"Ağlama."
Ellerindeki titreme tüm vücuduna yayıldı Lee Felix'in. Duyduğu ses hissettiği suçluluğu arttırıyordu, canı yanıyordu. Sevdiği güzel çocuğun karşısında bu hale gelmiş olmaktan nefret ediyordu. Kendisine ağlamamasını söyleyen kişiyi ağlatmaktan da nefret ediyordu. Kendisinden nefret ettiğini söylemiş miydi?
En çok kendinden nefret ediyordu.
"Lee Felix." dedi aşkı uğruna yaşadığı sevgilisi. Felix kızdı kendine, Hyunjin'in gözyaşlarını ondan saklaması bile kendine duyduğu nefretin artması için bir sebepti. Başını kaldırdı yavaşça, sevgilisinin kızarmış gözlerine baktı. Hiçbir şey söylemedi, gerek yoktu zaten. Mahvoluyordu ve Hyunjin buna şahit olurken acı çekiyordu. Özür dilemesi bir işe yarayacak mıydı?
"Güzelim." diyerek yeniden seslendi Hyunjin sevgilisine. Felix'in gözleri duyduğu sözün etkisiyle acıyla kapandı. Hyunjin onu güzelim diye severken buna inansaydı şu an bu durumda olmazlardı. Güzel miydi? Değildi ancak yine de sevgilisi bunu söylüyorsa onu dinlemeliydi. En başında inanmalıydı ona, şimdi elinden bir şey gelmiyordu.
Sonunda buluştu bakışları. Felix'in zayıflıktan titreyen elleri güçsüzce Hyunjin'inkileri buldu ve olabildiğince sıktı. Varlığını bile hissettiremeyeceği kadar inceydi parmakları, hafifti dokunuşları.
"Lütfen..." diye fısıldadı Hyunjin acıyla. Kalbi paramparça oluyordu. Sevgilisini hayata bağlamaya yetmeyen sevgisi yüzünden kendine lanetler okurken Hwang Hyunjin, Felix'ten daha güçsüz hissediyordu kendini. "Lütfen, bizim için zorla kendini. Yemek yemen gerek."
Felix gözlerini önündeki en sevdiği yemeğe çevirdi, bir damla yaş tam kaşığının üstüne düştü. Yaşı silmek için uzandı ama elleri tutmadı, midesi bulandı ve kaşık yere düşmeden önce önündeki tabağa çarparak onu da beraberinde götürdü.
Felix tutamadı hıçkırıklarını daha fazla, dayanamadı. Nefesi kesilene dek ağlarken sayıklıyordu, durduramıyordu kendini. "Olmuyor... Olmuyor, yapamıyorum. Yemek yiyemiyorum, canım yanıyor!"
Hyunjin, sevgilisinin kendine zarar vermek için havalanan incecik bileklerini yakaladı. Felix'i bu halde görmeye daha fazla dayanamazmış gibi sıkıca kapattı gözlerini, sanki bir daha açılmalarını istemiyordu. Sardı güzel sevgilisini sıkıca, birlikte ağladılar yine ve son olmadığını biliyorlardı.
İki seçenek vardı. Ya yemek yemeye alışacaktı ya da...
Ölecekti.
Bu kadardı, net ve kesindi sonu. Kalbinin durmasını istemiyorsa yemek zorundaydı. Oysa bunu yapmak diğer her şeyden çok daha zor geliyordu ona. Tüm vücudu titriyor, midesi kasılıyor ve önündeki tabağı görünce kusma hissini bastırmak için bile dakikalarını harcaması gerekiyordu.
Lee Felix çok yakın bir zamanda ölecekti, bunu kabullenmişti.
Oysa Hwang Hyunjin aşklarının onu hayatta tutacağına inanıyordu. Felix son nefesini verene dek inanmaya da devam edecekti, söz vermişti kendine. Sevgilisini kurtaracaktı çünkü bunu yapabilecek tek kişi oydu.
...
"2020"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cover me | hyunlix
Fanfiction[hyunlix, minific, angst] why do i feel so lonely in this night? tw: yeme bozukluğu!