ALIŞVERİŞ

5.6K 215 5
                                    

Sıcak hava tenime nüfus ederken yastığa daha da gömüldüm. Uyanmak istemiyorum diye gevelemeye başlamıştım. Ohh bee yarın okulun ilk günü ve ben o salakları görmek zorunda kalmayacağım. Devlet lisesinde beni ne bekliyo onu da bilmiyordum tabikide. Olsun kendini beğenmiş züppelerden iyi olacakları kesin diyerek bir karara vardım. Saçlarım yüzüme yapışmıştı terden. Bu ne sıcak bir hava diye söylene söylene yataktan kalktım. Kendimi banyoya atıp soğuk suyla duş alırken aklıma bugün yapacaklarımı sıralıyordum. Okul formam hala alınmamıştı. Babam evde çalışanlardan birini göndermek istesede kabul etmedim. Kendi alışverişimi kendim yapmak istedim. Babam ses çıkarmasada sinirlendiğini anlamıştım. Zaten devlete gitmek isteyişimede şiddetle karşı çıkmıştı. Beni anlamadığını söyleyip durur zaten. Benim yerimde olmak isteyen onlarca insan varken sürekli mutsuz ve karamsar olmama katlanamayan bir babam var. Benim acımı bilmeyen düşünemeyen bir babam var. Annemin olmayışının beni ne kadar sarstığını göremeyen bir babam var. Ben 9 yaşındayken annem kansere yakalanmıştı. Aslında tedavisi iyi gidiyordu. Fakat olmadı, yapamadı. Annem benim gözümde bir melekti. Sarı saçlı ve mavi gözlüydü. Babam anneme çok benzediğimi söyler. Dış görünüş olarak benzesekte kesinlikle ruhsal olarak benzemiyoruz. O kibar, narin, düşünceli ve herzaman bardağa dolu tarafından bakan bir insandı. Kendini herkese çok sevdirtmişti. Gittiğinde arkasında enkazlar bırakabileceğini nerden bilebilirdi ki. Onu herzaman kalbimde yaşatacağıma kendime yemin etmiştim. Fakat onun kalbimdeki yeri öylesine büyüktü ki kimseye yer kalmamıştı. Bunları düşünürken havluyu yere düşürdüm. Ah lanet olsun derken havluyu yerden alıp saçıma tekrar doladım. Kıyafet dolabını açıp ne giyeceğimi düşündüm. Kot dar bir pantolon ve sarı salaş sıfır kollu buluzda karar kıldım. Saçlarımı düzleştirdim ve aynanın önüne geçip kendimi incelemeye başladım. Gerçekten hoş duruyordum. Yüzümdeki sırıtışı silip aşağıya inmeye başladım. Kahvaltı yapıp odama geri döndüm. Dişlerimi fırçalayıp rimel sürdüm. Vakit kaybetmeden geri aşağı indim. Alışverişte rahat etmek için siyah babetlerimi giyip evden çıktım. Arabama binip yeni liseme doğru yola koyuldum. Okulun oraya gitmemin nedeni oradaki alışveriş merkezinden başka hiçbiryerde formanın satılmaması. Oraya vardığımda küçük bir butiğin önündeki mankenin üzerinde okul formasını görünce ara sokağa park edip butiğin içine girdim. İçeride 50 yaşlarında bir amca vardı. Amca beni görünce sıcak bir tebessüm edip 'hoş geldin kızım' dedi. Bende gülümsemesine eşlik edip 'hoşbulduk' demekle yetindim. Okulumun adını söylediğimde amca hemen formalarını çıkartıp bedenimi sordu. Formaları alıp kabine doğru yürüdüm. Formalar üzerime tam oturmuştu. Beyaz gömlek ve gri etek. İyk cidden daha beter olamazdı. Ama şikayet edemem bunu ben istemiştim. Gözlerim aynada eteğime kaydı. Biraz kısaydı sanki. Boyumdan dolayı eteklerin çoğu kısa gelirdi. Bunu gözardı edip üstümü değiştirip kabinden çıktım. Formaları satın alıp dükkandan çıkıp arabama doğru yürüdüm. Poşetleri arka koltuğa koyup arabayı geri kilitledim. Okulumun çevresine göz gezdirmek istedim. Okula doğru yürümeye başladım. Ara sokaktan birine girip yürümeye başlamıştı ki arka sokaktaki merdivenlerin orada erkek grubunu görene dek. Kendime küfürler sıralayıp yürümeye devam ettim. Hepsi sanki daha önce hiç kız görmemiş gibi bakıyorlardı. Görmemezlikten gelmeye çalışıp kafamı yere eğip yürümeye devam ettim. Bir bedene çarpmamla durdum. Kafamı kaldırdığımda karşımda pis pis sırıtan çocuğa göz devirmek istedim. Ona nevar anlamında bakarken gülümsemeyi kesip etrafındaki çocuklara kaş göz işareti yapıp etrafımı sarmalamaya başladılar. 'Sen gerizekalı mısın? Napıyosunuz!!' diyerek bağırmaya başladım. Karşımdaki hödük gülümseyip 'korkma güzelim birşey yapmayacağız.' Dediğinde daha çok korktum. Üzerime doğru yürüyüp kolumdan tuttu. Koluma şaşkınlıkla bakıp 'bıraksana bu ne cürret' diyerek avazım çıktığı kadar bağırdım. Kolumu daha çok sıktığında sanki mümkünmüş gibi daha çok bağırdım. Arkadan gelen erkeksi sesi duymamızla hepimiz başımızı o yöne çevirdik. Siyah saçlı ve koyu kahverengi gözlü bir çocuk buraya doğru geliyordu. Beni tutan çocuğa baktığımda gözünde korku vardı. 'Ne halt yiyorsunuz lan burda.' diyerek sert bir şekilde bağırdı. 'Abi sadece korkutmaya çalıştık, amacımız kötü birşey değildi' diyen çocuğa tiksinerek baktım. Çocuğun suratına öyle bir yumruk indirdi ki ağzım açık kaldı.'Al sana korkutma' diyerek bir tekme daha savurdu. Bize dönüp 'dağılın lan yoksa sizide korkuturum' dediğinde tüylerim diken diken oldu. Yanındakilerin hepsi kaçarken ben o çocuğa bakıyordum. Gözlerini bana diktiğinde bende inat edip gözlerimi kaçırmadım. Hiçbirşey demeyip arkasını dönüp gittiğinde şok oldum. Ama kendimi toparlayıp arkasından bağırmaya başladım 'teşekkür ederim ama bende başa çıkabilirdim' dediğimde duraksayıp bedeni yarı dönük şekilde bana alayla bakıp tekrar yoluna dönüp yürümeye başladı. Bende bu durumu pek önemsemeden arabama doğru koşmaya başladım. Hiç belli olmaz tekrar yolumu kesebilirlerdi.

YENİ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin