, tırnaklarını hyunjin'in omzuna ve sırtına geçiriyor ve zevkten ağlıyordu.

"ahh hyunjin.. lütfen- AHH ORASI- !"

hyunjin, felix'in zevk noktasına sertçe vururken bir elini yavaşça felix'in yüzüne çıkardı. yaşları sildi, penisi içinde seğirirken dudaklarını yaladı konuşmak için.

"ömrümde gördüğüm en güzel ağlayan kişisin" diye fısıldadı. "delirmiş olsam, her gün önümde ağlamanı isterim, çok güzelsin"

felix gözlerini aralayarak yanağını okşayan bedene baktı. içindeki hareketler yavaşlarken titrek sesiyle mırıldandı.

"ondan da mı güzelim?"

ama bunu öğrenemedi, hyunjin cevap vermedi.

"felix.. içine boşalabilir miyim?"

içinde hızlanan hareketlerle gelen sorusu kulaklarını doldururken felix yutkundu ve dudaklarından onaylayan birkaç mırıltı döküldü. hyunjin dudaklarını tekrar felix'inkilerle buluşturdu.

hyunjin, felix'in ağzına doğru inleyerek boşalırken felix de boşaldı. felix nefesini düzenlemeye çalışırken hyunjin içinden çıktı ve göğsüne koydu başını, elleri belini sardı.

"sanırım.. bunu unutamayacağız değil mi?" diye mırıldandı, belini okşarken. felix o görmese de dudak büzdü. kesinlikle unutmayacaktı.

"erkek miydi kız mı?"

dakikalar geçtikten sonra gelen sorusuyla hyunjin başını biraz kaldırıp ona baktı. felix anında gözlerini kaçırdı. "üzgünüm, biseksüel değil misin?" diye mırıldandığında hyunjin güldü.

"hayatımın en büyük hatasıydı, lix. o konu hakkında sorular sorma, hatta mümkünse ikimiz de unutalım"

felix başını salladı ve ellerini hyunjin'in saçlarına attı. yavaş yavaş okşarken hyunjin gülümseyerek gözlerini kapattı.

"yarın saçlarını sarı yapalım mı?" diye sordu.

bulundukları durum ikisi için de o kadar saçmaydı ki, konu değiştirme ihtiyacı hissetmişti. çoktan mayışmış hyunjin, "hmhm, istersen, tabii" gibisinden mırıldandı.

felix yerdeki kıyafetlerde gezdirdi gözlerini. hâlâ sarhoştu ve belki de doğru düşünemiyordu ama hyunjin gerçekten farklı hissettirmeye başlamıştı.

eh, en azından istediğini almıştı-

"biseksüel değilim, erkeklerden hoşlanıyorum" diye mırıldandı hyunjin. o kadar gevelemişti ki ağzında, felix uykusunda konuştuğunu düşünmüştü.

"iyi geceler" diye fısıldadı hyunjin. tamaam, diye düşündü felix, çok sarhoş, çok sarhoşsun, uyuyun artık, olan oldu.

üşümemeleri için battaniyeyi üzerlerine sardı. ama sonra ne diyeceğini bilemedi: iyi geceler? güzel uyu? tatlı rüyalar? seni seviyorum?

bir şey demedi bu yüzden, sadece hyunjin uyuyana kadar saçlarını okşayıp öptü.

×××

normalde bolum binli kelimelere kadar uzadi ama devam etmedim cok uzayacakti cunku neysee

kontrol etmiorum ,,

byyy

same boy | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin