Jisung korkudan ne yapacağını bilmiyordu. Minhoyu hemen içeri almış ve salondaki koltuğa uzandırmıştı. Üzerine kalın bir battaniye ve karnına sıcak su torbası koymuştu. Eğer Minhoya birşey olsaydı kendini asla ama asla affetmeyecekti. Lâkin düşündüğü gibi olmadı Minho saatler sonra uyanmayı başarmıştı. Fakat Minho Jisunga sinirli olduğu için yüzüne bile bakmamıştı. Hızlıca yataktan çıkmış ve Jisungun yüzüne bile bakmadan odadan çıkmaya çalışmıştı. Jisung olaya anlam verememişti. Minhonun kolundan tutmuş ve:
-Noluyor Minho
-Birşey olmuyor evime gideceğim
-Tamam da kahvalti yap da öyle git
-Gerek yok sen kendi başına o sevdiğin arkadaşınla yaparsın
- Ne saçmalıyorsun sen
-Ha şimdi de saçmalayan benim degilmi itin biri gelip sana dokunuyor ve buda yetmeyip bide öpüyor bu çok mu normal ha söylesene
- Minho
-Minho deme bana sen benim yerime gidip o iti savunuyorsun ve şimdi karşıma geçmiş saçma sapan hareketler yapıyorsun. İstemiyor musun bitsin o zaman ha bitsin hem ben bu ızdıraptan kurtulurum hem sen kurtulursun söyle söylesene dilini mi yuttun söyle bitmesini mi istiyorsun
- Minho bak kalbimi kırıyorsun
-Seninki kalpte benimki taş mı ben senin olmak için insan öldürdüm be insan sana aşkımı kanıtlamak için neler yaptım fakat boşunaymış beni savunmayacak bana güvenmeyecek biriyle sevgili olmakta ne kadar doğru
-Minho yapma bak yapma
-Neyi yapmayayım ha neyi senden bir seçim yapmanı istiyorum ya beni dinlersin yada siktir olup milletin seni kandirmasina izin verirsin
- Kim beni kandırıyormuş söylesene ha soylesene
-Şey
-Söylesene dilin yokmu konuş konuşsana
-Herkes tamam mı herkes
-Kimmis ya o herkes bir açıkla öğrenelim
-Sanki bilmiyorsun
-Yok bilmiyorum söyle hadi
- Jisung kapatalim konuyu lütfen
-Nedenmiş o pardon da öyle istediğim her zaman bana istediğini söyleyebiliyorsun ama bana gelince kapatalim bir siktir git dünya senin etrafında dönmüyor anla artık anla
-Öyle mi o zaman ben siktir ölüp gidiyorum ama şunu bil Han Jisung kalbimi çok kırdın ama hatanı anlayacaksın işte o gün ben yanında olmayacağım anladın mı beni
-Tamam
-TamamJisung hiçbirşey açıklamadan sadece tamam diyebilmisti. Oda biliyordu Minhonun kalbini kırdığını. Ne yapacağını da bilmiyordu. Minho alttan alttan ağlayarak evden çıkmıştı. Baş ağrısı onu ikidebir sarsıyordu ama direnmeye devam ediyordu. Eve bir çırpıda gitmişti ve kendini koltuğun üstüne atmış ve ağlamaya başlamıştı:
-Neden ya neden hayat bu kadar acımasız ben ben kendimi artık tanıyamıyorum yeter artık yeter...
Diye iç çekip ağlıyordu. Karşısındaki masada yarım şişe viski kalmıştı o viskiyi tuttuğu gibi kafasına dikmişti. Basının ağrısı ve içkinin yaptığı baş ağrısı onu hem ruhsal hem psikolojik hemde fiziksel olarak ona ağrı yapıyordu. Jisung için de aynı durum kaçınılmazdı. Minhodan bir türlü özür dilemesi gerektiğini biliyordu. Ama ne yapabilirdi kendini nasıl affettirebilirdi. Düşüne düşüne bir hal olmuştu. Kendi kendine 'Acaba Minho olsaydi ne yapardi' diye söylendi ve sonra kimsenin aklına sinmeyecek bir özür dileme yöntemi geldi. Hemen ise koyuldu. Tabi ki o yöntem de gül yöntemiydi. Evet bu yöntem Minhonun Jisungdan özür dilemek için kullandığı bir yöntemdi ve roller değişti. Jisungun evde beş tane gülü vardı. O beş gülden birine bir not yazip Minhonun kapısına bıraktı ve kapıyı çaldı. Minho kapıyı açtı ve etrafına bakındı. Kimseyi göremeyince kapıyı kapatmaya yöneldi. Tam kapatacakken kapının önündeki gülü gördü ve üstündeki notu okudu. Notta 'Hatamı Anladım Ve Senden Özür Diliyorum Sevgilim' yazıyordu. Jisung bir umutla Minhonun onu affedecegini düşündü lakin istediği gibi olmadı. Jisung gülün yapraklarını yolmus ve notu buruşturup çöpe atmıştı. Jisung üzülmüştü ama pes etmeyecekti. Diğer üç güle yine benzer notlar yazıp kapıya bıraktı ama her seferinde aynı şey oldu. Son bir gül kalmıştı Jisung bu sefer sadece 'Özür Dilerim...' yazmıştı. Umutsuzdu bu durumdan ama bekledi. Minho gülü almış ve içeri girmişti Jisung arkasını dönmüş yavaş yavaş evine doğru yol almıştı. Hem ağlıyordu gem kendine kızıyordu. Bir kaç adımdan sonra elini bir kol tutup onu ters çevirmişti. İkisinin yüzü birbirine dönmüştü. Nefes nefeslerdi. Jisung kendini sokak lambasının direğine yapışmış bulmuştu. O el Jisungun göz yaşlarını silmiş ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurmuştu. Daha sonra:
-Değdi mi Jisung
-Hayır
- Bu kadar küçük bir şey için değdi mi Jisung
-Hayır dedim
-Sinirlenince çok tatlı olduğunu söylemiş miydim
-Tabi tabi noldu peki ne değişti hani özür diledigimde geri donmeyecektin
-Haklisin ben sana öyle dedim ama benim sevdiğim çocuk Han Jisung o benim bende onun
-Hmm öyle mi Han Jisung artık yok Minho birisi onun kalbini cok kirmis
-Kalbini mi kırmış vay şerefsize bak senJisung gülmüş ve Minhoya yavaş yavaş yaklaşıp dudaklarına bir öpücük kondurmuştu ve Minhoda buna karşılık vermişti.
Jisung'un anlatımıyla:
O an sanki kalbim yerinden fırlayacak gibi olmuştu. O sevdiğim çocuktu ben onundum oda benim. Herşey nasıl oldu nasıl buralara geldi hala anlayamıyorum ama anladığım birşey var oda herşeyden önemli birine sahip olmam iyiki varsın Minho iyiki varsın...
SON...
Selam kişisel sorunlarım yüzünden maalesef bu kitabıma ara vermek gerekiyor. Belki o sorunlar çözüldüğünde belki devam ettireceğim bu kitabı ama suanlik bitmesi gerekiyor umarım beni anlarsınız. Crazyumbrella sizi çok seviyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hard Sex (MinSung)
RomanceMafya olan Minho ve polis memuru olan Jisung'un arasında geçen bir aşk hikayesi...