Dökülen Kahve

8 2 2
                                    

Her kalp kırılır...

Aşk nedir? çok mu sevmektir?,özlemekmidir? hayır hayır aşk sadece,acıdır,kalp kırıklığıdır,ölümdür...

Hayır ya hayır! Evet,salak ben haftalardır uğraştığım proje ödevini mahvetmiştim.Ödevimin üstüne,beni kendime getirsin diye yaptığım kahvem dökülmüştü.Ve görüyoruz ki kahveyi içmem değil,ödevimin üstüne dökülmesi beni kendime getirmişti.Ben asla bu ödevi tekrar yapamam,yapana kadar zaten içim dışıma çıkmıştı hiç uğraşamam,ama sıfır da alamam.Üstteki kağıtları kaldırdığımda,alttakilerin de kahve lekesiyle dolduğunu görünce ağlamaklı sesler çıkararak kağıdı geri yerine koydum.Yok yani,bu böyle olmayacaktı,telefonu masanın üzerinden almak için uzanacağım sırada telefona da kahve bulaştığını farkettim,az kaldı şurada oturup ağlayacaktım,şaka gibiydi.Telefonu alıp yatağın baş ucundaki komidinin üzerinde duran peçeteden birkaç tane alıp hızlıca telefonu sildim ve hemen rehbere girip Selini aradım, insanın mükemmel bir arkadaşı olması çok guzeldi telefon hep ilk çalışta açılıyordu."Seloooşşş yardıım etttt"dedim tam da ağlamak üzere olan bir ses tonuyla, ve galiba bu Selin'i telaşlandırmştı."Noldu Leyal sana birşey mi oldu  gelim mi oraya!? "Ödev gitti ödeeeeğğğvv Aysun hoca beni öldürecek kesin,ikinci şansı da kaybettim vallahi de billâhi de bittim ben."Artık cidden ağlıyordum."Ya tamam bi sakin ol noldu nereye gitti ödev?"nereye gidecek canım, içine sıçtım sadece"kahve döküldü,hepsi mahvoldu"dedim harfleri uzatarak."ne zamana kadar süren var?"Aysun hoca en geç cuma günü demişti ve yarın perşembeydi."Son gün cuma demişti."bir günde ne yapabilirdim ki? Tabiki de bir bok yapamam."Tamam tamam ağlama artık,yarın beraber hallederiz."Yerdim ya bunu ham ham diye."şuan sana kocamanından sarılmak istiyorum."Telefondan bir kahkaha sesi yükseldi."Yarın doya doya sarılırsın artık."Görüşmek üzere diyip kapattıktan sonra kahve bardağına,en ters bakışımı atarak masanın üzerinde ki bütün kağıtları top haline getirerek kapının yanında ki,küçük çöp kovasina fırlattım.  Birkaç tane daha peçete kopararak  döktüğüm kahveyi  ve elimi de silerek onu da çöpe attım.Lavaboyu kullanmak için alt kata inmem gerekti ve kahretsin ki fena üşeniyodum.Oflaya poflaya alt kata indiğimde,mutfak tarafından sesler duydum ve şuan lavaboya hiç gerek kalmadan,korkudan altıma yapacaktım ama yine de bütün mallığımla mutfağa yöneldim bunu neden yaptığım hakkindaysa hiç bir fikrim yoktu. Mutfağın ışığını açtığımda,Ortalıkta hiç bir şey yoktu,halüsinasyon da görmeye başladığıma göre kesin delirdim,tam ışığı kapatip odaya geri döneceğim sırada, gözüm balkon kapısındaki suilete takıldı. Hadi canım ben halüsinasyonu da aşmışım.Korkudan,ışığı kapatmadan, ayaklarımi götüme vura vura odama çıktım. Yok kardeşim tuvaletimiz falan da kalmadı, hırsız olabilir miydi acaba? şuan korkudan yatağa girip zıbarmaktan başka birşey düşünemiyordum.Kendimi hayal gördüm diye kandırarak uykuya dalmıştım.



















Çok kısaydı ama ilerleyince daha da uzatılacak bu sadece başlangıç.Oy vermeyi unutmayın lutfenn
🥲🥲

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Unuttun mu Beni?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin