Dazai'den,
Uyandığımda kafamda bir sızı vardı, kıkırdadım.
"Sert vurmuş..."
Kendi kendime söyleyip doğrulunca Av Köpekleri'nden Jouno-san yanıma geldi.
"Dazai-san, ne olduğunu anlatabilir misiniz?"
İç çektim.
"Yetenek engelleyiciyi tam takamamışım, yeteneğini kullanıp kelepçeyi açtı, sonra da zaten beni alt etmesi kolay oldu."
Yalan söylediğimi anlamaması için kalp atışlarımı kontrol altında tuttum.
"Anladım... Biz onu bulmaya çalışacağız, siz evinize gidip biraz dinlenin."
Onaylayıp ayağa kalktıktan sonra Ajans'tan çıkıp Chuuya'nın evine yürümeye başladım.
Kapısının önüne gelince zili çaldım.
Açılmadı, bir iki kere daha çaldım, yine açılmadı.
"Chuuya, benim! Açabilirsin!"
Ve yine açılmadı.
Eve daha gelmedi mi acaba?
Bir tel toka yardımıyla kapıyı açtıktan sonra eve girdim.
"Chuuya! Neredesin Sevgilim?"
Hafif bağırıp odaları aramaya başladım.
Hala yok.
En sonunda odasının kapısının önüne gelince derin bir nefes alıp kapıyı açtım.
Açmamla gözlerim korkuyla büyüdü, donakaldım.
"Chuuya..?"
Hayır... Olamaz...
Yanına koşup onu kucağıma aldıktan sonra ağlamaya başladım.
Neden Chuuya..? Tam da mutlu olacaktık... Neden yaptın bunu..? Neden..?
Yazar'dan,
Dazai, Chuuya'nın solmuş bedenine sarılarak acılı çığlıklar atmaya başladı.
Kalbi sanki bıçaklanıyormuş gibi acıyor, saçlarını koparmak istiyordu.
Anlamıyordu Dazai. Tam mutlu olacaklarken, buna çok yakınken Chuuya neden intihar etmişti ki?
Ve o an,
Chuuya artık özgür kalmıştı.
O,
Artık,
Özgür bir ruhtu.
Fakat sevgilisi...
O artık ölmüştü.
Onu kendi ölümüyle öldürmüştü.
Dazai hak etmiyordu. Bir insan hayatında bir defa ölmez miydi?
Fakat Dazai'nin hayatı orada bitmişti, sona ermişti. Fiilen olmasa bile ölüydü artık o.
En değer verdiği kişiyi, sevgilisini kaybetmişti. Sonsuza dek.
Şu an bedeni ölü olan Chuuya'nın aksine Dazai gerçekten ölmüştü.
Bir insanın ölmesi için illa kalbinin durması gerekmez, o insanın ruhu ölüyse o artık yaşamıyordur, yaşayarak kendine işkence ediyordur.
Chuuya'nın işkencesi bitti, Dazai'ninki başladı.
Ama Chuuya sevdiğini tamamen kaybetmemişti.
Dazai sonsuza kadar kaybetmişti sevgilisini. Dayanamazdı buna.
Chuuya'nın cesedini kucağından indirmeden yazdığı mektupları tek tek okudu.
"Benim yüzümden bu kadar acı çekmişsin Sevgilim... Yaşamayı hak etmiyorum. Özür dilerim Chuuya, benim yüzümden bu kadar acı çektin... Mahvettim seni. Özür dilerim, çok özür dilerim..."
Daha sonra, Chuuya'nın notunu gördü.
Eline alıp okumaya başladı.
Sevgilime,
Üzgünüm sevgilim, ama yaşayarak sana işkence edemezdim. Gözlerimin önünde seni varlığımla yorup mahvedemezdim... Ben seni hiçbir zaman hak etmemiş olan, takıntılı, bencil ve hastalıklı biriyim. Özür dilerim. Bana yaşattığın, benimle olduğun, beni sevdiğin her an içim sana çok minnettarım. Umarım başka bir hayatta, seni hak edebilirsem birlikte oluruz... Ben buna tüm kalbimle inanıyorum, Sevgilim.
Sana sırılsıklam aşık olan sevgilin,
Nakahara Chuuya.
"Hayır... Asıl ben seni hak etmiyordum Chuuya... Fazla bencildim, benim yüzümden oldu... Benim yüzümden öldün..."
Dazai, Chuuya'nın bedenini bırakmadan cebindeki hançeri çıkarıp kalbine dayadı.
"Bu hayatta olmadıysa da başka bir hayatya yeniden bir araya geleceğiz Chuuya... Sana söz veriyorum, seni bulacağım, yeniden birlikte olacağız. Seni çok seviyorum, Sevgilim..."
Dazai, haçeri kalbine sapladı, bir saniye bile düşünmedi.
Bıçağı sapladığı gibi sevgilisinin cesediyle yere yığıldı.
Ve artık o da özgürdü.
İki sevgilinin diğer hayatlarında karşılaşacaklarına olan inançları tamdı.
Onlar ruh eşiydi, Tanrı onları ayırmazdı.
İkisi artık özgürdü, özgür iki ruhtular onlar.
Ve Chuuya da artık hasta değildi, Canavar yoktu artık. O da Chuuya'nın bedeniyle berber sonsuza kadar gitmişti.
İkisi de birer cesetti artık.
İki yarım ruh ölerek özgür kaldı ve birbirlerine kavuştu.
~~~
EVEET FINALINO DUZGUB YAPTIGIM ILK KITABIM BU OLDUU😍
UMARIM BEGENMISSINIZDIRR
nedense bir suru kufur yagacakmis gibi hissediyorum ama olsun😔
bundan sonrasi icin bir fic fikrim daha var onun da finaline kadar yazip yayinlarim artikkk
GORUSURUZZ
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mektuplar, Soukoku
FanfictionChuuya, Dazai'nin Mafya'dan ayrıldığı günden itibaren ona mektuplar yazmaya başlar.