bölüm 3

1.6K 72 11
                                    

Lina's Pov.

Yaşadığım şeylerden sonra neredeyse 1 hafta evden çıkmamıştım. Annem sürekli olarak neden evde kaldığımı soruyordu, normalde sürekli gezip tozan biriydim tabii normaldi sorması.. arkadaşlarım beni bir kaç kez çağırsada tekrar o acıya katlanma duygusu beni ürkütmüştü. Boynumdaki iki delik izi kapanmış yerine kabuk bağlamıştı. Belki vazgeçmeliydim kendimi eve kapatmaktan, eğer o sokağa tekrar girmezsem onu görmezdim. Üzerimi kamufle edebilmek için siyah bir boyunlu kazakla pantolonumu giydim. Kahve saçlarımı arkamda topladıktan sonra kapşonumu kafama geçirdim ve evden apar topar çıktım. Saat çok geç değildi, en azından kalabalık yerlerde gezebilirdim. Temiz havayı içime çekerken ne kadar da ihtiyacım olduğunu anlayarak tebessüm ettim, sokaklarda yürürken en sevdiğim kafeye doğru yöneldim.

Boş masalardan birine oturduktan sonra menüye kısa bir göz gezdirip kahveyle sufle söyleyerek arkama yaslandım. Gözlerimi etrafta gülüşen ve sohbet eden insanlarda kaydırdım. Kendimi bir o kadar yalnız hissetsemde şuan arkadaşlarımı çekecek bir havada değildim. Son kez karşı masada oturan bir kaç kadına baktım. Bakışlarım dondu, kalp atışlarım hızlandı. Bu beni ısıran kadındı, şimdi normal bir insan gibi oturup arkadaşı olduğunu düşündüğüm kadınla konuşuyordu. Acaba onu da kandırıp kanını mı emecekti diye düşündüm, masamdan kalkıp hemen uzaklaşmayı düşünsem de zaten insanlar etrafta olduğu için bir şey olmayacağını umdum. Beni anında fark etmiş gibi başka bir yere bakmadan gözlerimi benimkilerin üzerine dikti.

Yüzüne bir sırıtış yerleşmesini izlerken tüylerim diken diken oldu. Gözlerimi masaya çevirip garsonun gelmesi ile bardağımı elime aldım ve bir kaç yudum alarak sakinleşmeye çalıştım. Hayal görüp görmediğimi anlayabilmek için ona ara sıra bakıyordum, ne zaman baksam sanki benim ona bakmamı bekliyormuş gibi beni süzüyordu. Sıkıntılı nefesler alırken yutkundum ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Onun yerinden kalkmasını izlerken gözlerim büyüdü ve ağlayacak gibi hissettim. Her adımında bana yaklaşıyordu, kıyafetlerine göz gezdirme fırsatı buldum. Çok ciddi giyiniyordu önceki gibi, üzerinde gömleği ve pantolonu vardı. Parmak uçlarında bir kaç yüzük takılıydı. Sonunda bana tamamen yaklaşıp karşıma oturdu ve sessizce beni izledi. Konuşup onu kovmak istiyordum ama kelimelerim boğazıma düğümlendi. O konuşurken süt dökmüş kediye döndüm.

"Bak yine karşılaştık.. kader mi dersin buna?" -E

"Beni takip ettin sen.. tehdit etmiştin zaten, evimide mi biliyorsun??" -L

Kadın dediğim şeyle kahkaha atıp başını arkaya yasladı, onun bu hareketine karşı kaşlarımı çattım ve gözlerimi devirdim. Çatalımı sufleye bastırdım ve çikolatanın akışını izledim.

"Tattığım insanları onlar ölene kadar izlerim ben.. attığın her adımda soluğumu kulağının arkasında hissetmelisin. Dua et şuan ben tokum ve kanına ihtiyacım yok." -E

Dedikleri şeylere karşı ister istemez somurttum ona nasıl karşı gelebileceğimi bile bilmiyordum. Elimi yanağıma yaslaması ile gözlerimi hemen onun yüzüne çevirdim ve başımı geriye çektim.

"Dokunma bana.." -L

Sonunda ellerini teslim olur gibi havaya kaldırıp sırıttı ve oturuşunu düzeltti. Yine içimde o hislerin büyüğünü hissettim.. dudakları, mavi gözleri, ve belli ki dolgun olan göğüsleri beni heyecanlandırıyordu. Kafamda farklı şeyler belirdi, yatakta nasıl olurdu? Bana hükmeder miydi? Kanımı yine emer miydi? Acı çekmemden zevk alırmış gibi hissettiriyordu bana ve ben ona farkında bile olmadan aşık olduğumu inkar edemedim. Kendime gelmem gerekiyordu..

Elvin's Pov.

Gece gündüz demeden çoğunlukla dışarıda olurdum, şuan zaten tok olduğum için arkadaşımla dışarıya çıkmamda sakınca yoktu. Carmen ise, benim gibi bir vampirdi. Beraber ava çıktığımız bile oluyordu. Şimdi karşına oturduğum şu küçük hanımefendiyi izliyordum. Tatlı ve masum görünüşü beni cezbetmeye yetiyordu. Parmaklarımı yanağına yasladığım anda için pamuk gibi oluyordu, yumuşacıktı teni. Benim gibi bir canavarı bu kadar uysal hâle getirmesi tuhaftı açıkçası. Ben 200 yaşlarında bir kadınım, 30'lu yaşlarımda ise yaşım donmuştu görünüşüm genç kalmaya devam etmişti.

Bu zamana kadar öldürdüğüm insanların haddi hesabı yoktu, sadece bir kez gerçekten aşık olduğumu hissetmiştim. Bu ise gençlik dönemlerimdeydi, doğuşumdan beri vampirdim yani melez değildim. İlk sevgilim bir insandı, sırf onu öldürmemek için bir kaç gün aç kaldığım olurdu. Kollarımda canını verdiğinden beri kimseye aşık olmamıştım. Belki bu zamana kadar.. soğuk kişiliğimle bu kız renk katıyordu. Lina.. hoş bir ismi, güzel bir yüzü, çekici diyebileceğim bir vücudu vardı. Onu nasıl kendime çekebilirdim ki? Belli ki kötü bir başlangıcımız vardı, yine de onu elde etmeden bir yere gidemezdim. Dakikalarca sessiz kalıp düşüncelerimizde boğulurken tekrar konuşmaya karar verdim.

"Bu gece bir şeyler içelim beraber? Söz ısırmam bu sefer."

Alaycı bir ses tonuyla söylesemde cevabını merakla bekledim, bir süre yüzüme bakındı. Yüz ifadesinden bir çok şeyi düşündüğünü anladım.

"Söz verdin.. seninle gelirim, ama gerçekten bana zarar vermeyi bırak. Yeni iyileştim hem."

Kabul etmesiyle sırıttım, içimdeki his aniden bir heyecana dönüştü. Kendimi aşık gençler gibi hissederek bu halime güldüm.

"Bir kaç saate hazır ol, buraya gel seni alacağım.."

Cebimden çıkardığım kağıt parçasını masaya bırakıp ondan uzaklaştım.

My sadistic love (gxg, g!p)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin