yirmi dört

2K 212 21
                                    

Böreğinden bir ısırık aldı. Üşenmeden mahalle bakkalına gitmiş oradan ayran almıştı bir de. Keyif pezevengiydi tam. Böreği büyük bir mutlulukla çiğnerken ben de onu izliyordum. Ne olduğumuzu bilmiyordum, ne olacağımızı da bilmiyordum.

Ama mutluydum. Onunla aramın bozulmaması, yıllar sonra bir nebze olsun farklı bir yere koyulmak, ona yakalanacağım diye korkmadan istediğim gibi bakmak öylesine mutlu ediyordu ki beni.

" Şş anandan öğrense lan böyle güzel börek yapmayı, ben de yanına kuru fasulye yaparım üf var ya çok güzel olur. " yudumu bittiği gibi heyecanla konuştu.

" Annem yapıyor ya, yiyoruz işte. "

Tek kaşını kaldırdı. " Lan ileride ikimiz yaşarken anana mı gelcez her canımız börek istediğinde? Öğren işte.. he istemiyosan bana börek yapmak anlarım kasma. "

Güldüm kendime engel olamadan. İlişkide seven ben iken, Mirza nasıl bu kadar hevesli olabiliyordu? İleriyi düşünmesi güzeldi ancak ben biraz yavaş ilerlemenin daha faydalı olacağını düşünüyordum.

Ellerimi cebime soktum. " Hayırdır ne zamandır birlikte yaşıyoruz Mirza?" tek kaşımı kaldırırak baktım yüzüne.

" Hep aile evinde mı yaşican sen?"

Omuz silktim. " Evlenene kadar orada yaşarım herhalde. "

Saklama kabından yeni bir dilim alırken kalkan kaşlarıyla bana baktı. " Erken değil mi lan evlenme teklifi için? Dur daha yeni her şey. " dedi ve böreğinden bir ısırık aldı. Mirza flört etmeyi çok iyi beceriyordu.

" Sen ne alaka? Evdekiler torun bekliyor. " dedim başımı karşıya çevirirken. Ne annem ve babam torun bekliyordu, ne de benim, özellikle bugünlerde, Mirza'dan başkasını sevecek halim yoktu.

" Muro'yu evlatlık alır kandırırız, onunkilerden hayır yok zaten. " rahatça konuşmasına güldüm. Hiçbir şekilde benim başkasıyla evlenmemi düşünmemesi hoşuma gitmişti. Bu sevgime güvendiğini gösteriyordu.

" Şimdi daha iyi görünüyor ama. " dedim Murat için. Ailesiyle arasının pekte iyi olmadığını biliyordum. Murat dışarıya pek yansıtmıyordu bunu, fazla alaycı biriydi. Ama taşındığından beri çok daha sağlıklı görünüyordu.

" Yeni düzen kurdu, kendi işini yapıyor... Ee aşk hayatı da güzel. Maşallah. " Orta parmağının eklemini oturduğu salıncağın kenarına vurdu. " O mutlu olmucak da ben mi olcak?"

Böreğin son parçasını ağzına atıp, ayranın son yudumlarını içti. Sonra getirdiğim peçete ile ellerini ve dudaklarını temizledi. Çöpleri çöpe atarken, saklama kabını bana vermişti.

Salıncaktan kalkıp, aramızda bir metre olacak şekilde karşıma dikildi ve bir sigara yaktı.

" Sen mutlu değil misin?" yukarıya doğru ona bakıyordum. Salıncakta olduğumdan alçakta kalıyordum.

" Mutluyum da, aynı şey değil ki. Aşk adamıyım oğlum ben. " yarım ağız sırıtarak konuştu. Mirza benden bir şeyler bekliyordu, bunu anlamamak için gerçekten aptal olmam gerekiyordu.

Sigarasından bir duman alırken, yukarıya döndü bakışları. Ben de aynı şekilde yukarıya baktığımda alnıma değen su damlasıyla kaşlarım çatıldı. Yağmur yağacak gibi durmuyordu oysa.

Damlalar çoğalmaya başlayınca yerimden kalkmak zorunda kalktım. " Yürü eve girelim. " dedim arkasına geçip onu bizim eve doğru iterken yavaşça.

" Lan eve giderim ben. Gece gece rahatsız etmeyeyim sizinkileri. "

Elindeki sigarayı çöpün küllüğünde söndüreceği zaman duraksadım. Hallettiğinde onu ilerletmeye devam etmiştim. Kabul etmesini beklersem ıslanacaktık.

Dükkan °BxB°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin