Bölüm-2

783 32 19
                                    

  (Bdsm içerir)

  Yaklaşık yarım saat geçmişti ve minho otelde gelecek kişiyi bekliyordu. Minho of çekerek:

-Sikicem seni oruspu çocuğu gelsene artık.

Diye saydırırken aniden odanın kapısı çaldı ve içeri siyah saçlı orta boylu bir çocuk girdi. Minhoya bakarak:

-Sen minho olmalısın
-Evet ta kendisiyim. Gelsene içeri.
-Olur. Bu arada ben Seo Chang-bin
-Hmm Seo Chang-bin. Güzel isim
-Teşekkür ederim

Changbin içeri girdiği gibi soyunmaya başlamıştı ama bilmediği birşey vardı. Öleceğini bilmiyordu. Changbin yavaş yavaş üstünü çıkarınca belinde bir el dolaşıyordu. Minho onu belinden kavradığı gibi kendi önüne çekti ve:

-Bırak da ben devam ettireyim
-Hay hay

Minho bu sözün ardından Changbinin dudaklarını öpmeye başladı. O sırada Changbinin kemerini sökmüş ve pantolonunu aşağı indirmişti. Minho öpmeyi bıraktığı sırada aşağı eğilip Changbinin iç çamaşırını çıkarmıştı. Ardından tekrar ayağa kalkıp bu sefer onun boynunu yalamaya başlamıştı. Bilerek boynunu öpüp iz bırakıyordu. Çünkü Jisungun yine onun yanına geleceğini biliyordu. Minho boynunu öpmeyi bırakıp Changbinin erkekliğini yalamaya başladı. Changbin tatlı tatlı inlemeye başlamıştı:

-Ihmm daha çabuk içime giremez misin?

Minho yalamayı bırakıp Changbini yatağa götürdü ve:

-Madem acelecisin isteğini yerine getireyim. Arkanı dön

Changbin bu talimatla hemen arkasını dönmüş ve ardından:

-Kayganlaştırıcı kullanmıyacak mısın?
-Gerek yok

Diyerek Changbinin deliğini aramaya başladı ve en sonunda yavaş yavaş Changbinin içine girmeye başladı ve yavaş yavaş hızlanmaya başladı. Changbin daha fazla ve şiddetli inlemeye başladı minho kulağına fısıldayarak:

-Otelde kalan bir sürü kişi var eğer atılmak istemiyorsan sesine hakim ol
-Kendime engel olamıyorum
-Orasını ben bilemem
-Ama...

Sözünü bitiremeden minho daha da hızlanmaya başlamıştı. Changbinin gözlerinden yaşlar gelmeye başlamıştı:

-L-lütfen yavaşla lütfen

Minho istifini bozmadan devam ediyordu. Yaklaşık bir on dakika sonra minho yorulduğu için durmuştu. Changbini ters çevirdi ve:

-Sikişmek isteyen sen değil miydin?
-Şikayet eden kim? Neyse işimiz bittiyse ben artık gideyim

Dediği gibi ayağa kalktı minho onu bileğinden tutup onu altına aldı

-Nereye daha yeni başlıyoruz. Ben şimdi bu tekli koltuğa geçiyorum sende kucağıma geliyorsun
-Çok yoruldum yapmak istemiyorum
-Sana sorduğumu hatırlamıyorum. Dediğimi yap hem eğer boşalırsan sonuçlarına katlanırsın

Changbin nasıl bir belaya bulaşmıştı ama Minhonun dediklerine uymak zorundaydı. Minho koltuğa geçip oturdu. Changbin de hemen arkasından gidip Minhonun erkekliğini tuttu ve yalamaya başladı. Ardından deliğini arayıp Minhonun erkekliğini kendi deliğine sokup Minhonun bacaklarının üstüne çıktı Minho:

-Hadi bakalım nasıl marifetlerin var da görelim

Changbin yavaş yavaş Minhonun kucağında zıplamaya başladı. Minho sinirlenerek:

-Daha hızlı yoksa..

Changbin artık zevk almıyordu sadece acı çekiyordu. 20 dakika geçmişti changbin çok yorulmuştu. Boşaltmaktan çok korkuyordu. İçinden 'lütfen öyle birşey olmasın lütfen' diyordu. Fakat changbin anlık dalgınlığı nedeniyle Minhoya boşalmıştı. Minho pis ama aşalayıcı bir gülümseyle:

-Aaa demek birileri beni dinlememiş

Dedikten sonra kaşlarını çatmış ve:

-Kendin kaşındın bekle beni burada

Diyerek ceketinin cebimden bir bıçak çıkardı ve changbine:

-Arkanı dön
-O-o b-bıçakla ne yapacaksın

Minho sert bağırarak

-SANA DÖN ARKANI DEDİM!

Changbin artık titremeye başlamıştı. Minho bıçağı açtı ve Changbinin sırtına küçük ama derin izler bırakıyordu. Changbin acı içinde bağırıyordu. Minho  ardından:

-Eğer boğazını kesmemi istemiyorsan O BOKTAN SESİNİ KESERSİN

Changbinin artık ağlamaktan gözleri kurumuştu. Minho bıçağı odanın sağ köşesine fırlattı ve ardından dolaptan siyah ince bir kemer çıkarttı ve kemeri iki kat yapıp Changbini önünü döndürdü ve karın bölgesine kemerle sertçe vurmaya başladı. Changbin artık dayanamıyordu ve vücudunu hissedemiyordu. Minho kemeri indirip Changbine:

-Artık anlamışsındır diye umuyorum. Bekle beni burda su içip geleceğim. Eğer kalkmaya cürret edersen bu işkence devam edecek.

Minho mutfağa gittiği zaman Changbinin gözü Minhonun ceketine gitti orda bir tabanca olduğunu fark etti ve silahı ordan alıp yatağa sakladı. Minho içeri geldiği zaman Changbine

-Neden kendini ve beni yordun ki

Diyerek camın önüne geçip pencereyi hafif araladı ve ekleyerek:

-Hava bugün çok güzel
-Bilmem bugün son kez havayı göreceksin o yüzden güzelce bak

Minho arkasını döndü ve karşısında bir Changbini ve elinde olan silahı gördü ve elini havaya kaldırdı:

-Bak sen hele buna
-Sen ne adi bir herifsin. Son sözün varmı

Minho bu sözü duyduğu an Changbine sırıttı:

-Istersen silaha bir bak içinde mermi varmı?

Changbin bu sözü duyduğu an direkt silahın mermisine baktı ve boş olduğunu görünce silahı yere atıp kaçmaya başladı. Minho onun arkasından giderken. Changbin kapıya yönelip tam kapıyı açacakken minho onu saçından tutup yere fırlattı ve kapıyı kilitleyip Changbinin üstüne oturup yüzüne yumruk atmaya başladı:

-Lan oruspu çocuğu sen kimsin de bana silah çekiyorsun

Diyerek yüzüne sayısızca yumruk atmaya başladı. Changbinin burnunu kırmıştı. En sonunda yanındaki silaha mermilerini doldurdu ve ucuna susturucu takmıştı. Changbinin başına dayayıp:

-Son sözün varmı bakalım
-GEBER ORUSPU ÇOCUĞU

Minho ahmakça sırıtarak Changbinin kafasına sıkmıştı. Fakat bilmediği birşey vardı. Komiser Jisung da o gün oteldeydi ve herşeyin farkındaydı.


Bence güzel bir bölümdü sizce?
Neyse fırsat buldukça yeni bölümler gelecek sizi seviyorum okuyucularım<3

Hard Sex (MinSung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin