Adımlarım doğru düşündüğüm yerdeydi. Saçımı toplayıp terliklerimi çıkarttım. Yorganı açıp yatağa girince tam uyumamış olan Bars hareketlenip beni kendine çekti. Bir süre onu izleyip elimi yüzünde dolaştırdım. Kendimi çok tuhaf hissediyorum.
Bars'ı seviyorum ama sanki hissedemiyorum bu duyguyu. Yaşadığım her acı her felaket sanki duygularımı benden almış gibiydi. Duygularımı doğru yaşayamıyorum gibi geliyor. Gözlerimi kapatıp uyumak istedim. Çünkü her ne olursa olsun doğru yolum burası değil mi?
İçimi kin doldurduğu için ve Bars'tan gelen geç sevgi her şeyin çözümü olamadı. Başka şeyler düşünmeye çalışıp uyumak istedim.
Uykunun en tatlı kısmında sinir bozucu telefon sesiyle kıprandım. Bana tamamen sarılı beden irkilerek telefona uzandı. O kadar uykusuzdum ki gözlerimi açamadım bile.
Bars telefonla konuşurken birden kapımızın yumruklanmasıyla irkilen ben oldum. Merakla Bars'a bakarken yüzü bembeyazdı. Avludan Ömer ağanın sesi geliyordu. Panikle bir oraya bir buraya bakındım.
"Neler oluyor?"
Bars beni duymamıştı. Telefondakine sadece birkaç cümle söyledikten sonra kapıyı yumruklayana bağırarak
"Bekleyin abicim üstümü giyip geliyorum." Dedi.
"Abi Beran abimle Sait gitti." Diyen Aran'ın sesini duydum.
"Bars! Ne oluyor? Ne bu kargaşa?"
Bars bana bakmadan üstünü giyerken
"Orospu çocuğunun yeni oyunu!" Dedi sadece. Ama kimden bahsettiğini çok iyi anlamıştım. Uykunun sersemliğiyle birlikte uzun süre Mert'in ne yaptığını düşündüm. Bars tam çıkacakken
"Ne yapmış?"
"Babamla benim ofisimi patlatmış. Karşılık veriyor belki bana... Ama neden o kadar zaman geçtikten sonra. Neden bugün? Bir oyunu var belli." Dedi. Alnımdan öpüp çıktı.
Neden bugün? Eğer arabasına binseydim söylerdi. Ya da Mert bu ya öldürür ya kaçırırdı. Yatağa tekrar uzandım ama bu sefer hiç uykum yoktu. Düşüncelerimle boğuşurken kapı çaldı.
"Abi?" Heja'nın sesini duydum. Yorganı başıma kadar çekip ondan kurtulmak istedim. Bu kadar nefret ettiğim kişiye böyle sahtekar davranabildiğim için bende fena sayılmam belki.
Aklımdaki en büyük soru işareti Mert hiç Heja'ya çaktırmıyor muydu? Merakla yataktan doğrulup kapıyı açtım. Heja gülümseyip
"Abim gitti mi?" Dedi. Başımı sallarken
"Gelsene." Deyip içeri davet ettim. Berjere oturup ilk dakikalarda Heja'nın boş konuşmalarını çektikten sonra bir yolunu bulup konuyu Mert'e getirmiştim.
"Ee ne iş yapıyor bu çocuk?" Dedim.
"Babasının mimarlık şirketinde çalışıyormuş." Deyip bu konu hakkında ilgimi çekmeyen anısını anlattı. O kadar zor ki tahammül etmek! Heja'ya biraz yaklaşıp masum bir şekilde
"Abilerin bu kadar baskı gösteriyorsa tanıştırsana Can'la. Tanıdıkları zaman bu kadar kısıtlamazlar." Dedim. Heja duraksadı. Kendince ölçtü biçti.
"Bilmem ki.. Şimdi bu kaçmadan sonra-" Deyip konuyu Baran'a getirdi. Yüzümdeki ifadeyi silmemek için zor durdum.
"Ah doğru o konular. Ben sana sadece fikir vermek istedim. Baksana gözlerinin içi parlıyor çocuğu anlatınca." Dedim. Heja'yla istemediğim sohbet fazlasıyla uzamıştı ama sonunda bitmişti. Kahvaltı hazırlama saatine kadar biraz daha uyumuş Nazlı tarafından uyandırılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
RomanceBir berdelle kaç kişinin hayatını kurtarabilirsin? Bir berdelle kaç kişiyi hayatından edebilirsin?