Hande: Yardım lazımsa geleyim
Zehra: Doğru söyle benim gibi öğretmene sahip oldun mu hayatında
Hande: Yani aşık olduğum bir öğretmenim olmadı onu soruyorsan
Zehra: Hande lütfen
Hande: Yasaklı kelime her şey mübah seni sevdiğimi söylemem yasak konuşmamız kaçta uyuyup kaçta uyandığını bilmem kafamda yer etmen tamam seni tanımam tamam ama seni sevmek yok
Zehra: Sevilecek son insan bile değilim ben
Hande: Bir eşya olsaydın sabun olurdun tam yakaladım derken kayıveriyorsun
Zehra: Yoğun şeyler ben de kaçma dürtüsüne sebep oluyor çünkü...
Hande: Kimseye değmeden bu dünyadan geçmek istiyorsun çünkü yalnız kalabilen bir tür değiliz bu yüzden öğretmensin derslerin yazdıkların etkileyici öğrencilerinle gırgır şamata ama o kadar sen yemek yemiyorsun sadece aç hissetmeyecek kadar yiyorsun.
Zehra: Öğrencilerimle aramdakini yemek yemeye indirgemen bayağı garip ama özünde böyle evet
Hande: Ya ben
Zehra: Neden aldığımı bile bilmediğim almak istemediğim sana her bakışımda kaçmak istediğim bir risksin
Hande: Ama değdin bir kere ne sen değmemiş gibi yapabilirsin ne de ben
Zehra: Yeter oyalandığımız şu metni bir kez daha gözden geçirelim kostümleri ayarlayalım ve yatalım artık.
***
' Gökyüzü çok olağanüstü duruyor dünyaya gelmiş herkes bir kez olsun çevirmiştir başını hepimiz neden diye sormuşuzdur ona bakıp neden benim başıma geldi. Evrende her gün bir dünya mucize oluyor çünkü hepsi olasılıklar dahilinde bir yaşamda bir anda bir yerde oluveriyor bunu farklılaştıran sadece bizim tanık olmamız. Hande benden ne umuyor bilmiyorum ama ne umuyorsa o değilim olamam onun bunu istemesini anlıyorum istemek zorunda ben de yapamamak bu benim kişiliğimde saklı onun kişiliğinde de öyle her birimiz bir dağın tepesine konmuş kar tanesiyiz aşağı dağın eteklerine inene kadar yuvarlanıp duruyoruz bir şeyler ekleniyor bir şeyler eksiliyor bizden sonucunda bile isteye dönüşmüyoruz dağın eteğindeki halimize bu yüzden yazgımızı sevmek zorundayız onu seçemediğimiz için ona katlanmak zorundayız. "İstediğini seçebilirsin ama ne isteyeceğini seçemezsin" ona kızamam yapısı bu bana kızamaz değiştiremeyiz ikimizde. Neyse Zeze kendinle daha fazla konuşma kafan kırık ama bari belli etme'
***
Zehra: Hazır mısın?
Hande: Senin için mi her zaman
Zehra: gir hadi sınıfa
' bugün 313'e Hypatia'yı anlatacağım Hande de Orestes olacak ne kadar ironik'
Zehra: Yüce Serapis, İsis, Horus ve Anubis ve diğer tüm tanrılar sizi korusun
Fehat: Allah'ın esenliği üzerinize olsun hocam
Zehra: Dün, arkadaşlarınızdan birinin bana bir çalgı verdiğini çoğunuz gördü. Hediyeyi kabul ettim. Bugün ben de hediyenin karşılığında bir şey vermek istiyorum.
' Herkesin gözü dikkatle beni takip ediyor adımladım uzunca yürüdüm ve Hande'nin yani Orestes'in önünde durdum'
" Bu sana"
' bir bez uzattım yarısı kırmızıya boyalı'
" Adetimin kanı. Orestes sen bende uyum bulduğunu söylüyorsun. Sana başka yerlere bakmanı öneririm çünkü bunda çok az bir uyum var veya güzellik olduğunu düşünüyorum. Aynı fikirde değil misin? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eos'un doğuşu
Fiksi PenggemarBu benim son hikayem bir de mektup yazacağım ama onu buraya yazar mıyım bilmiyorum bir hikaye boyu kadar daha beraberiz bir önceki gibi beş bölüm sürmeyecek ama bunu da hızlıca bitirip yoluma bakacağım çok beklemeyceksiniz yani muhtemelen siz okuyup...