Berivan'ın ağzından.
Burhan gittiğinde deli gibi korkmaya başlamıştım ya ona bir şey olsaydı diye korktuğumda ne yapacağımı şaşırmış bir vaziyetteydim avlu'da oturup saatler sanki geçmek bilmiyordu onu beklerken kapının açılması ile içeriye girdiğinde ona seni merak ettim diyemezdim ona bakarak kıza bir şey olmayacak dediğimde bana doğru yaklaşıp sıcak nefesini kulağıma doğru bırakarak neden o merhamet dolu kalbin bir tek bana çalışmıyor dediğinde halbuki bilmediği bir tek bir şey vardı ki kalbim sadece ona aitti başka kimseye değil bütün sevdam merhametim yüreğimdeki öfkem nefretim her şeyim ona aitti gözleri dolu bir şekilde ona bakarak hiçbir şey söylemedim omuzumdan tutup beni kendine doğru çekip sımsıkı sarıldığında Deniz orada olduğu için değil aslında kendimi orada güvende hissettiğim için hiçbir şey söylememiştim.
Gururum engel oluyordu onu affetmeme gururum engel oluyordu o kare gözümün önünde hiç gitmiyordu gözüme her kapattığımda o şekilde görüyordum onu unutmak nasıl olur bunu bilemem ama bir daha yapmayacağı ne malumdu ki tamamiyle Emin olmadan boran'ı affetmeyecektim birazcık da olsa sürünsün ki bir daha aynı hataya düşmesin diye kendimce kanat getirmiştim hepimiz hazırlanarak akşam kız istemeye gidecektik üzerimi giyinip aşağı indiğimde nutku tutulmuş bir şekilde gözlerini üzerime dikerek bana baktı.
Bana doğru yürüyerek yanıma yaklaşıp of güzelim Of sen beni kalpten götüreceksin bu ne halin dediğinde yüzüne bakarak ne saçmalıyorsun dediğimde karşıdaki annesine bakarak konuşmaya başladı kızım sen bunları bilerek mi yapıyorsun ya ya bu üzerine giydiğin elbise sana öyle bir yakışmış ki adeta melekler gibi olmuşsun dediğinde hoşuma gitsene kendimi hızlı bir şekilde toparlayarak ona bakıp seninle uğraşamam diyerek onu geçip
İleri yürümeye başladım arkamda yetişip kolunu koluma takarak benden bir adım bile önde gidemezsin hanımefendi seni bu halinle hiçbir yere bırakmam diyerek koluma girdiğinde beni kendine doğru bastırarak sarıldığında herkesin ortasında bunu yaptığı için değildi aslında ben istediğim için ondan uzak durmadım çünkü ben de en az onun kadar onu özlüyordum o beni ona belli etmiyordum onun arabasına doğru ilerleyip bindiğimizde.
Kimseyi arabada istememişti ikimiz birlikte sadece onun arabasındaydık kolunu omzuma koyup kendine doğru çekerek hep kendini bu kadar güzel yap hem de gel yanımda otur ve benden uzak dur de Nasıl yapayım söyle bana güzelim dediğinde onun gözlerine bakarak lütfen yapma diyerek camdan dışarı izlemeye başladım saçlarımın arasına kondurdu öpücük ne kendini geri çekerek araba sürmeye başladı rojda'nın evine doğru yola çıktığımızda 4 arabayla gitmiştik Deniz de bizle birlikte gelecekti hep birlikte oraya giderek rojda'yı istediğimizde babası başlık parası olarak 3 milyon para istemişti ve Boran hiç düşünmeden evet demişti çünkü ne o aileye kız kardeşini vermek istiyordu ne de erkek kardeşi şivanı üzmek istiyordu o yüzden onların her istediğine kabul ederek kimse üzülmeden bu işi halletmişti.
Eve döndüğümüzde herkes kendi odasına çekileceği sıra Deniz bana bakarak ee artık anne aday isim o yüzden senin erkenden gidip uyuman gerekiyor diyerek bana merdivene gösterdiğinde Deniz burada olduğu için benim bora'nın odasına gitmem gerekiyordu derin bir nefes alarak yukarı doğru çıkarak odaya girip kapıyı kapattığında Boran içerideydi ve sevinç de bana bakarak senin geleceğini biliyordu dediğinde ona bakarak parmağımı sallayıp yoksa sen bilerek mi Denizi çağırdım buraya dediğinde başını iki kere sallayarak yemin ederim kendi gelmek istedi bu sefer ben masumum dediğinde hızlı bir şekilde ona yaklaşarak yani.
Her zaman haksız olduğunu itiraf ediyorsun değil mi dediğinde omuzumdan tutarak gözlerimin içine bakıp yemin ederim seni aldatmadım beni tamamıyla yanlış anladın sana anlatmama izin vermiyorsun ki dediğinde ona bakarak lütfen daha fazla seninle bu konuyu konuşmak istemiyorum misafirimiz var diye bu odaya mecburen geldim ve üzerime gelme hiç kimseyi dinlemem çeker gider odamda yatarım dediğinde elini yukarıdan tutarak tamam teslim oldum hiçbir şey söylemeyeceğim Yeter ki sen üzülme.
Hızlı bir şekilde banyoya geçip üzerimi değiştirerek odaya girip kanepenin üzerine yatacağım sıra kolumdan tutarak başını iki yana salladı sen hamilesin küçücük kanepede rahat edemezsin istersen sen geç buraya ben orada yatarım dediğinde ona bakarak senin ayağın ağrıyor iki büklüm olursan daha sıkıntı olur dediğinde o zaman ikimiz birlikte aynı yatakta yatmak zorundayız diyerek başını yana yatırıp ona bu cümleyi sarf ettiğinde hiç düşünmeden başımı evet anlamında salladım çünkü günlerdir onun müptelası olduğum kokusuna deliler gibi özlemiştim yatağına yatar yatmaz sırtını ona dönerek yatağında kokusu yastığında geliyordu yastığını sıkı bir şekilde burnuma çekerek koklamaya başladım arkamdan bana sımsıkı sarılıp dudaklarını omuzuma bastırıp derin bir öpücük kondurduktan sonra kendini geri çekerek kulağıma doğru fısıltılı bir şekilde konuştu seni özledim.
Senin telinin kokusunu özledim senin saçının kokusunu özledim senin her zeren'i özledim meleğim keşke zamanı geri alabilseydim ve o güne geri dönebilseydim dediğimde hiçbir şey söylemeden gözlerimi sonsuz bir uykuya kapattım sabahın ilk ışıkla ile uyandığımda onun göğsüne sımsıkı sarılmış bir şekilde uyuyordum gözlerimi hafif açıp baktığımda o halen uyuyordu deliyim bir nefes içime çekerek kokusunu ciğerlerime kadar çekerek nefesimiz oldu çünkü ben onu çok özlemiştim.
Onun uyandığını fark edince gözlerimi sımsıkı kapatıp uyku numarası yaptım çünkü beni görmesini istemiyordum ellerini saçlarımın üzerine usulca gezdirerek keşke her sabah seninle uyanıp her akşam seninle gözlerimi kapatabilseydim sana kendimi affettireceğim belki zaman olacak ama yine de sana kendimi affettireceğim güzelim dedikten sonra saçlarımın arasına kondurdu öpücük de beni kendine çekip daha çok göğüslere bastırarak sımsıkı sarıldı saniyeler dakikalar birbirini kovaladı Boran beni halen o şekilde tutuyordu.
Kapının sesi ile Burhan uyanıp Allah kahretsin kim bu kapıyı çalıyor diyerek söyle ne söylene kapıyı açmaya gitti kapıyı çalan kişiyi gülbaharda abi kahvaltı hazır biliyorsun yengem 2 canlı tansiyonu falan düşmesin diye annem yengeme kahvaltıya çağırıyor dediğinde Boran tamam sen git biz geliyoruz dedikten sonra içeriye girdiğinde ben gözlerimi açmış bir şekilde ayağa kalkacağım sıra başımın dönmesiyle tam düşeceğim sıra hızlı bir şekilde yetişip beni kendine doğru çekerek sımsıkı sarılıp dikkat et güzelim düşecektin neredeyse dediğinde.
Gözlerim dolu bir şekilde onun gözlerine bakarak ben çok düştüm ama tek başına ayağa kalktım unutma ben hiçbir zaman başkasının yardımına muhtaç olmayan biriyim dediğinde bana bakarak yardım değil yanlış anlama sen benim eşimsin hayat arkadaşım ve çocuğumun annesisin her daim yanında olacağım ve her ihtiyacın olduğunda senin yanında olacağım anladın mı diyerek yüksek bir sesle bağırdığında ilkelerek ona bakıp neden bana bağırıyorsun dediğinde bana bakarak düşecektin hem de arkandaki sehpanın üzerine düşecektin Allah korusun düşseydin beni çok kötü bir şekilde incinebilirdi dediğine başını eğerek hiçbir şey söylemeden yanından geçip banyoya doğru ilerlediğinde.
Arkamdan hızlı bir şekilde yetişip kolundan tutarak beni kendine doğru çekti ya sen benim karımsın karım neden sürekli benden kaçıyorsun tamam yaptım bir hata izin vermemeliydim bana yaklaşmasına izin vermemeliydim ne desen haklısın ama ben seni aldatmadım bunu biliyorsun.
Bence Berivan fazla naz yapmamalı anlamaz aşık usandırır.
İyi okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERİVAN'IN İMKANSIZI (KARA PEÇE 2) +)18.
General FictionBerivan ile Bora'nın zorlu aşk hikayesi... Boran " Yedi yıllık sevdiğim beni bu değneklere mahkum kaldığım için terk etti!" Sesinin son nefeslerine kadar bağırıyordu. İşin kötü yanı ise o güne dair hiç bir şey hatırlamamam herşey çok bulanıktı kafa...