Metehan ve Çimen kalkmış diğerleri uyuyordur.
M: günaydın çimenito
Ç: o ne be (güler) sana da güno
M: bizimkiler uyuyor mu hala
Ç: görünüşe göre evet
M: kahvaltı mı hazırlasak ha?
Ç: çok iyi düşündün ya hadi geç mutfağa
Metehan ve Çimen kahvaltı hazırlarken Ömer uyanmıştır. Biraz Kıvılcım'ı izledikten sonra kalkar mutfaktaki seslere doğru yönelir.
Ö: günaydın gençler
Ç: a günaydın Ömer abi
M: günaydın aslan babam
Ö: napıyorsunuz böyle sabah sabah
Ç: kahvaltı hazırlıyorduk size, sürpriz yapalım dedik
M: yalnız fikir benden çıktı onu da ekleyelim.
Ç: hemen kendine pay çıkar.
Ömer güler.
Ö: yardım edeyim size.
M: yok baba sen otur biz hallediyoruz
Ö: olur mu oğlum öyle şey ben de yapayım.
Bir süre sonra Kıvılcım da uyanır. Yanında Ömer'i göremeyince şaşırır, sabahlığını giyer mutfağın kapısından onları izler. Bir anda Ömer'in başı döner tezgahtan tutunur. Kıvılcım hemen yanına gider.
M: baba!
K: Ömer, iyi misin?
Ö: iyiyim başım döndü.
Ç: gel Ömer abi otur şöyle. Metehan bir su getir
M: hemen.
Ömer suyu içer.
Ö: tamam iyiyim ben bakmayın öyle. (ayağa kalkar) günaydın hayatım der ve Kıvılcım'a bir buse kondurur. Metehan ile Çimen gülüşürler. Kıvılcım utanmıştır.
K: Ömer ne yapıyorsun çocukların yanında
Ö: (cilveli) ne yapıyormuşum? karımı öpüyorum ne var bunda. Ayrıca çocuk dediklerin de eşek kadar oldular hayatım bilmem farkında mısın? sen utandın mı sanki?
K: yok canım ne alakası var?
Ç: tabii tabii anne domates gibi oldun.
Ö: karıma laf yok Çimencim hadi dönün önünüze, işinizin başına.
M: (biraz kısık sesle) karın geldi ya hemen kaytar işten
Ö: duyuyorum
M: tamam sustum siz geçin salona
Ç: ben bir anneanneme bakayım ya uyanması lazımdı.