8

244 21 11
                                    

Mert:
Cenk yemekhanede sırasını bana verip önden buyur eniştemmm dedi az önce.

Özgür:
Ahahahahahah
Bir sıkıntı göremedim.
Sonuçta sahte de olsa eniştesisin.

Mert:
Evet ama buradaki asıl nokta senin arkadaşlarına evleneceğimizi ve bu evliliğin sahte olduğunu söylememiş olman.

Özgür:
Nasıl yani, senin arkadaşların bilmiyor mu hiçbir şeyi?

Mert:
Açıkcası son dakikaya kadar iptal olma ihtimaline tutunduğum için söylemeyi düşünmüyordum.

Özgür:
Haftaya nişanlanıyoruz farkındaysan.

Mert:
Hatırlatma bile.
(Görüldü)

Mert:
Ahahahahahah eee nasılmış kendi ilacından tatmak

Özgür:
Süpermiş hayatım, bayıldım😒
Bir daha olmasın.
Hadi, söyle arkadaşlarına şimdi
Davet et hatta nişanımıza.
Ama sahte olduğu kısmını sakın söyleme.
Sakın

Mert:
Yok artık.
Aile arasında olacak anlaşmalı bir tören.
Kimsenin bizim o halde görmesine gerek yok şimdi.
Hem kime neyi ne kadar söyleyeceğimi ben bilirim. Sen karışamazsın.

Özgür:
Bence gecikmeden hemenn söylemen lazım.
Arkadaşımın evleneceğini nişanlandıktan sonra öğrensem çok sinirlendim.
Ne yazık ki karışmak zorundayım.

Mert:
Hmm çok ilginç ama haklısın.
Tamam, ben bu hafta bir ara söyleyeyim.
Karışmak zorundayım ne demek? Burnum çok büyük her boka girmek zorundayım demenin farklı bir yolu mu?

Özgür:
Şimdi söylesene.
Hadiii
Bekliyorum.

Mert:
Siktir git, delinin zoruna bak.
Hadi git yemeğini ye.

Özgür:
Bekliyoruuum.

Mert:
Sana ne ya.
Söylemiyorum işte.
Evlenene kadar da söylemeyeceğim lan.
İnat değil mi

(Görüldü)

Mert:
Puştttt
Öldüreceğim oğlum seni.
Gelip yanağımı şap diye öptükten sonra "Hayatım, akşamki takım elbise provasını unutma, çıkışta beni bekle." demek nedir lan. Nedir?
Sen kimsin?
Sen nesin.
Yemin ederim delirttin beni Özgür.
Senin kolunu bacağını kırdırıp Ergenekon Dağ'ının tepesinde dilendirmezsem benim de adım Mert değil.

Özgür:
Ahahahahahahah
Mertciğim sen nesin, kimsin sorularını geçiyorum. Bilmediğin şeyler değil.
Müstakbel eşin olarak arkadaşlarına açılma konusunda destek olmak istedim sana.
Hem gerçekten akşam takım elbiselerimizin provası var, birlikte gitmemiz daha uygun olur.
Sen de iyilikten anlamıyorsun ama canım ya.

Mert:
Bak Özgür bütün modumu siktin attın.
Yüzlerine bile bakamadım senin patavatsızlığından dolayı.
Gidip onlara bunun ciddi bir şey olmadığını açıklıyorsun.
Bir daha da işime asla ama asla karışmıyorsun.

Özgür:
Sen de survivor adası genişliğinde davranma o zaman koçum tamam mı.
Bayıldığımızdan şov yapmadık herhalde senin o çapsız arkadaşlarına.

Mert:
Ne diyorsun lan sen.
Ne genişliği, ne adası.

Özgür:
Bak Mert seninle açık konuşacağım.
O kenafir gözlerini aç ve çok dikkatli oku.
Anlaşmalı, sahte, görücü usulü falan her ne sikimse biz evleneceğiz
Kimsenin aşıkımızdan öldüğümüzü düşünmesine gerek yok.
İkiyle ikiyi toplamayı bilen herkes bakınca anlar boktan bir durumumuzu.
Yani ruh eşi falan olduğumuzu düşünmeyecekler burası okay.
Ama bu evliliğin sahte olduğunu, bizim bir yıl sonra birbirimizin hayatından çıkıp gideceğimizi de bilmeyecekler. Okay?
Babamın boşanmamızdaki en büyük şartı bu.

Mert:
Tam olarak nasıl bir şartmış bu, anlamadım.

Özgür:
Bak, bir yıl boyunca dışarıya çok düzgün bir çift imajı çizmemiz gerekiyor.
Hakkımızda tek bir kötü haber, dedikodu hatta ima bile olmamalı.
Herkesin aşklarından ölmüyorlardı ama evlilik ne iyi geldi maşallah maşallah falan demesi gerek.
Anlayacağın şirketin pas parlak pr yüzleri olacağız.
Gittiğimiz her yerde de evliliğimiz konuşulacak.

Mert:
Olmazsak ne olur?
Yani arkamızdan bunlar da fırsat olsa birbirlerini bir kaşık suda boğacaklar deseler mesela
Ne olabilir ki?

Özgür:
40-50 yıl kadar beraber yaşarız.
Bak bu da babamın erken yaşta öldüğü en iyi ihtimalimiz.

Mert:
Ayy sus sus
Tüylerim diken diken oldu.
Anladım, ne isteniyorsa sıkar dişimizi yaparız.

Özgür:
Ben de bana hak vereceğini biliyordum zaten canımmm.
Ben çokk kıymetli eşimi ondan önce düşünürüm😊😊😊

Mert:
Peki hepsini anladım.
Örnek çift? Tamam.
Ennn gerçek, en makul çift? Evet biziz.
Hatta İngiliz Kurt Kraliyet ailesinden gibi takılırız sokaklarda ona da tamam.
Sayın sarı kafasına koduğum, arkadaşlarımın önünde henüz onlara hiçbir şey söylemediğimi bildiğin halde gelip yanağımdan neden öp*yorsun lan.

Özgür:
Hee o mu?
Seni biraz zor durumda bırakmak istedim ya.
Kızarıp bozarınca inanmazsın ama acayip tatlı bir şeye dönüşüyorsun.
Dişim kamaşıyor.

Mert:
Anladım.
Peki Özgürcüğüm şu anlaşma hakkında bir sorum olacaktı

Özgür:
Aaa lütfen
Sor hayatım
Çekinme

Mert:
Kafanı koparıp kasabanın girişindeki nüfus: 8500 sayısının altına -1 yazıp astığım zaman babanla olan anlaşmamız sence bozulur mu🤔

Allahım enemies to loversı çok severim de bunlar it dalaşından normal iki kelime konuşmaya geçemediler henüz. Bu durum benim çok acemi olmamdan kaynaklı da olabilir. Görüş ve önerilere açığımm🤭 Şu an burada paylaşım yapmak denize şişeyle not bırakmak gibi. Okuyup beğenecek, yorum yapacak olan birileri olacak mı çok merak ediyorum.

Akşam SefalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin