(+18) DEVİN-Daddy And Mommy İssues

0.1

" Hocam, hızlı lütfen. Daha hızlı, sikeyim ah ! H-Hocam boşalacağım. "

   Birleştirdiği yüzük ve orta parmağını kanca şeklinde bükerek zevk noktama baskı yapıyordu ve resmen ÇILDIRMAK ÜZEREYDİM. Titremeye başlamamla dudaklarıma bir buse kondurdu ve işine devam etti.

-"Devin, güzel kızım hadi gel babacığının eline. İşte böyle, uslu kızım."

   Öpüşmekten kızaran dolgun dudaklarını klitorisime doğru bastırmıştı ve diliyle deliğimin girişini okşuyordu. İçimdeki parmaklarının yanına işaret parmağını da ekleyip daha sert bir şekilde içime vurmaya başladı. Gittikçe şiddetlenen titremelerimi görünce hafif bir sırıtışla doğruldu ve penisini eline aldı, sonunda beklediğim şeyi yapacaktı, zevkle ve heyecanla titreyerek içimdeki boşluğu doldurmasını beklerken gözümün önünde şıklatılan parmaklarla kendime geldim.

-"Evet Devin, son kısmı açıklar mısın bana ve arkadaşlarına ?"

-"Hocam, ben. Şey-"

-"Pekala Devin. Teneffüste lütfen odama gel, bu kadarı yeterli. Şimdi lütfen dikkatli dinle dersimi." ellerini birbirine vurarak dikkati kendisine çekti ve dersi anlatmaya devam etti.

     Düşüncelerimden dolaylı titreyen ellerimi çantama soktum ve bulduğum peçeteyi terleyen boynuma bastırdım. Kesinlikle kafayı yememe ramak kalmıştı. Bacaklarımın arasındaki ıslaklık sağolsun, denememe rağmen o anları kafamın bir köşesine çekemiyordum resmen ! 

    Bir kaç yudum su içip kendime gelmek istemiştim, onun zevk sıvılarımı içtiği an aklıma gelince şişeyi hızla ağzımdan uzaklaştırdım. Terleyen alnına yapışmış kumral saçları, içime hızla çarpan parmakları, parmaklarını içime vurdukça gerilen kol kasları ve damarları, şakaklarındaki damarları, boynundaki damarları... Sikeyim, durmuyordu kafamdaki ahlaksız düşünceler. Şu adama kendimi siktirtmeden ölmeyecektim. Bu da sözüm olsundu.

   Çalan zille beraber ayağa kalktım ve sevgili hocacığımı takip ederek odasına ilerliyordum, koridorda bir anda durmasıyla sırtına çarpmıştım, siktiğimin kokusu çok güzeldi. 

-"Kusura bakma Devin, iyi misin ?" KOKUNU SOLUDUM BE ADAM NASIL İYİ OLMAYAYIM.

Yüzüme kondurduğum gülümsemeyle iyi olduğumu göstermeye çalıştım. 

-"İyiyim hocam, dalgınlığıma geldi sorun yok."

-"Pekala, sen odama git ve beni bekle lütfen, hemen geliyorum."

-"Tabii hocam beklerim." hemde bir ömür, ahh ah !

      Koridorun kalanında kendi başıma yürümeye devam ettim. En sonunda yerini ezberlediğim odanın önüne gelmiştim. Soluma dönerek odasına baktım.

Savaş ERBEY-Müdür Yardımcısı

   Odasının kapısını açtım ve yüzüme çarpan kahve kokusuyla gülümsedim, kesinlikle aşıktım bu herife. Masasının önündeki deri koltuğun ucuna, eteğimi düzelterek oturdum. Bir kaç dakikalık bekleyişimden sonra Savaş hoca elindeki iki bardak kahveyle geldi.

-"Al bakalım Devin. Sonraki dersinin hocasıyla görüştüm, bu ders seninle konuşacağız bol bol."

-"Teşekkür ederim." Tişikkir idirim. Sesin götünden mi çıkıyor Devin?

     Üzerindeki ceketi çıkarttı ve arkasındaki Atatürk portresinin yanında duran askılığa astı. Kolları çok güzel duruyordu, hele siyah gömlekte... Keşke boğsaydı beni o kollarıyla.