Tanrı'nın Hediyesi ∞ BXB

|2|

İngilizce

Kızılderili halk dili

Türkçe

İyi okumalar dilerim mucizelerim 🏹

°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°✓°

.
.
.

|Mucize?|

23 Ekim 1760
Texas

Sıcaktı, geceye göre gerçekten çok sıcaktı. Gökay uzun süre boş arazide yürümüş ve bi' yerleşim yeri aramıştı.

İnsanlığa dair en ufak bir iz bile yoktu! Bu yüzdendir ki tam umudunu kaybetmişken bir anda gördüğü ışıklarla heyecanla kendine gelmiş ve tabiri caizse at gibi tepinmişti yerinde.

Azalan enerjisine küfürler ederek ilerledi çoğunluğu tahtadan yapılma Amerikan tarz evlere.Gördüğü ilk evin kapısının önüne çöktü ve bayılmadan hemen önce kapısını çaldı.

Son hatırladığı açılan kapıdan gözüken loş sarı ışık ve belli belirsiz bir insan silüetiydi...

Aynı zaman diliminde

Biraz korkarak ilerliyordu halk. En başta reisi dinlememiş ve geri dönmek istemişlerdi.

Sessiz Nehir allem etmiş kallem etmiş ve son sözü söyleyen kişi olarak kendilerine Amerikalılar diyen kişilerin bölgesine doğru döndürmüştü yollarını.

İçinden bir ses mucizenin ona şans vereceğini ve hayatına renk katacağını söylüyordu. Belki de öyle değildi ve sadece merkatan kendi halkını zalim ve kötü amerikalıların önüne atıyordu.

İçindeki sesleri susturarak temkinli adımlarla kasabanın içinde dolaştı. Bir mucize dünyaya düştüğünde nereye giderdi?

Etrafı kontrol ederken aydınlık olan tek evin camını gördüğünde o yöne ilerledi. Diğerleri hala etrafı kontrol ederken evin terasına adımladı ve camdan içeriyi izledi.

Bir adam yerde uzanmıştı ve etrafında iki kadın vardı. Adam uzun boylu ve beyaz tenliydi. Sarı kısa saçları ve uzun sarı kirpikleri vardı. Uzun süre yerde yatan adamı ineceldi ve en sonunda evin kapısı açıldı.

Küçük bir kız çocuğu ona yaklaştı geceliğinin yerde sürünen elbisesini toplayarak. Korkarak geri çekildi Sessiz Nehir. Tabii ki masum birine zarar vermezdi ve masum kişilerde bir başkasına zarar vermezdi ama o masum kişi bir Amerikalı olunca işler biraz karışıktı.

O adamlar onlarca arkadaşını ve dost kabilelerini katledip tanrının bütün varlıklar için ortak yaşam alanı olarak yarattığı dünyada topraklarını 'sahiplenmiş'ti ve bu çok saçma dava üzerine bir de ihtiyaç duymadıkları halde bir yerleri kazmış ve doğa anaya zarar vermişlerdi.

Onlar korkunçtu. Bu Küçük kız olmasa bile onun ailesi korkunçtu. Kız yanına yaklaştı ve elinde tuttuğu kurdele şeklindeki tokayı uzattı ona.

"Saçların uzun ve hoş bu tokayı takarsan çok güzel olur bence." Küçük kız peltek bir şekilde konuşurken Sessiz Nehir ona şaşkınca bakıyordu. Bağırıp annesini veya babasını çağırmasını beklerdi ama bir kurdele uzatması çok saçma gelmişti o an.