"Pot- Harry, bunu yapamayız. Gerçekten, olmaz. Ben gidiyorum."
Harry'nin içi burkuldu. Tepside kalan son iksirleri de içti ve sonra yatağa kafasını koyar koymaz uyudu.
..........
Mrs. Weasley'nin kahvaltıya çağıran sesi ile uyandı. Kolundaki saate baktı: 8.34. Hızlıca kalktı, yatağını topladı, üstünü değiştirdi ve aşağı indi.
"Harry, selam." derken bir ses elini Harry'nin omzuna attı. Harry, Sirius'un da kalkmış olduğunu gördü. Gözlerinin altında morluklar vardı. Sanki gece boyunca hiç uyumamış gibiydi. Belki de uyumamıştı.
"Sirius!-" diye heyecanla ona sarılırken Harry onu ne kadar sevdiğini geçirdi içinden.
Birlikte aşağı indiler. Harry ve Sirius yan yana oturdu ve Hermione ile Ron da karşılarına geçti.
"Günaydın Harry, umarım iyisindir." Dedi Hermione şefkatle.
"Snape seni zehirlemedi ha, Harry?" Diye güldü Ron.
"Ha-hayır. B-ben aslında,-şey- sadece..."
"Abi sakin ol, ne bu panik. İksirine Veritaserum katıp en gizli korkularını mı sordu?" Hermione de Ron'la beraber bu sözlere güldü. Sirius ona şüpheyle baktı.
Harry, keşke iksirime Veritaserum katsaydı diye düşündü. Belki o zaman bu kadar utanmazdı.
"Harry sen bayağı sinirlendin sanki. Kıpkırmızı olmuşsun."
Sinirden değil utançtan kıpkırmızıydı ama konuyu kapatmayı tercih etti.
"Ee, siz iyi uyudunuz mu?"
...Günaydınlaşma faslı bitince kahvaltı ettiler. Harry, Ron ve Hermione evin temizliği için Mrs. Weasley'e yardım etmeye giriştiler.
Girdikleri yeni oda genişti, tavandan yeşil ve gümüş renklerde mumlar sarkıyordu. Harry mumları görünce Hogwarts'ı -ilk evini- hatırladı. Oraya gitmek ve yeniden insanların arasına girmek için içi gidiyordu.
Kapının sağ tarafında bulunan maun renkli dolabın rafları çeşitli fotoğraflar ve aile yadigarlarıyla doluydu.
Harry dolabın yanına yaklaştı, elini uzattı ve bir fotoğrafı eline aldı. Fotoğrafta bir düzine insan iki sıra halinde dizilmişti. Harry, bunun Black ailesinin otuz yıl önceki bir fotoğrafı olabileceğini düşündü.
Ön sırada dört yaşlarındaki bir çocuk, Harry'nin Sirius sandığı yedi yaşlarında bir çocuğun kollarındaydı. Onların yanında yedi ve sekiz yaşlarında iki kız çocuğu vardı. Harry, bunları tanımıyordu. Onların yanında da birisi duruyordu ama üstü karalanmıştı. Harry bunun, Sirius'un daha önce bahsettiği Andromeda olabileceğini tahmin etti. Arka sıra yaşlılardan ve orta yaşlılardan oluşuyordu. Harry bunların hiçbirini tanımıyordu.
"Baksana Harry, şu öndeki Sirius olmalı. Ne kadar da kısaymış," diye fısıldadı Ron.
"Yanındakiler kim sizce?" dedi Harry merakla.
Hermione bilmiş bir ifade takındı ve cevap verdi. "Gerçekten Ölüm Yiyenler hakkında hiç araştırma yapmadınız mı siz? Hepsi "Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen: En Karanlık Büyücü"de yazıyor."
"Bizi aydınlat Hermione," dedi Ron bıkkınlıkla.
"Şu büyük olan Narcissa Black, ya da şimdiki adıyla Narcissa Malfoy. Draco'nun annesi. Küçük olan da Bellatrix Black, yani Lestrange. Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen'in en sadık temsilcisi ve sağ koludur. İşkenceleriyle ün salmış. Bunlar Sirius'un kuzenleri oluyor. Tabi bir de Andromeda var. O, Black ailesinden atıldıktan sonra bütün albümlerden silindi. Şu Regulus Black. Sirius'un kardeşi. Black ailesinin Kim-Olduğunu-Bilirsin-Sen'e karşı olan derin sadakatini destekleyerek O'na katıldı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hidden Love (Snarry)
FanfictionHarry, okulda beşinci yılına başlamaktadır. Bu sene yeniden hayata dönen Voldemort ile savaşırken aynı zamanda bastırılıp saklı kalmış duygularını da keşfedecektir. Bu bir Snarry hikayesidir. Karakterler J.K. Rowling'e aittir. Bu kurgudaki tüm karak...