3 | "Strangers in the night"

31 7 6
                                    

[Frank Sinatra - Strangers in the night]

"Gözlerindeki bir şey çok davetkârdı,
Gülüşündeki bir şey çok heyecan vericiydi,
Kalbimdeki bir şey
Sana sahip olmam gerektiğini söyledi."

♤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Başlamadan önce bilmeniz gerektiğini düşündüğüm bir açıklama yapmak istiyorum. Ficteki Natasha ve Tressa karakterlerimiz trans bireylerdir. Eğer transfobikseniz ficimi okumayı bırakabilirsiniz.

Teşekkürler, iyi okumalar 💌

***

"Burası da senin kalacağın yer, sen gelmeden tüm çarşafları değiştirdim. Rahat rahat yatabilirsin."

Changbin bir yandan evi tanıtırken bir yandan valizleri odasına koyuyordu.

"Ah... hiç gerek yoktu. Teşekkür ederim." Felix mahçupla elini boynuna atmıştı. Tüm planları son bir kaç gün içinde alt üst olmuş ve kendini bilinmedik bir yolculuğa atıvermişti.

Changbin odadan çıkıp ona biraz zaman vermeden önce, "Gelirken pizza sipariş ettim. Biraz sonra gelir." Demiş ve kapıyı üstüne kapatmıştı. Felix'te rahatça bir nefes almış ve oldukça güzel gözüken yatağına oturmuştu. Odası ne küçük ne büyüktü, Avustralya'daki odasına kıyasla küçüktü fakat onun için sorun değildi, hatta daha iyiydi. Ona annesini hatırlatacak her şeyden uzak kalmak ona iyi gelecekti.

Yatağa biraz uzandığında yeni yıkanmış kokusu geliyordu.

Gözleri doldu.

Bunların hiçbirini hak etmiyordu.

Cenin pozisyonuna geçmiş bir şekilde gözyaşlarının yatağı ıslatmasına izin verdi. Yaşamak için bir nedeni yoktu artık, sadece ölümü bekliyordu. Bundan habersiz yeni gelen pizzaları tabaklara koyan Changbin Felix'in aksine onun varlığıyla durmadan gülümseyip duruyordu.

Evinde kalacak olmasını geç, onunla aynı havayı soluduğuna inanamıyordu. Bu ev geçen ay dedesinin vefatından sonra ailesine kalmış, annesi babası ise tek çocukları olan Changbin'in evi alması konusunda ısrar etmişti. Önceki kaldığı ev onlara göre yaşanır bir yer değildi çünkü. Kendi içinde olan acaba çağırsam mı odasına mı götürsem tartışmalarından sonra çağırmaya karar vermişti. Hem bir şekilde iletişim kurmaya ve birbirlerini tanımaya ihtiyaçlarının olduğunu düşünüyordu. Kapısına tıklatıp onu çağırmış ve geri mutfağa girmişti.

Kendi sandalyesine oturduğunda belki acı seviyordur diye kalkıp bir kaç acı biber tozu koymuştu masaya, daha sonrasında belki susamıştır diye su da koymuştu. Daha neler koyabilecegini düşünürken içecek koymayı unuttuğu aklına gelmişti.

"Ah! Aptalım!" Dolabının kapağını açmış binbir türlü icecekle karşı karşıya kalmıştı. Akşam olduğu için içki içmek isteyebilirdi, ama belki içki sevmiyordu? Sporcu olduğunu göz önünde bulundurursa içebileceğini sanmıyordu. En iyisi ona sormak diye yerine tekrar geçtiğinde bacaklarını sallayarak onun gelmesini bekliyordu. Bir kaç dakikanın ardından gelen çocukla başını kaldırdı. Salladığı bacağını durdurmuştu hemen.

symposion | ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin