2

85 4 2
                                    

  Jisung'un bilinci yavaş yavaş yerine geliyordu. Elleri sandalyede bağlı, ağzına bant yapıştırılmıştı. Uyandığında etrafın simsiyah olması onu bozguna uğratmıştı. Aniden yanan lamba ile gözlerini ovma ihtiyacı hissetti oğlan. Tabii bunları düşünürken mor saçlı oğlanı görmesi onu ürpertmişti.

"30 dakika. Sen uzun süre uyuyamazsın değil mi sincapçık?"

  Jisung onun bu alayla dediklerini hiç umursamamıştı. Tek derdi bu lanet yerden gidip projesini tamamlamaktı.

"Ah pardon! Ağzın bağlı senin değil mi"

  Mor saçlı katil Jisung'a doğru eğilmiş, kısık ama oldukça ber bir sesle konuşmaya başlamıştı.

"Bak o ağzını açacağım, ama sen çenesi düşük birine benziyorsun. Bağıracak olursan o dilini keser eline veririm. Anladığını umuyorum."

  Jisug sadece kafasını sallamakla yetindi. En azından şuan ne yaşandığını bilmek istiyordu. Katil onun ağzını açtığında konuşmaya başlamıştı.

"Sen kimsin benimle ne yapacaksın?"
"Sakin ol sincapçık, burada soruları ben sorarım. Nefesini sorularımın yanıtlarını verirken kullan."

"Sen kim oluyorsun da bana emir veriyorsun aptal herif!"
"Eğer haddini aşmaya devam edersen katilin sincapçık"

  Katilin bu denli alaycı tavrı Jisung'u delirtmeye başlamıştı. Genelde bir ortamda umursamaz alaycı biri olacaksa o kişi hep Jisung olmuştu. Ama burada işler tersine dönmüştü.

"Adın Soyadın?"
"Kim olduğunu bile bilmediğim birine ifade vereceğimi mi sanıyorsun?"

Mor saçlı oğlan sinirlenmişti artık. O lider potansiyelinde biriydi. Verdiği emirlere uyulmamasından da nefret ederdi. Yan masadaki bıçağı alıp çocuğun koluna kesik atması da gayet açıklayıcı olmuştu.

"Siktir! Kolumu deldin!"
"Adın soyadın?"

  Jisung pes etmişti. Bu oğlana istediğini vermek zorundaydı. Çünkü ölmek için henüz çok erkendi.

"Han Jisung"
"Güzel, bana özgeçmişini anlat şimdi"
"E yuh artık, başka soru mu kalmadı?"

"Sincapçık kızdı galiba" dalga geçiyordu onunla katil. Jisung tanrıdan sabır diledi o an.

"Önce sen bana kim olduğunu söyle mor kafa!"
"Bu kadar merak ediyorsan Han, Lee Know. Aranan katil. Sende yeni kurbanımsın"

  Jisung afallamıştı. Aslında tahmin etmeliydi. O adam çığlıkları yeni cesedin haberiydi. Sadece Jisung anlamamıştı.

"Kurban derken, kurban kotanı o adamla doldurmadın mı?"

Katil kahkaha atmıştı. Ona göre herkes çok basit düşünüyordu. Kimse düşüncelerini irdelemiyordu.

"Evet Han Jisung, haftaya kadar cinayet işlemeyeceğim ama sen şuan katil olduğumu bilen tek kişisin. Seni göz ardı edemem."

"Bir gecede iki cinayet işle. Deli misin sen? Karakola gider adını veririm."
"Siz fazla basit düşünüyorsunuz. Seni ölmüşten betere çevireceğim Han Jisung."
"Seni polislere verirken ki bakışların mı ölmüşten beter edecek beni? Güldürme şu halimde beni."

"Hayır. İstesen de söyleyemezsin beni çünkü o cinayeti sen işledin Han"

"Hangi cinayet ya, benim neden haberim yok"
"Umarım fotoğrafı görünce de aynısını diyebilirsin sincap."

  Lee Know, oğlana fotoğrafı gösterdi. Gösterirken yüzndeki tepkiyi izliyordu ve bundan keyif alıyordu.

"İşte cinayet anı, Han Jisung."

Bu ficin bir gün tutması dileğiyle...💗

Killer Wanted/MinsungWhere stories live. Discover now