Sabah olmuştur. Ömer duşa girmiş, Kıvılcım yatakta gözlerini dinlendiriyordur. Ömer'in telefonu çalar. Ertuğrul arıyordur.
K: Ömer! Telefonun çalıyor.
Ö: kim arıyor bu saatte?
K: Ertuğrul yazıyor.
Ö: aşkım sen açar mısın? Sana bahsettiğim Ertuğrul o.
K: tamam canım
E: hayırlı sabahlar Ömer
K: Kıvılcım ben, Ömer'in eşi. Günaydın
E: Kıvılcım Hanım, merhabalar. Kendisi müsait değil anlaşılan
K: evet duşta. Ben yardımcı olayım size.
E: geçenlerde Ömer ile Almanya'da bir otele gitmiştik size de bahsetmiştir muhakkak, orada bir şirketle iş birliği yapmayı düşünmüştük onu soracaktım
K: anladım Ertuğrul Bey. Ben söylerim kendisine. İyi günler.
E: size de.
Bir süre sonra Ömer duştan çıkar, Kıvılcım hala yatakta uzanıyordur. Ömer eğilir Kıvılcım'ı öper.
Ö: aşkım sen biraz durgun gözüküyorsun, iyi misin?
K: dün gece yorulmuşum biraz.
Ö: anladım. Alayım mı yorgunluğunu?
K: çok isterdim ama duşa girme sırası bende. Ha bu arada Ertuğrul Bey geçen Almanya'da gittiğiniz otelde bir şirketle iş birliği yapacağınızı söyledi onu soracakmış sana ondan aramış.
Ö: tamam canım sağ ol. Ararım birazdan.
Kıvılcım duştayken Ömer üstüne beyaz bir tişört altına lacivert pantolon giymiştir. Ertuğrul'u arar.
Ö: Ertuğrul beni aramışsın müsait değildim
E: hayırlı sabahlar Ömer, evet aramıştım Kıvılcım Hanım açtı
Ö: hayırdır?
E: hayır hayır. Şu otel ile ilgili konuşacaktım. Şey yapalım mı? Ben bir yemek ayarlayayım orada konuşalım. Tabii sizin için de uygunsa
Ö: ben bir Kıvılcım'a sorayım sonra ararım seni.
Kıvılcım çıkar. Ömer'in arkasına geçer ve sırtından sarılır.
K: çok yakışıklı olmuşsun
Ö: normalde değilim yani doğru mu anladım?
K: yanlış anladın canım. Sen her zaman yakışıklısın.
Ö: Kıvılcım Arslan Ünal'ın kocası olarak elimden geleni yapıyorum. (Önünü ilikleme hareketi yaparak Kıvılcım'ın önünde eğilir.)
K: (gülerek) ya sen var ya
Ö: (tek kaşını kaldırır cilveli ses tonuyla) evet? (gözleri Kıvılcım'ın dudaklarına kayar.)