"Sabahlardan nefret ediyorum." dedim ve söylene söylene kalktım yataktan. Bu sabah her şey çok farklı gibi hissediyorum.
Ama bir fark yok.
Her şey aynı.
Her. Şey. Aynı.Evin içinde çıplak ayaklarım ve kırışmış pijamalarım ile yürümeye başladım. Tuvaletteki aynanın önüne geçtim ve kendime baktım. Saçlarım dağılmış, tipim olduğundan daha kayık olmuş.
"Uyumak bana yaramıyor."
Elimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı taradım. Tekrar aynaya baktım. Daha az kötüydü. Sonrasında odama gittim ve okul için hazırlanmaya başladım. Siyah beyaz çizgili bir tişört, siyah bol pantalon, siyah bir ceket giydim. Gözlüğümü taktım. Çantama gereken tüm kitapları doldurdum.
"Pazartesilerden nefret ediyorum."
Çantamı kapının önüne götürdüm ve oraya koydum. Mutfağa doğru ilerledim ve kapının önünde durdum. İçeri baktığımda o hala orada...
"Bir daha ki sefere artık. Bende dışarıda yerim." dedim ve çıkışa yöneldim.
Kapıyı açtım ve ayakkabılarımı giyinmeye başladım. O sırada yan dairenin kapısını kapatan, daha doğrusu kapatmak için çabalayan birisi vardı. Ona doğru çaktırmadan baktım. Uzun boylu siyah saçlı bir adamdı. Yüzü görünmüyordu. Tekrar önüme döndüm. Ayakkabılarımı giydikten sonra kapının yanındaki çantama uzandım. Çantayı omzuna attım ve merdivenlere yöneldim.
"Ah, afedersiniz." dedi.
Durdum ve ona baktı. Ela gözleri benim üstümde gezindi. Bende onu inceledim. Yüzüne baktığımda yaşı hakkında bir tahmin yapılabiliyor. Büyük ihtimalle yirmi beşlerinde.
"Bir şey mi olmuştu?" duraksadı. Bir süre bana bakakaldı. Bir şey düşünüyor gibi görünüyordu.
"Sadece yan komşum ile tanışmak istiyordum. Tabii siz de isterseniz."
hiçbir şey demedim. Sonra onunla tanışmanın bana bir zararı olmayacağını düşündüm."Tabii. Bende sizinle tanışmak isterim. Fakat okula geç kalacağım. Mümkünse çıkışta tanışsak olur mu?"
dudaklarının kenarı kıvrıldı :)
"Olur tabii. Bu arada hangi okula gidiyorsunuz?"
"Tokyo Merkez Üniversitesi."
"Bende o okula gidiyordum. İsterseniz birlikte gidelim."
Ne?.. Sen hala üniversiteye mi gidiyorsun?.. sınıfta falan mı kaldı acaba?..
"Ah kaçıncı sınıf siz?.."
kahkahayı patlattı
"Ben öğrenci değilim. öğretmenim."
hassiktir... Ciddi misin sen?..
"N-ne öğretmeni?.."
"Matematik."
ah bir de en berbat ders... Şanssızlığı da böylesi...
"Eğer sorun yoksa sizinle okula gitmek, yolda da tanışmak isterim."
istemez... diyebilsem keşke.
"Ah... Zaten okulda tanışacağız her türlü."
gülümsemesi sırıtmaya döndü.
Bu sinsi sırıtma hayra alamet değil...
"Olsun. Ben sizinle öğrencim olarak değil, komşum olarak tanışmak istiyorum."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Canavarın Başucunda Otururken~
Misteri / ThrillerÜniversite öğrencisi olan Chang Ryu, başına geleceklerden habersiz bir şekilde yaşamaya devam etmektedir, tabii buna yaşamak denirse. Evinde bulunan bir varlık var ve asla evden çıkmıyor. Bir gün mutfakta, bir gün salonda, hatta Ryu'nun odasında...