X

30 4 7
                                    

1 ay sonra

"Gel Minho, koluma gir"

Bugün minho'nun, hayatından birinin daha eksildiği gündü.

Ayakta durmakta zorluk çekiyor, sakinleştiriciye yerinde durabiliyordu sadece, sürekli kriz geçiriyor, göz yaşları bir türlü o bal gözlerinde duramıyordu.

Önce ailesi, sonra ailesi olan o kişi. Fazla ağır değil miydi? Kesinlikle ağırdı.

Bunun yükünü kaldırabilecek miydi hiç bilmiyordu Minho, her saniyede Chan'ın o güzel masmavi saçlarını ve o günden sonra bir daha göremediği toprak rengi gözlerini hatırlıyordu, hatırladıkça kalbine bıçak saplanıyordu sanki.

Günlük sigara içimi 3 paket olmuştu minho'nun, devamlı kendini bir şeylerle oyalamaya çalışıyordu ama olmuyordu işte, onu hatırlıyordu yanında olmasını istiyordu.

"Minho, yapma artık, tükendin" minho yine ıslak yanaklarıyla baktı jisung'a "tükenmemek elde mi?" Dedi ve bir kez daha içine çekti dumanı, mavi giydiği sweatiyle tek koluyla sildi göz yaşlarını. Silmekten artık kolları ıslanmıştı.
"Öleli kaç gün oldu daha ne kadar böyle gideceksin?" Minho bitirdiği sigarasını yere fırlattı "biraz da olsa empati yapsan mı jis? Ailemden sonra ailem olan kişi yok baksana"
Jisung defalarca demesine rağmen yine diyordu "tamam ama oyalanabilecek başka şeyler de var, sigara içerek nereye varacaksın?" Minho kızıl olan saçlarını geriye doğru attı " sen olsan jisung? Ne yapardın?" Jisung bu sözüyle kilitlenmişti, çok ani gelmişti bu söz

"Bilmiyorsun değil mi, bende bilmiyorum. Öyle bir boşluğun içine düştüm ki, buradan beni kimse kurtaramaz gibi geliyor" jisung Minhonun elinden sigara paketini alarak bir dal almıştı, "o zaman bizde beraber kurtuluruz" aldığı bir dalı yakıp içine çekmişti dumanı jisung. Artık yanında sonsuza dek vardı.

Minhonun pistin oradaki küçük chan ile beraber durdukları evin çatısındalardı şuan. Minho burada durdukça daha çok kötü oluyordu. Onu hatırlıyordu işte.

Sonra birden aşağı inerken bağırmıştı Minho
"Chan gel şuraya markete gidelim amına koyayım" dediğinde duraksamıştı Minho, ne dediğinin farkında değildi, sonra sıkıntıyla eliyle başını tutmuştu, delirecekti neredeyse.
"Minho gerçekten iyi değilsin" Tekrar ağlamaya başlamıştı Minho, bu çok acıtmıştı onu, sesini unutmaya da başlamıştı yavaş yavaş.
"Jisung..sesini unutuyorum artık" Minho yine şiddetli şekilde ağlarken merdivenlerin basamağına doğru oturmuştu, "Dur, iyi misin? İlaçlarını getireyim mi" Minho başını ovuşlarken  hayır anlamında kafasını sallamıştı "Ben ilaçları değil Chan'ı istiyorum"

"Minho onu getiremem, kabullen artık lütfen, yalvarıyorum sana" Jisung onun sırtından desteklerken söylemişti "Getir, yoksa ben ona gideceğim" Jisung'un üzerine kaynar sular dökülmüştü resmen, İntiharı mı düşünüyordu?
"Öyle bir şeye izin vermem Minho, ne diyorsun sen?" Minho Jisung'a doğru bakmıştı kan akan gözlerle "Siktir et" Jisung minhonun elini tuttuğunda, bir şeyi fark etmişti, ona verdiği yıldızlı arkadaşlık bilekliği hâlâ duruyordu.
"Bunu çıkarmamışsın?" Minho küçük ve acı bir tebessüm sunmuştu jisung'a "sevdiğim insanların verdiği şeyleri kaybetmemeye çalışırım" Dediğinde cebinden sigara paketi çıkarıyordu "Sikeceğim senin sigaranı! Bırak şunu" Jisung sinirle Minho'nun elinden çekip almıştı sigara paketini "Jisung, ver onu" Jisung sinirle iç çekmiş ve sigara paketini açıp içindekileri bir bir kırmaya başlamıştı "Han ne yapıyorsun?" Jisung onu dinlemiyordu bile, "Böyle yaparak beni durduramazsın"

Jisung sigaraları bir bir kırdıktan sonra yere fırlatmıştı "Bu lanet şeyi bir daha ağzına alırsan, gerçekten kötü olur" Gülmüştü Minho, daha ne kadar kötü bir şey olabilirdi ki?
"Kalk aşağıya iniyoruz şimdi" kolundan tutup yürüttüğünde Minhonun asla dermanı yoktu, zar zor aşağıya kendi evine indiğinde koltukta öylece yere bakıyordu, sonra umutsuz bir ses tonuyla yanında duran jisung'a fısıldadı "Neden böyle davranıyorsun sevgilim? Biraz beni rahat bırakıp anlasan?" Jisung saçlarını geriye doğru atmıştı, sevgilim kelimesi onu heyecanlandırmıştı bir yandan. "Bırakmak istiyorum, ama yanlış bir şey yapacaksın diye ödüm kopuyor" Minho gülmüştü. "Ne gibi yanlış şeyler?"

"Öleceğinden korkuyorum"

Yüzü düşmüştü bir anda Minho'nun, deneyecekti bunu ama o yokken. "Öyle bir şey yok" Jisung hâlâ sıkıntılıydı, içinden bir ses asla onu yalnız bırakmamasını söylüyordu.

"Söz mü? Gülmüştü Kızıl saçlı oğlan "Minho sözü."







Selam kızlar sikim sızlar
Birini öldürmek zevk veriyo sadist miyim ben tövbe
Aslında öldürmücektim de dedim hadi olay olsun ölüversin
Bide arkşlar mal gibi yazıyosam pardon
Hadi gidiyom zıbarmaya

Night track || minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin