İLK GÜN

3.7K 178 1
                                    

Eve vardığımda derin bir nefes aldım. Ne saçma birgündü. Alışverişimide tamamlayamadığımdan dolayı sinirlerim gerilmiştir. Odama çıkıp üstümü değiştirip hemen geceliklerimi giyindim. Elimi yüzümü yıkayıp aşağıya indim. Kurt gibi acıkmıştım. Hatice abla yemekleri söyleyince sevinç çığlığı atmamak için kendimi zor tuttum. Kuru fasulye ve pilav. Kulağa komik gelebilir fakat en sevdiğim ikili diyebilirim. Hatice ablaya uzaktan öpücük attığımda kahkası kulağımda çınladı. Saba Tümer yanında halt yemiş diyebilirim. Hatice abla 43 yaşında tontiş, sevecen ve her duruma gülen biriydi. Bu benim açımdan pek iyi olmuyordu gerçi ama o kadar kötü değildi. Yani artık alışmıştım. Çok severdim hatice ablayı. Annemden sonraki kişi bile diyebilirim. Babamdan bile çok seviyordum. Tamam seviyorum işte anlayın. Yemeğimi yedikten sonra en eğlendiğim şeyi yapmaya karar verdim. Odama çıkıp yorganı üzerime çekip laptopdan film izlemek. Genelde bilim kurgu ve fantastik filmler daha çok ilgimi çeker. Ama bugün aynı yıldızın altındayı izlemeye karar verdim. Film bittiğinde bende bitmiştim. O çocuk ölmemeliydi diyerek ağlamaya başladım. Kendime feci derecede şaşırmıştım. Ben bu zamana kadar birtek annemin ölümünde ağlamıştım. Bu film gerçekten çok etkileyiciydi diyerek iç geçirdim. Saate baktığımda 12.30 du. Yatmaya karar verdim. Karar vermemle birlikte yattım. Cidden bazen çok saçmalayabiliyorum. Umursamamaya çalışıp kendimi uykuya teslim ettim.

-----------------

Sabah uyandığımda cidden heyecanlıydım. Heyecanıma göz devirip yataktan kalktım. Sanki ne diye heyecanlanıyorum ki. Yine saçma sapan kişiliklerle dolu bir okula gidiyordum. Kendi kendime kimseyi yanıma yaklaştırmamaya dair söz vermiştim. Ben oraya kafa dinlemeye gidiyordum arkadaş edinmeye değil. Bu düşünceleri kafamdan kovup hazırlanmaya başladım. Üzerimi giyindikten sonra saçımı maşa yapıp sim döktüm. Tabikide şakaydı. Saçlarımı düzleştirip hafif bir makyaj yaptım. Aynanın karşısına geçtiğimde çok da kötü görünmediğime kanaat getirdim. Kahvaltı yapıp, dişlerimi fırçaladıktan sonra siyah vanslarımı giyip evden çıktım. Okula arabayla gitmeyecektim. Babam şoförle gitmemi rica etmişti. Daha fazla itiraz etmeden kabul etmiştim. Şoför okulun yakınlarına geldiğinde indim. Kimsenin beni züppe olarak görmesini istemiyorum. Okula vardığımda direk müdürün odasına çıktım. Kapıyı tıklayıp içeri girdim. Müdür telefonla konuşuyordu. Beni görünce eliyle koltuğu gösterdi. Bende ifadesiz bir yüzle oturdum. Konuşmasını bitirdiğinde bana ciddi bir ifadeyle bakmaya başladı. Bende aynı şekilde bakışlarına karşılık verdim. 'Evet. Sen yeni öğrenci Sema olmalısın.' Bende kafamla söylediğini onayladım. Bana tek kaşını kaldırıp bakmaya devam etti. Rahatsız olmuştum. Bu adamın sorunu neydi allah aşkına. Hayır yani görende bir suç işlemişimde ondan dolayı odasına gelmişim gibi sanacaktı. Tam birşey diyecektim ki sözümü bölüp konuşmaya başladı. 'Özel okuldan buraya gelmeni cidden anlamış değilim. Bir açıklama yapmak istersen dinlerim.' Damarlarımdaki kan dolaşımı hızlanmıştı. Cidden sinirlenmiştim. 'Ben böyle istediğim için bu okula geldim.' Bu adam tek kaşını kaldırdığında umarım korkunç göründüğünü sanmıyordur. Çünkü şuanda sucuklu pastırmadan farkı yok. Yaptığım benzetmeden dolayı kahkahamı bastırarak söze giriştim. 'Yani tamamen kendi tercihim.'
'Anlıyorum. Sınıfın 12/B.
Gülümsedim ve kapıyı kapatıp çıktım. Sınıfa girdiğimde boş sıra aramaya başladım. Arkadan 3. Sıra boş gibi duruyordu. Oraya geçtiğimde herkes bana halay çekiyomuşum gibi bakmaya başladılar. Öndeki kız arkasına dönüp 'senin yerinde olsam ordan kalkardım' dediğinde mal gibi bakmaya başladım kıza. Kız sıcacık gülümseyip 'okulun belalılarının sırasıdırda orası deyince ' bence o belalılar yeni sıra aramaya başlasalar iyi olur ' dedim. Kız samimi bir kahkaha attıktan sonra elini uzatıp 'Ben Betül' kızın suratına hala mal mal bakmaya devam ettim. Betül annemin ismiydi. Biranda kalbim acıdı. Kızın elini havada bıraktığımı hatırlayarak 'Bende Sema' diyerek karşılık verdim. 'Yeni gelmiş olmalısın daha önce seni hiç görmedim.' Dediğinde başımla onayladım. Kız şüpheyle baktığında rahatsız olmuşcasına kıpırdadım.' Yoksa sen şu Sema Kalendar misin? Diye sorduğunda şaşırdım. 'Evet ama nerden biliyorsun' dediğimde gözleri faltaşı gibi açıldı.'Vay canına. Senin bu okula geleceğini duyduğumda dalga geçmiştim. Gerçektende gelmişsin' dediğinde 'yaa evet geldim' diyerek alayla güldüm. Kız bunu anlamamış olsa gerek ' Kızım paranın içinde yüzüyosun devlet lisesine geliyorsun ne iş' diye sorduğunda samimiyetine anlam veremedim. 'öyle gerekti' diyerek kestirip attım. Anlamış olsa gerek sustu. Yüzüne baktığımda ise kapıya bakıyordu. Gözlerimi baktığı noktaya çevirdiğimde ağzım açık kaldı diyebilirim. O beni kurtaran çocuk kapıda dikilmiş bana bakıyordu. Hızlı adımlarla yanıma geldiğinde ise gözlerini gözlerime dikerek 'kalk' dedi. Bu ne kabalık. ' Ne tür bir öküzsün bilemem. Ama kalkmıyorum' dediğimde sinirlendiğini anlamamak mümkün değildi. 'Sen yenisin galiba. Ah tabi yaa sen o kızsın hani şu erkeklerin ortasına düşmüş kız. Hani gelip benim kurtardığım.' Ona öyle bir baktımki hiçbirşey olmadı. Yani ona etkisi olmadı ama baya sinirlendim. Şimdi burdan beni babam gelse kaldıramaz. ' Kurtarmasaydın silahmı çektiler sana. Lafını edeceğini bilseydim hayatta kurtarmana izin vermezdim' Alayla gülümsediğinde daha da sinir oldum. Çantasını yanıma koyunca bakışlarımı gözlerine dikip 'Ne yaptığını sanıyorsun sen' diye bağırdım. 'Seni burdan kolundan tuttuğum gibi yere de atabilirdim. Dua et yanına oturuyorum' dediğinde yumruğumu sıktım. Bu yumrukla o kusursuz burnunu dağıtmak istesemde sakin durmaya çalıştım. Bana dönüp 'çok şanslısın benim gibi bir sıra arkadaşın var dediğinde gözlerimi devirip ' ya ne demezsin' diyerek karşılık verdim. Ondan duyduğum şeyle şaşırsam da aldırış etmedim.

'Çok eğleneceğiz çok'.

YENİ KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin