10

344 42 17
                                    

Slm.

"Çok yoruldum."

Arabaya binip eve geldiğimizden beri Jungkook esniyor ve uykusu geldiğini söylüyordu. Sanırım biraz fazla yormuştum onu.

"Ama varya aşırı iyiydi." Dedi evimin kapısına doğru ilerlerken.

Kapının önünde durdum ve ona geniş bir gülümseme ile baktım.
"Öyle mi cidden? Teşekkür ederim. Hadi hadi, oyalanma da içeri girelim sırılsıklam olduk zaten, bir de üşütmeyelim."

Ah tabi, bir de yağmur yağıyordu. Arabadan çıkıp eve girene kadar ıslanmıştık bile.

Anahtar ile kapının kilidini açtıktan sonra Jungkook'un içeri girmesi için geriye çekildim.

Minik bir gülümseme sunup içeri girdi, ardından ben de içeri girdim.

"Sen duşa gir, ben de kıyafetlerini hazırliyim sonra da eve geçersin."

Uykusu olduğu için pek konuşmuyordu. Bu yüzden kafasıyla cevap verebileceği şeyler konuşmaya çalışıyordum.

Kafasını sallayıp yürümeye başladı, banyoya girene kadar bekledim. Girdikten sonra odama geçtim.

Dolaptan siyah eşofman, onu sıcak tutacak siyah sweatshirt ve temiz iç çamaşır çıkardıktan sonra yatağa bıraktım.

Ben de üzerime gri eşofman ve beyaz sweatshirt giydikten sonra mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştım ki Jungkook banyodan çıkmıştı. Ne çabuk?

"Jungkook, çok çabuk çıktın."

Arkamı döndüğümde sadece elini dışarı doğru çıkardığını gördüm.

"Ne oldu?"

Banyoya doğru biraz daha ilerlediğimde kafasını kapının arkasından çıkarmıştı.

"Havlu mu istiyorsun?"

Kafasını salladığında kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başlamıştım fakat çattığı kaşlarını görür görmez kahkahamı bastırmaya çalışıp odama doğru ilerledim.

Hızlıca odama girip temiz bir havlu çıkardıktan sonra ona uzattım ve mutfağa doğru ilerledim.

Buzdolabından her ne kadar içmekten nefret etsem de içmek zorunda olduğum ilacımı çıkardım ve hızlıca ağzıma attım.

"Taehyung"

Bardağa su dolduracakken duyduğum ses ile arkamı döndüm.

"Efendim?"

Ses yoktu. Dediğimi tekrar ettiğimde de ses yoktu. Bardağıma su doldurup ilacı içtikten sonra belki Jungkook seslenmiştir diye banyoya doğru ilerledim.

Banyonun kapısı açıktı ve içersinde Jungkook yoktu fakat odamın kapısı kapalıydı. Belki içeridedir diye ilk kapıyı tıkladım.

"Jungkook, beni mi çağırdın?"

Ses yoktu yine...

"Jungkook?"

Kapıyı yavaşça açtım ve belki içeridedir diye içeriye tamamen girmeden önce bekledim. Ve yine ses yoktu.

Paniklemeye başlamıştım, ne olmuş olabilir bu kadar kısa sürede? Eve gitmiş olamazdı bu saatte, biliyordu çünkü annesinin kızacağını. Geç saatlerde eve gitmediğinde annesi arkadaşlarında kaldığını düşündüğü için sorun etmediğini söylemişti bana.

Fakat, benimle eve geldiyse nerede bu çocuk?

Odadan hızlıca çıkıp diğer odaları kontrol etmeye başladım. Hızlıca kapıları açıp kısa bir süre içeriye baktıktan sonra hemen kapatıyordum.

Son olarak oyun odası olarak kullandığım odaya doğru ilerledim.

Garip hissediyorum...

"Jeon?"

Hızlıca içeri girip çıktığımda gözüme takılan şey yüzünden tekrar kapıyı açtım.

Yerler örümcek doluydu ve kısa sürede örümcekler tek bir yere toplanmaya başlamıştı.

Ortaya çıkan duvarın yanındaki şey aklımı başımdan almaya yetecek güçteydi.

Tanrım...

Jungkook yerde yatıyordu.

"Jungkook!"

Yanına doğru hızlıca ilerleyip diz çöktüm, bir yandan yüzünü kendime çevirmeye çalışıyordum.

Gördüğüm şey neredeyse o an beni öldürecek gibiydi. Hızlı atan kalbim o an daha da hızlanarak beni daha zor bir duruma sokmuştu.

Yüzünün bir yarısı neredeyse yoktu.

Ayağa kalkıp olabildiğince hızlı bir şekilde odadan çıktım ve sırtımı kapıya yaslayarak yere oturdum.

Gerçek olamazdı böyle bir şey kafayı yiyeceğim.

"Taehyung"

Hayır, gerçek değil.

"Noluyor? Taehyung!"

Ellerim ile kulaklarımı kapattım belki sesler susar diye. Belki biter bu nefes almama bile karşı çıkan his.

"Taehyung, bana bak. Bana bak lütfen."

Birinin ellerimi tutması ile kendime gelmiştim.

"Jeon?"

Dolmaya başlayan gözlerim ile ona bakmıştım gerçek olup olmadığını anlayabilmek için.

Jungkook ayağa kalkıp salona doğru ilerledi, bir süre boş koridora baktıktan sonra elinde bir bardak su ile geri döndü.

"Al iç bunu, sakin ol bitti hepsi tamam mı?"

Elime tutuşturduğu bardaktan sonra ellerini yanaklarıma koyup oldukça sakinleştiren cümleler kurmaya devam etmişti.

"Ne gördün bilmiyorum ama gerçek değildi Taehyung, gerçek olamazlar. Yanındayım senin."

Suyu içiyorken biraz bekledi, bitirdikten sonra boş bardağı bir kenara koydu ve bana biraz daha yaklaşarak yere oturdu.

"Şimdi dediklerimi benimle beraber yap derin bir nefes al, 5 saniye tut ve 8 saniye boyunca ver."

Dediklerini onunla beraber yapmaya başladım. Öncekine göre daha iyi hissetmeye başlamıştım.

"Jeon, odama gitmeliyim."

Bir şey demeden ayağa kalktıktan sonra bana uzattığı elini tuttum ve ayağa kalktım. "İyiyim, sorun yok."

"İyi olmadığını biliyorum."

Cevap vermemi beklemeden koluma girip odama doğru ilerlemeye başladı.

____

"Bunun için doktora gitmedin mi?"

"Gittim ama bıraktım bir kaç yıl önce."

Jungkook, yatağa uzanmama yardımcı olduktan sonra yanımda oturmuştu bir süre.

Sonrasında ise nedensizce anlatma isteği gelmişti.

O gece sadece birbirimizi konuşmuştuk.
Hissettiğimiz korkuları, heyecanları, çocukluğumuzu, mutluluğumuzu kısaca her şeyi konuşmuştuk.

En son ne zaman birine kendimi bu kadar anlattığımı bilemiyorum.

_

Bölümler geç gelebilir hem okul hemde ilaçlarımdan dolayı erken uyuyorum kafa kalmıyor

Baya uzun bir bölüm yazmak istiyordum hem okuyucular yükseldi hemde bayadır bölüm atmıyorum diye

Fakat dediğim gibi ilaçlarım ve okul yüzünden pek yazamıyorum

Ama elimden geleni yapıcam
yeni bölüm için beklemede kalın 🧛🏻

Unreal | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin