6. Bölüm anlaşma

3 2 1
                                    

Gözlerin en az gece kadar karanlık evren kadar sonsuz...

Hamama gitmemizin üzerinden bir hafta geçmişti ve bu gün Çağla hanım ailesini toplayıp bizim konağa gelecekler. Dilber anne onları, ailelerinde tanışması anlaşması için yemek yemeye davet etmişti. Dilber anne Fazıl bey ile tanışacağım için beni hazırlamaya görevli göndermişti. Şu an güzel bir elbise giymiş ve kolyeler, küpeler ile süsleniyorum. Bir oyuncak bebek gibi büyüklerin beni hazırlamasını bekliyorum.

Hazırlığım bittiği zaman yavaşça aynada kendime bakıyorum bu aynadaki ben miyim? Yüzüğü makyaj ile renklendirmişlerdi beyaz tenim artık biraz daha buğday ten rengine sahiptim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hazırlığım bittiği zaman yavaşça aynada kendime bakıyorum bu aynadaki ben miyim? Yüzüğü makyaj ile renklendirmişlerdi beyaz tenim artık biraz daha buğday ten rengine sahiptim. Çocuksu yüzümü daha kadınsı gösterecek bir makyaj vardı yüzümde boyum yeterince uzundu 1.86 boylarında olmamı umursamadan birde topuklu giymiştim. Fazıl bey in boyu 1.92 olduğu için onun yanında küçük durmamalı ve Dilber anneyi rezil etmemeliymişim.

Hazırlanmış ve akşam yemeğini bekliyordum. Geldiğimden beri doğru düzgün etrafı inceleyememiştim. Odada bir sürü kıyafet ve topuklu vardı. Ve küçük bir kutu. Kutuyu elime aldım incelediyim derken bir kuş sesi ile kafamı pencereye çevirdim.

Bir karga vardı tek gözü yaralı çok korkunç, ama bir o kadarda güçlü duruyordu. Asıl dikkatimi çeken şey karganın boynundaki ipte takılı olan anahtardı. Yavaş ürkek adımlarla ilerledim. O melek bana yardım etmek için bu devasa canavarı gönderdiyse bunun yerine bir serçe göndermeyi akıl edememiş demektir.

Kargaya, ürkekçe tam elimi uzatıyordum ki aniden kafasını eğmesiyle irkilerek bir kaç adım geri attım ve kıyafetimin eteğine takılıp yeri boyladım. Yere düşünce acı ile inledim. Gözlerim dolmuştu, dudaklarım ağlamaya her an hazırmış gibi titriyordu. O sırada kafa yere düşmüş bedenimin önüne doğru süzüldü ve bana bir kaç adım attı.

Hem ağlamak üzere hemde korkudan bayılmak üzereydim. Karga dik başı ile üzerime yürürken yutkundum. Karga kafasını tam önümde yine yere doğru eğdi bu sefer hızlıca anahtarı kaptım ve kör düğümle kargaya bağlı olan ip aniden ellerimde küle dönüştü. Gözlerimi kocaman açmış ve ip kül olunca yere düşen anahtara bakıyordum. Karga hızla uzaklaştı o gittiği gibi ardından kapının açılması bir oldu.

Her kimse daha o görmeden anahtarı kaptım ve avcuma hapsettim. İçeriye Dilber anne ve bir kaç görevli girmişti. Görevlilerden biri hemen beni tutup kaldırdı. Ve iyi olup olmadığımı yokladı. Dilber annenin gözleri yatağıma bıraktığım küçük kutudaydı.

"Ona niye dokundun Kösem" Dedi sakin ama bir o kadar 'şimdi yandık' dedirtecek bir ses tonuyla.

" Ş-şey Sultanım küçük ve parlak olunca dikkatimi çe-" Derken yine sözümü kesti.

"Gereksiz açıklamalarını dinlemeyeceğim bu kutu bende kalacak. " Dedi. Ve görevlilerden birine bakıp götürmesi için işaret verdi.

" Kösem sultanım Çağla hanımlar gelmek üzerelerdir aşağıya geçelim lütfen. " Dedi bir görevli. Kafa salladım ve onlarla beraber odadan çıktım. Kutuyu alan görevlinin üst kata çıktığını gördüm.

Şeytan ın KülleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin