Taehyung ile tartışmamızdan tam olarak 2 hafta geçmişti. O kadar zaman da ne karşılaştık ne de konuştuk. Daha anlamını bile bilmediğim bir konu yüzünden kavga etmiştik. Gerçi artık bir önemi yoktu. Dedikleri kalbimi kırmasına yetmişti.
Oturduğum kafede öylesine telefonuma bakıyordum. Bu hafta sonunu olaysız ve sessiz geçirmek istiyordum.
Tam kalkacağım sırada sandalyeyi çekip karşına oturan jungkook ile göz göze gelmiştik. Bu beni nereden bulmuştu ki?
"Pardon? " dedim ona bakarak. O ise bana eliyle otur işareti yapıp cebinden sigara ve çakmak çıkardı. Bir eliyle sigarayı dudaklarının arasına koydu diğer eliyle ise çakmağı ateşlendirdi. "Sevdiğin çocukla konuşamamana üzüldüm." Anlamıştım onun altından çıktığını. "Ne yaptın yine?" Sinirle baktım ona. O bana sırıtıyordu. "Ne yapacağım ki? Sadece bizi sevgili sanmış." Olayları tek tek kavramıştım.
"Biliyordum." Diyerek fırladım ayağa. "Neyi biliyordun?" jungkook ayağa kalkmadan bana baktı. "Her boku senin yaptığını. Ne dedin de taehyung benden bu kadar nefret ediyor?"
"Ne diyeceğim canım? Sadece ikimizin flört ettiğini,senin bana iyi geldiğini söyledim." Orospu çocuğu herşeyi mahvetmisti. "İnanamıyorum sana." Jungkook tekrar gülmeye başladı. "İnan bence. Hem o çocuğu hak etmiyordun. Baksana, herşeye inanıyor velet." Sinirle ona döndüm."velet dediğin senin o Habeş tipinden dah yakisiklidir." Jungkook morali bozulmuş şekilde elini yanağına deydirdi. Gidip herşeyi taehyunga söylemek için hızlıca cantamla beraber oturduğum yerden kalktım. Hemen kasaya gidip tutan miktarı ödedim ve jungkookun arkamdan gelmesine izin vermeden hızlıca koştum onun evine. Artık bu kadar küslük yeterdi.
Evine gelince derin nefes verdim. Ne diyecegimi tekrar kafamda sıraladım ve kapısını çaldım. Kapıyı açtığında tekrar yüzüme kapatmasından korkuyordum. Bir 10 saniye ses gelmeyince tekrar zile bastım. Bu sefer ayak sesleri gelmeye başlamıştı.
Kapıyı açan taehyung ile göz göze gelmiştik. Hicbirsey demeden kapıyı açık bırakıp salona ilerledi. Sanırım beni içeri davet ettiğini düşünürek adımımı attım. Ev serindi. Klimayı yakmıyor muydu bu?
Taehyung bitkin bir şekilde koltuğa kendini bırakmıştı. Kollarını iki yana açıp bacaklarını ayırdı. Onun rahat tavrına rahatsız olmuştum ama çaktırmadan oturuşumu düzelttim. "Niye geldin?" Dedi masadaki şarap bardağını eline alırken. "Seninle birşey konuşmak istiyorum." Şarabından bir yudum aldı ve bana döndü. "Yine hangi boş laflarını sallayacaksın bana jennie?" Boğazımı temizledim.
"Taehyung,olaylar jungkook piçinin sana anlattığı gibi değil." Taehyung alaycı bir gülüş takındı yüzüne. Sinirimi bozmuştu. "Ee?"
"Sırf seni sinirlendirmek için böyle bir yalan attı. Ne ben onu seviyorum ne de o beni seviyor. Kanıtlarım var." Israrcı bir şekilde konsuyorsun. Zaten taehyungu geri kazanmak için yapmam gereken buydu. Taehyung tekrar yudum aldı ve bardağı geri masaya bıraktı. Daha sonra ayağa kalktı. "Hadi Jennie, başka kapıya." Eliyle kalk işareti yaptı. Beni ciddiye almaması ağlamama neden olacaktı. Cantamla kapıya ilerlerken kapıyı açtı. Kapıdan dışarı ya adım atacakken fazla gaza gelmiştim.
Arkamı döndüm.
"Bana bunları yapmaya Hakk'ın yok Taehyung. Ben senin oyuncağını değilim saf herif!" Bağırmam ile taehyung arkasını dönmüştü. Sinirimi dindiremiyordum. "Herkesin lafına inanmayı bıraktı ilişkimize bakalım artık. Seni sevdiğimi daha nasıl belli edebilirim!?" Ağzımdan birşey kaçırmıştım. Ve bu fena bir şeydi. Taehyung bana yaklaştı. "Ne dedin sen?" Elimi ağzına götürdüm. Sanırım beni yüzsüz bulmuştu. O kadar ondan kendi rızam ile ayrılıp şimdi onu sevdiğimi söylemem onun için ciddi yüzsüzlüktü.
"Özür dilerim." Dedim. Taehyung daha da yaklaştı. "O dediğini tekrar söyle jennie."
Yutkundum. "Seni sevdiğimi söyledim taehyung." Artık ne derse desin bunu içimde tutmak istemiyordum. Taehyung yüzüme garip garip bakmaya başladı. "Sen beni seviyorsun, öyle mi?" Kafamı salladım. Kizacagi kesindi.
"Biliyorum ben yanlış birşey yaptım. Seni hala sevmeme rağmen gidip kendimi hazır hissetmedigimi söyleyip ayrıldım. İkimizi de mahvettim. Ya ben şuan pişman oldum ben gidiyorum." Tam kapıdan çıkacakken taehyung kolumu tuttu ve diğer eliyle kapıyı kapatıp beni arasına aldı. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemiyordum.
"N-ne yapıyorsun?"
"Bende seni seviyorum jennie." Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Hayatımda bu kadar heyecanlanmamıştım. İlk sevgili olduğumuz zaman bile bu kadar heyecanlı değildim. "Ne-" demeden dudağıma kendi dudağını bastırmıştı. Kalp ritimlerim delicesine atıyordu.
Aslında aşk dediğimiz şey de bu değil midir? Kandırmak. Kandırıkçı bir sıfat halina bürünmüş suçlu. Platonik,Toxic herşey onunla birlikte. Jennie yaptığı iyiliği kendisine 2. Defa yapmıştı. İyilik miydi ki onun için?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
siblings • taennie
Teen Fictionjennie ve taehyung ayrılmalarına rağmen kardeşleri yüzünden konuşmak zorunda kalırlar.