6

229 36 28
                                    

"Güzelim," diye seslendi Hyunjin. "İyi misin?"

İrkilerek ona döndü zayıf beden. Gözleri boş bakıyordu, kalbini parçalayan fırtınanın arasında ruhunu da kaybetmiş gibi bomboş ve hissizdi. Duyduğu şeylere anlam veremiyordu, baktığı yerler ise bulanıktı. Kalbinde esen soğuk rüzgarlar bile artık üşütmüyordu onu. Belki de gerçekten yok oluyordu artık.

"Güzelim." dedi tekrar sevgilisi. Gözlerine yerleşmiş korku Felix'i kendine getirdiğinde eski sıcaklığından tamamen yoksun, yorgun bir tonda "Bana güzelim, deme." diye mırıldandı. Konuşmaya bile hali yoktu. "Ne?" Bakışları dehşetle açılmış bir çift gözle buluştu. "Güzel değilim." dedi kısaca. Ne düşüncelerini saklayacak gücü kalmıştı ne de rol yapacak kadar umursuyordu artık.

"Bebeğim, çok güzelsin sen. Neden böyle düşünüyorsun? Bir şey mi oldu okulda?" Hyunjin, sevgilisinin ağzından çıkacak tek kelimeyle tüm dünyayı yakabilecek bir ciddiyette önünde diz çökmüş, konuşsun diye gözlerine bakıyordu bebeğinin.

''Hayır.'' dedi Felix. Ardından sevgilisinin ellerini itip kalktı, gereksiz bir öfke dört bir yanını sarmıştı. Bu öfke kendineydi aslında, belki biraz da yaratıcıyaydı. Güzel ya da çirkin olmayı kendisi mi seçmişti sanki? Elinde olmayan bir şey yüzünden yargılanması ne kadar doğruydu?

Ya da doğruları kim belirliyor, yanlışa kim karar veriyordu?

''Güzelim!'' diye panikle ayağa kalktı Hyunjin. Felix dengesini kaybetmiş, geriye doğru sendelerken son anda tutunmuştu sevgilisine. En çok bu baş dönmelerinden nefret ediyordu.

''Bana o kelimeyi söyleme dedim!'' diye bağırdı, hakim olamayacağı kadar büyüktü siniri. Canı yanıyordu. Gerçekten, artık katlanacak gücü kalmamıştı. Sevgilisi uğruna yaşıyordu ama yorgunluğu başa çıkabileceği boyutu çoktan aşmıştı. Tanrı şahit ya, Felix nefes aldığı her an kalbine dolan yetersizlik hissi yüzünden ölüyordu.

Ölümün somut acısı yakmıyordu ki onun canını. Kalbinin her geçen gün yavaşladığını anbean hissetmek, dökülen saçlarını bile toplayamayacak kadar titremek katlanamayacağı şeyler değildi. Bembeyaz teninin ölüm rengine giderek alıştığını bilmek bile daha kolay kabullenebildiği bir durumdu. Sevgilisi için dayanabilirdi bu giderek artan fiziksel acıya. Ne kadar kötüleşebileceğini henüz bilmiyordu, yalnızca dayanabilecek kadar aşık olduğundan emindi.

Onu zorlayan şey bir türlü alışamadığı sevilme hissiydi. Hayatının sadece ufak bir kısmında sevilmeyen kişi olmuştu. Yine de yaşadığı bu iki yıl kesinlikle tüm yaşamına denkti. Çirkin olduğu söylenmişti, çirkin olanlar ölmeliydi. Ne zamandır böyle düşünüyordu? Neden bu denli değişmişti düşünceleri ve nasıl önüne geçebilirdi ki bunun? Felix dayanamıyordu işte. Soruların ya da cevapların bir önemi yoktu. Kalbine aşılanmış bu acı çok fazlaydı, tek gerçek buydu.

Hyunjin'in dolu gözlerini gördüğünde geri adım atacak gibi oldu. Fakat tüm gücü kaslarından çekilmiş gibi olduğu yerde kalmış, özür dilemek için aralanan dudakları titreyerek kapanmıştı. Güzel hissetmiyordu, ona söylenen onca şeye tahammül edemiyordu. Hyunjin onu anlamıyordu. Anlamasını da bekleyemezdi. Öyle kusursuz biri nereden bilsindi ki çirkin olmanın verdiği ıstırabı? Anlayış beklemiyordu, istiyordu sadece. Çaresizce bu duygularının kabul görmesini bekliyordu.

Güzel olduğunu duymak değildi ihtiyacı, hislerinin normal olduğunu bilmekti. Zaten bedeni yargılanıyordu. Bir de zihninde dönenler yargılanırsa ve onları da değiştirmesi gerekirse Felix'ten geriye ne kalacaktı? Kendisi olamıyorsa, bu hali sevilmiyorsa ve Tanrı'nın bir hatasıysa yaşamasının ne anlamı vardı?

"Uzak dur, Hyunjin." dedi ilk kez yanında kimseyi istemeyerek. "Yorgunum, uyuyacağım." Sevgilisi başını salladı usulca. Dolu gözlerini kaçırdı, güçlü görünmesi gerekirken bir de o üzüyordu Felix'i. Çok kızıyordu kendine. "İyi geceler, bebeğim." diye fısıldadı. Felix odalarına giderken ve Hyunjin dizlerinin üstünde yere çökerken "Özür dilerim." diye bir mırıltı çıktı dudaklarının arasından. Felix duymadı, Hyunjin de umursamadı zaten.

Ölüyorlardı. Felix farkında değildi belki ama Hwang Hyunjin aşkının ölümünden sonra yaşayabilecek kadar güçlü değildi.

...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
cover me | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin